Olcay Köseoğlu

Umutları Tazeleyin, Olacak Bu İş Olacak

Olcay Köseoğlu

Dün akşam erteleme maçında yine iyi bir dönüş ile takımımız ligdeki ikinci galibiyetini aldı. İlk yarı tabiri caizse, dan dun oynanan bir futbolla kalemizde golü gördük ve devreye maalesef mağlup girdik. Devre arasındaki değişiklik ile, takımın bu sonuca razı olmayacağının izlerini gördük ve ikinci yarının başlamasından on dakika sonra da iki değişiklik ile bunu daha da perçinledik.

Son iki maçta oyuna sonradan giren oyuncuların maçın gidişatına olumlu yönde katkı yapmaları oldukça değerli idi. Dün akşam sonradan giren oyuncularımızın katkısı ile skoru lehimize çevirmeyi başardık. Kaçan penaltı sonrası takip eden Nanu topu güzel bir yere çevirerek maçı almamızda önemli pay sahibi olurken, hem ilk golümüzü atan hem de penaltıyı alan Soner Aydoğdu'nun da hakkını teslim etmek gerek. Diğer bir değişiklik ise Olivier Ntcham idi. Ntcham bu takıma çok iyi katkılar verebilecek yeteneklere sahip bir oyuncu gerçekten. Sadece kendini ve saha içinde doğru pozisyonunu bulması gerektiğini düşünüyorum. Orta sahada Holse ile ikisinden aynı anda verim alabilir isek gerçekten bu orta sahamızı daha etkili bir şekilde kullanabiliriz. Şöyle bakıyorum da Taylan'da döndüğünde takımın içinde en çok orta sahada forma savaşı verilecek gibi.

Peki bu maç nasıl oynadık. Aslında oyunun geneline baktığımızda çok çok iyi bir futbol oynayamadık maalesef. Özellikle ilk yarı bir tık vasat ve vasatında altında kaldık desek yeridir. Fakat ikinci yarıya oldukça iştahlı başladık ve her geçen dakika bu iştahı bu isteği arttırarak devam ettik. Pozisyon verdik mi elbette verdik ama kazanma arzumuzdan ödün vermedik. Markus Gisdol geldikten sonra yukarıya doğru ivme kazanan takımımızın artık nasıl bir oyun oynayacağını ve bunu nasıl geliştireceğini ve de nasıl bir felsefe ile sahada olacağını artık anladık diyebiliriz. Bu oyun felsefesi her zaman sahaya yansımasa da en azından böyle bir oyun felsefesinin bizleri mutlu ettiğini söyleyebiliriz. Önde basan ve sürekli isteyen ve son düdüğe kadar asla maçtan kopmadan disiplinli bir şekilde maça devam eden bir takım kimi mutlu etmez ki.

Son maça nazaran istatistiklerimizde ufak tefek değişiklikler var. Fakat yine bu konuda da takımımız oldukça önde rakibe göre. Geçen maçta rakip ceza sahasında 31 kez ile topla buluşurken bu maçta 25 imiş. Geçen maç 380 pas yaparken bu maç 377 yaptık. Diğer istatistiklerde üç aşağı beş yukarı bir önceki maçla karşılaştırdığımızda bunlar gibi birbirine yakın. Yani buradan şunu çıkarabiliriz takımda istikrar var. Kazanma arzusu gibi tıpkı.

Peki eksikliklerimiz yok muydu? Elbette vardı, biraz önce ufakta olsa buna değindim. Oyun felsefemiz her zaman sahaya yansıyamayabiliyor. Fakat şöyle bir gerçeği unutmamak lazım. Karşımızda da bir takım var ve onlarda profesyonel bir şekilde bizler gibi maçlara hazırlanıyorlar. Bazen oynadığınız kadar rakibi oynatmamayı başararak maçı tamamlarsınız. Ayrıca ülke futbolunda topun oyunda kaldığı süreleri de göz önünde bulundurursak maçın her anında çok iyi oynamanın pekte mümkün olmadığını söyleyebiliriz. Fakat kazanmayı bilmek önemli ve bu aralar çok daha önemli. Maç sonu hocamızın dediği gibi oyuna çok bakmadan bugün üç puanın keyfini çıkarıp, yarınlar için çalışmaya başlamakta fayda var. Fakat yine de bir konuya değinmeden geçemeyeceğim. Birinci bölgeden üçüncü bölgeye transit geçiş oyunları. Orta sahayı pek kullanmadan defanstan direkt üçüncü bölgeye topu taşıma isteğimiz. Bir an önce gole gitmek açısından güzel bir şey olmasına rağmen, dönüşler için problem doğurmasının yanı sıra orta sahadaki organizasyonsuzluğu da gözler önüne seriyor. Diğer maçlarda da bu durum vardı. Fakat bu maçta daha da belirginleşti. Umarım önümüzdeki maçlarda orta sahamız birinci bölgeden daha fazla top alır ve ileriye taşır.

Son olarak hafta içi maçı olmasına rağmen tribünlerin doluluk oranları ve destek oldukça iyiydi. Fakat futbolcularımızın iştahı artıp pozisyona girince gördük ki tribünler daha da çoşkulu oluyor. Özellikle iç saha maçlarında futbolcularımız tribünleri ateşleyecek hamleler yaptığında bu taraftarın desteğinin daha da artarak devam edeceğini kestirebilmek zor değil. Ee tabii taraftarda aynı şekilde futbolcuları ateşleyecektir ve kazanan hepimiz yani Samsunspor'umuz olacaktır. Bu hafta çokta nasıl oynadığımıza bakmadan üç puanın keyfini çıkaralım. Ne demiş Sokrates: Mutluluğun sırrı; daha çok olanı aramakta değil, daha az olanın tadını çıkarmakta saklıdır. Pendik maçında görüşmek üzere.