Levent Kaya

Hocamın rahatsızlığı, Beşinci defter ve ek, Freebag, Free Radio, Canlı yayın

Levent Kaya

Pazartesi günü ne işim vardıysa okula gitmeyi unuttum. Elbette çeviri, kitabın düzeltmeleri, masa başı işlerim var. Kimi günler oturduğum yerden ancak karnımı doyurmak için kalkıyorum. Akşam “Marmara”ya gittiğimde Ankara’dan mezun bir gençle tanıştım. Anhbayar hocayı tanıyor. MUIS’te okuduğumu söyleyince beni Samet sandı. Demek Samet’in geldiğinden haberi olmuş. Önümüzdeki hafta onunla bir iş görüşeceğiz.


Salı günü hocama gitmeyi düşünüyordum ama hem evi temizlemem hem de giyeceklerimi yıkamam gerektiğini fark ettim. Öyle olunca arayıp haber vereyim dedim. Bir ara telefonuna bakmadı. Öğleden sonra okula gittim, kayıt görevlisi yine yoktu. Alt katta yabancı öğrencilere bakan Buyanhand hocayla karşılaşınca durumu anlattım. “Uğraşma, mail at,” dedi. Yalnızca bizim bina içinde bile yabancı öğrencilerin işlerine dört katta bakan en az altı ayrı ofis biliyorum. Öyle olunca da her iş karmakarışık. İkindi üzeri hocamı bir daha aradığımda sesi hiç iyi gelmiyordu. Herkes bir yerlere gidince evde yalnız kalmış. “Başım çok kötü ağrıyor, yattığım yerden kalkamadım,” dedi. Ben de ona temizlik işlerimi anlatınca “Yarın sabah istediğin saatte gel” dedi.

 

Okuldan çıkıp alış veriş edip epeyi de zaman geçirdikten sonra tam apartmanın kapısına geldiğimde bölüm başkanı aradı. Okuldayken bölümde onu sormuştum. Görüşmek istediğim konular da var, ama acele değil. Ona bu haftaki programı anlattım. Sonrasında müsait olduğunda arayacak.


Ertesi sabah erkenden uyanmışım. Duş alıp hemen hocama geçtim. Evde hoca hanımla ikisi vardı. Sağlıklarını sordum. Hoca hanım her zamanki gibi iyi. Hocam da ancak akşam kızı serum taktıktan sonra kendine gelebilmiş. İyi görünüyordu. Hoca hanım online dersine giderken “Hocan bugün yorgun, çok iş yaptırma” dedi. Farkında olduğumu söyledim. Çayın peşi hocam bilgisayarı açıp “Hadi” dedi ve akşama kadar 60 sayfanın tümünü elden geçirdik. Ben olsam onu yormayacaktım ama bugün kendini iyi hissediyor olmalı.


Evin karşısında demir yolu var ve saatte 3-4 tren geçiyor. Tren her geçtiğinde televizyon sinyaline engel oluyor. Eskiden böyle değildi. Evdeki anten yerli yerine. Acaba verici antende mi bir sorun olduğuna bakıyorlar. Henüz çözüm yok.


Ertesi gün şimdilik adını “Bozkır’ın Yıldızları” olarak düşündüğüm projenin tanıtım yazısını düzeltmesi için yardım istedim. O iş bittiğinde herkes eve dönmeye başlamıştı. Hocam arabayla hoca hanımı okuldan almaya giderken ben de eve dönmek üzere çıktım. Yolda Naran Tuul pazarına uğrayıp kendime gerektiği için freebag aldım. Yaklaşık 55 liraya yakın geldi. Doğrusu ya, Türkiye’de olsam bir çantaya bu kadar vermezdim ama gerekli. Havalar ısınmaya başladı, dışarı ceketsiz çıktığımda kartlar, gözlük, anahtarlar ve diğer şeyleri cebimde taşımam zor oluyor. Çanta iyi, bir gözüne kitap bile sığıyor. Kaç gündür okuduğum Dolgorıyn Tsendcav’ın romanını artık dışarı çıkarken yanıma alıp oturduğum yerde okuyabiliyorum.


Cuma günü olağan işlerden sonra güzel bir Türk yemeği hazırladım. Akşama doğru Erkin Emet hocam Özgür Radyo için yeni çıkan kitabım “Doğu Türkistan’dan Haber Var” ile ilgili benden röportaj aldı. Gece ise youtube’da yeni aynı kitap ile ilgili canlı yayın yaptık. Meraklısı için linki:

https://www.youtube.com/watch?v=4-m5YnSdtts&fbclid=IwAR3rrGqQojtgKojkbyEm8Enzlo_Vi_rdFCIzfnezED25oCJIdZdrzgq6Gxs

Gece geç yatınca dolayısıyla Cumartesi epeyi geç kalktım. İlk öğrendiğim şey de ülkemde sokağa çıkma yasağı ilan edilince, çok edepli, ahlaklı, eğitimli, görgülü halkımın virüs yayılma konusunda zorluk yaşamasın diye hep birlikte marketlere saldırıp anlaşamadıkları için de birbirlerini tekmelemeleri ve bıçaklamalarıyla ilgili haberleri gördüm. Binlerce km ötelerdeyim ya, rahat görmeyeyim. Beni bir güzel gerin, bir güzel… Gün içinde yeğenim aratıp evde kurduğu salıncağını gösterdi. Bu arada hocamla elden geçirdiğimiz son bölümü ancak akşam ele alabildim. Yine fırsat buldukça Türkiye’de ve Moğolistan’da evine kapalı kalmış büyüklerimi arayıp sağlıklarını ve hallerini sordum. Lütfen büyüklerinizi arayıp gönüllerini almayı unutmayın.

Pazar günü ise daha sekiz olmadan uyanmıştım. Bugün kahvaltıda değişiklik edip yumurtayı kıymalı, soğanlı, salçalı ve baharatlı kızarttım. Eve yığınla kıyma geldi ya, en azından karantina günlerinin keyfini çıkaralım, değil mi?

Gündüz ısıları artık 20 dereceye ulaşıyor. Ortalık dingin. Moğolistan Sağlık Bakanlığı her gün hatırlatma mesajları göndermeyi sürdürüyor.
Kitabın kalan kesimini akşama ele aldım.