Olcay Köseoğlu

Silkelenip Kendimize Gelelim

Olcay Köseoğlu

Geçen hafta Galatasaray maçından sonra, daha stadyumdan çıkmamış iken arkadaşıma ikinci yarıdaki oyun umarım sadece bu maçlık değildir diye bir yorum yapmıştım. Bu hafta sahaya çıkan takımımızdan şahsi beklentim, geçen haftaki oyunun biraz daha üstüne koyarak ivme kazanmış bir takım ve oyun ortaya koyup puan ya da puanlar alması idi. Fakat ve maalesef sonuç hiç öyle olmadı.

Maça şöyle dönüp baktığımızda aslında ilk 8-10 dakika oldukça istekli bir Samsunspor gördük. Fakat kalemize gelen ilk topun gol olması ile takımın hızı kesildi ve küçük bir panik hali göründü. O panik daha atlatılamamış iken kalemizde ikinci golü de görünce maalesef büyük bir moral bozukluğu ortaya çıktı. Bu skordan sonra ben takımın geçen hafta gösterdiği gibi bir refleks bekledim doğrusu. Fakat gerek ilk yarı gerek ikinci yarı böyle bir baskı ya da refleks gelmeyince her geçen dakika moraller daha çok bozuldu ve oyundan kopmalar iyice baş gösterdi.

Takımımıza baktığımızda istekli ve arzulu oynayan oyuncu sayısı oldukça azdı bu maçta. Gol pozisyonuna girdik mi, evet girdik fakat yeterli sayıda pozisyona giremedik maalesef. Futbol bu, her girdiğimiz pozisyonun gol olmasını bekleyemeyiz. O yüzden girdiğimiz pozisyon sayısını arttırmamız için daha çok üretip daha çok yapmamız gerekli. Maalesef bu maçta gerek kanatlardan gerek ortadan yaptığımız etkili organizasyon sayısı oldukça az idi.

Orta sahamızdaki performans düşüklüğü birçok konuda etkileyici oldu bana kalırsa. Kaptan Osman ve Holse dışında orta saha oldukça vasat idi. Osman oynadığı pozisyonun hakkı olan mücadeleyi verdi. Holse ise bana kalırsa buraya gerçekten futbol oynamaya gelmiş dedirtecek işler yapıyor aslında. Çok fazla göze çarpmasa dahi küçük detaylarda Holse'yi biraz daha tanıyoruz. Arkaya attığı koşular, kanat değiştirmesi, top ile oynama ve sürekli oyunda kalma isteği benim gözüme çarpanlardan birkaç örnek sadece. Bu şekilde devam etmesi halinde muhakkak takıma büyük katkıları olacağı düşüncesindeyim.

Ligin başlarından artık yavaş yavaş uzaklaşmaya başlıyoruz. Ben demiyorum ki enseyi karartıp ah vah edelim. Daha çok zaman var. Fakat takımın gerçekten bizlere kaliteli bir oyun göstermesi ve kaliteli oyunda istikrar sağlaması gerektiğini düşünüyorum. Hani şu oynanan son maçtan sonra önümüzdeki maçta öyle bir oyun ortaya koymalıyız ki, insanlar bu Samsunspor bambaşka diyebilmeli.

Son olarak maç bitiminde taraftarın takıma yine desteğini gördük. Taraftar her ne olursa olsun bu takıma desteğini hiçbir zaman esirgemiyor. Saha dışı söylemlere ve olaylara çok fazla değinmeyi tercih etmiyorum. Fakat gözlemlerimden şunu söylemek isterim: Taraftar ve takım yavaş yavaş bağ kurup o bağı güçlendirmeye başlıyor. Benim düşüncem bu bağ sadece taraftar ve takım arasında olmamalı. Bizler gerçekten önemli ve büyük bir camiayız. Bu bağın bütün camiaya yansıyıp genişlemesini temenni ediyorum. Ve son olarak takım başta olmak üzere bütün camia silkelenip kendimize gelip, birlikte nasıl yükseldi isek birlikte bu günleri atlatalım. Haftaya bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle.