Olcay Köseoğlu

Yazları Şimşek Çakar Yahu…

Olcay Köseoğlu

Evet evet yazları da şimşek çakar. Fakat Samsunspor  sonbaharı bekliyor anlaşılan! Tamam ligin başı, transferler olacak, milli takım arası da var onu da anladık! Neden bu kadar ağırdan alınıyor bazı şeyler onu anlamlandırabilmiş değilim. Dün akşam ligin ilk iç saha maçına Fenerbahçe karşısında çıkan Samsunspor açık ve net olarak bize şunu gösterdi ki transfer şart.

Oyuncuların yaptığı mücadeleye söyleyecek hiçbir sözüm yok. Sahada gerekli mücadele verildiği kanaatindeyim. Fakat kadro derinliği açısından baktığımızda çok ama çok büyük eksikliklerimiz var. Özellikle skora etki edecek, pozisyon üretecek oyuncularda eksikliklerimiz mevcut. Bir an önce kadronun artık şekil alması gerektiğini düşünüyorum. Elbette lig uzun maraton, daha zamanımız var. Fakat geçen zamanında telafisi yok. Haftalar geçmeye başladı artık. Bir an önce iskelet kadronun oluşturulması gerekliliğini dün akşam net olarak gördük galiba.

Maça gelecek olursak Samsunspor ilk on dakikaya fena başlamadı. Kritik dokunuşlar gelse belki maçın hikayesi bambaşka olabilirdi. Fakat on dakikadan sonra önce ivme kaybettik sonra geri çekilmeler başladı. Her iki takımda ilk yarıda fazla pozisyon üretemeyince ilk yarı golsüz berabere bitti. İkinci yarıya çok hızlı başlamamıza rağmen devamında topu rakibe bıraktık ve tempoyu artırarak üstümüze gelmesine engel olamadık. Rakip golü bulunca biraz daha ön alana topu taşımaya çalıştık. Fakat bloklar arası bağlantılarımızda hala sorunlar yaşadığımız için pozisyon bulmakta zorlandık doğrusu. Ön bölgedeki eksiklerimize rağmen bazı anlar var ki maçın sonucunu değiştirebilirdi. Gole kadar çok fazla durmayan oyun golden sonra çok fazla durmaya başladı ve tempoyu artırmaya yönelik hamleler yaparken istediğimiz ivmeyi yakalayamadık. Devamında da uzatma dakikalarında yediğimiz gol ile maç sonucunu görmüş olduk.

Oyunda güzel sinyalleri gördük. Fakat bu yapbozda daha çok eksik parça var. Bir an önce onları tamamlarsak güzel olur. Bana kalırsa iç saha maçlarında rakip kim olursa olsun daha agresif bir oyun oynamalıyız. Bu demek değil ki topa biz daha çok hakim olalım. Rakibe göre topla daha az oynayabiliriz. Fakat daha agresif, daha üretken, daha fazla basan ve organize olan bir oyun planında ilerler isek saha içi reaksiyonlarımız çok daha farklı olabilir. Tabii ki bu organizasyonda ön taraf oyuncularımızın daha fazla istemesi, daha fazla üretmesi ve birbirleriyle daha uyumlu bir görüntü vermesi şart.

Tribünlerde yine güzel görüntüler vardı. Fakat bana kalırsa iç saha maçlarında sahadaki oyuncularımız kadar tribünlerimizin de daha agresif bir baskı oluşturması gerekiyor.  Tribünlerin bu takımı nasıl ateşlediğine geçtiğimiz yıllarda fazlasıyla şahit olduk. O yüzden gerek saha içinin gerek tribünün özellikle böyle maçlarda daha agresif, baskı oluşturan bir ruh halini alması kanaatindeyim.

Ve son olarak uzun bir yolculuğa geçen hafta ilk adımı attık ve bu hafta ile ikincisini tamamladık. Her ne kadar Balzac  ''Her güç, sabır ile zaman birleştirilerek sağlanır'' dese de önümüzdeki zamanı iyi kullanıp gerekli bölgelere yapılacak transferlerin bir an önce takımın içine girmesi kanaatindeyim. Herkese iyi haftalar diliyor, bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle hoşça kalın.