Samsunspor Süper Lig yolunda önemli bir virajı daha kayıpsız atlattı. Fakat stressiz atlatamadı. Göztepe maçına göre değişikler vardı, ki bunu gayet normal karşılıyoruz. Yoğun maç trafiğine rağmen hem kadromuzun genişliği hem de sisteme dayalı bir takım oluşturmamız elimizi güçlendirdi aslında.
Pendikspor maçında olduğu gibi erken golle başladığımız maçta, ikinci golü bulmamıza rağmen gol vardan dönünce 1-0lık skor ister istemez stres yarattı. İlk yarıda golden sonra belki çok fazla pozisyona giremedik. Fakat rakibe de pek pozisyon vermedik. Diğer maçlara göre oyun tempomuz belki düşüktü. Her ne kadar ligde bir iddiası olmayan rakibe karşı sahada mücadele etsek dahi, hiçbir maç dışarıdan göründüğü kadar kolay kazanılmıyor maalesef !
İçsel ve dışsal faktörlerin yanı sıra bazen çok istemekte insan üzerinde stres yaratabiliyor. Tabii ki bugünkü oyunumuzun tek etkeni stres diyemeyiz. Sezonun ve yoğun maç temposunun getirdiği fiziki ve zihinsel yorgunlukları da buna eklersek sezon içinde böyle maçlar izlemek gayet normal. Ligin boyu kısalınca tabii ki üzerimizde ekstra bir stres yapıyor ama Samsunsporlu olmak bazen bunu gerektirir.
Sahada düşük tempolu oyuna rağmen Samsunspor tribünlerinin temposu hiç düşmedi. Ekran başındakiler için belki seyir zevkini yükselten hamleler tribünlerden geldi. 89. Dakikada kalemize gelen şut Samsunspor taraftarı için zamanın yavaşlamasına neden oldu! Hani ışık hızına ne kadar yaklaşırsak zaman da o kadar yavaşlıyor ya. Maç esnasında ne kadar ışık hızına yaklaştık, ölçemedim ama uzatma dakikaları bizim için oldukça uzun geçti diyebilirim. Hele yok mu o vardan dönen gol az daha ışık hızına ulaşmamıza neden olacaktı...Futbolun sonuç odaklı bir oyun olduğunu hatırlatır böylesi kritik bir virajı öyle ya da böyle kayıpsız atlattığımız için mutluluğun ve 3 puanın keyfini çıkarmanızı dilerim. Fakat böyle zamanın yavaşlamasına neden olan bir maç beni biraz acıktırdı. O yüzden ben bir porsiyon stres rica edeyim, lütfen tuz olmasın...
