Olcay Köseoğlu

İki İleri Bir Geri

Olcay Köseoğlu

İki hafta kazanmanın ardından bu hafta maalesef Pendik deplasmanında hiç hak etmediğimiz bir mağlubiyet aldık ve milli araya puansız girdik. Peki ne olacak bu halimiz. Elbette bir maç kaybetmek dünyanın sonu değil. Fakat işimiz zor bunu kabullenmekte fayda var. Çok üst düzey futbol oynamadığımız ortada, buna rağmen bu maçı kaybetmeyebilirdik. Girilen pozisyonlara baktığımızda en az bir tanesini gole çevirebilirdik. Fakat nedenlerini takım içinde çözmemiz gereken pozisyonları harcadık desek yeridir.

Bu hafta ufakta olsa hakeme değinmek istiyorum. Maç bitiminde antrenörümüze gösterdiği ikinci sarı kart ve sonucunda verdiği kırmızı kart aslında maç esnasında verdiği kararların bir özeti idi. Maç bitince tekrar tekrar görüntüye baktım. Fakat elini sıkmaya gelip saatin gösterilmesi bana ikinci sarı kart için biraz ağır geldi. Takdir kamuoyunun elbette. Bunun yanı sıra maalesef basit ikili mücadelelere bizim aleyhimize o kadar fauller verdi ki maç içinde takımın tam temposunu arttırmaya başladığı anda hızını kesti bu kararlar. Tabii ki bunlar bir takım için bahane olmamalı. Fakat gerek rakibin tempoyu düşürmesi gerek hakemin verdiği kararlar neticesinden hızımızın kesilmesi biraz ritim bulmamızı zorlaştırdı diyebiliriz.

Biraz özeleştiri yapacak olursak son birkaç haftadır savunmanın ortasında oynayan oyuncularımızda biraz düşüş var diyebiliriz. Drongelen mücadele gücü yüksek, kazanma hırsı olan bir oyuncu bunu sezon başından itibaren bizlere gösterdi. Fakat son birkaç haftadır bazı bocalamaları oldu sahada ve bu maçta da maalesef devam etti. Sezon içinde form iniş çıkışları gayet normaldir. Fakat bu iniş çıkışlarda hata artar ise maalesef takım açısından kötü olur. Yediğimiz golde de orta sahada kaptırdığımız bir topla başlayan rakip atağı zincirleme hatalar ile maalesef kalemizde gole dönüştü. Yenilen golde bireysel hatanın yanı sıra takım savunmasında da yerleşim hataları mevcut desek yeridir. Rakibin topu önüne indirdiği anda gerek defansın gerek defansif orta sahanın orada rakibi rahatsız etmemesi çokta kabul edilebilir bir durum değil.

Lig bitmedi ve daha çok çalışmamız lazım. Milli ara sonrası bizleri zorlu bir fikstür bekliyor ve kaybedilen puanlara dert yanmanın pek bir anlamı yok. Önümüzdeki zorlu maçlara çok daha sıkı çalışarak, hazırlanmalıyız ve elimizden gelenin daha iyisi yapmaya gayret göstermeliyiz.

Son olarak milli arayı çok iyi değerlendirip içeride oynayacağımız maça çok iyi hazırlanmalıyız. Tekrar bir hava yakalamaya çok ihtiyacımız var. Oyun olarak sezon başına göre gelişim gösterdik. Fakat ligde puanlar almak istiyor isek şu an için bunun yeterli olmadığını görmeliyiz. Bu milli arada eksik taraflarımızı giderip daha güçlü bir şekilde dönmemiz şart. Ne demiş Albert Einstein: ''Zorlukların göbeğinde fırsatlar yatıyor.'' Karşımıza çıkacak zorlukları fırsatlara çevirmek dileğiyle?