Levent Kaya

Ders seçimi, Teşekkür listesi, Anhbayar hoca, Ameliyat, Ev temizliği

Levent Kaya

Okulun sisteminden ders seçme üstüne bankadan para ödeyim sayfamdan onaylamam gerekiyor. Dün yaptığım işlemi göremediğim için Pazartesi sabahı kalkar kalkmaz koşarak önce bankamın şubesin, orada paranın hesaba geçtiğini görünce okula, oradan beni bilgi işleme yönlendirdikleri için kütüphanenin 5inci katına koştum. Sonuçta işlem olmuş ve seçtiğim dersler sisteme geçmiş. Bununla bağlantılı olarak Kenan Kara, Bilge Kağan Sevindik, Hayri Ataş, Vasfi Mamuş ve Adem Alan beylere çok teşekkür ediyorum. Gerçi ben bir şeye onay vermedim, Kenan’ın demesiyle “paranormal” bir durum var ama en azından ders kaydımda sorun yok. Yaşasın. Ama o arada başımın çok terlediğini fark ettim.


Anhbayar hoca Türkiye gezisinden döndü ve Samet ile onu görmeye gittik. Gerçi Samet’e öğleye doğru okulda olacağını söylemişti ama gelmesi öğleden sonra 2yi buldu, belki de geçti. Evi Jukov’un oradaymış ve “kilo vermek için” okula kadar yürüyerek geliyormuş. İnsanoğlu dünyanın her yerinde aynı; boş işler yapmaya bayılıyor.
O yüzden gün içinde niyetlendiğimiz başka hiçbir işe zamanımız kalmadı. Samet ucu ucuna dersine yetişti.
Ben haftada üç gün özel İngilizce dersi vermeyi sürdürüyorum. Diğer her türlü toplantı hâlâ virüs tehlikesi gerekçesiyle yasak. Hafta sonu gevşediğini gördüğüm maske kullanımı hafta başıyla birlikte yeniden eski hızını kazanmış. Sokakta maske takanlar çoğunlukta.
Pazar günü alış verişe gittiğimizde başımı üşütmüşüm. Evde otururken bile soğuk terler atıyordum. Pazartesi sabahki terlemem de bu yüzdenmiş. Üç gün evde başımı havluyla sararak oturdum; ancak kendime geldim.


Havalar hafta ortasıyla birlikte iyice ılıdı. Böyle olmamalı; burası Moğolistan kardeşim.
Perşembe günü hocamları yeniden yemeğe davet ettim. Zaten ameliyata girmesi yakın, bir daha ne zaman gelecekler? Bu kez sebzeli, bol sulu somon ve yanına pilav yaptım. Salata ve soğuk çayımız da vardı. Tabi bugün Samet’in oturma izni de geldi ama akşama doğru geldiği için ertesi güne bıraktık.


Bu arada Samet Moğolcayı yavaştan ilerletiyor. Akşam yemeğinde iki hocam da yakın zamanda onun da söyleşiye katılmasını umup dilediklerini söylediler. Doktorlar daha önce hocama ameliyat için Şubat’ın 11ini vermişken, bu kez gün uygun olduğu için Cuma sabah ameliyata çağırmışlar. Akşam saat yediden başlayarak bir ilaç alarak sindirim yolunu temizlemesi gerekiyormuş. Onun için kızının evine gitti. Bu arada kızı her birimizi birer kere arayıp geç kalmamalarını hatırlattı.
Cuma günü öğleden önce hoca hanımı, o cevap vermeyince kızlarını aradım. Doktorlar ameliyatı Cumartesiye bırakmış. Biraz sonra hoca hanım arayıp o da bilgi geçti. Hocam Candy Crush oynayıp ertesi günü bekliyormuş. Öğleye doğru gidip Samet’in pasaportunu ve oturum izni kimliğini aldık. Okulun muhasebesinden yine ders ödemesi için gerekli yazıyı alamadık ama en azından Samet’e gerekli olan banka hesabı açtırma işlemini gördük. Bugün için tek kazancımız o oldu diyebilirim.
Hafta sonu havalar ılık, ev sıcak, çeviri işim sürüyor. Öğleden önce evin her yerini kıyı bucak süpürdük, sildik. Öğleden sonra Samet ile hareket olsun diye yürümeye çıkıp meydan çevresinde geniş bir tur attık. Eve dönünce hocamı aradım. Hoca hanım cevap verdi. Hocama ağrı dindirici vermişler, uyuyormuş. Genel olarak ameliyat başarılı geçmiş. Bir ara kalkmış, birlikte biraz yürümüşler, çorba yemiş, tuvalete gitmiş. Akşam yine özel İngilizce dersim vardı. Hâlâ aranızdan eli tutulmayacak bir ağa çıkıp beş-on bin dolar vermediği için… Vazgeçtim.


Pazar günü de geç kahvaltı, çeviri, olağan durumlar. Öğleden sonra dolaşmak için Merkuri’ye kadar yürüdük. O teyzeden bu kez elma ve ısrarı üzerine mandalina aldık. Mandalina Türkiye’den. Eve geldiğimde kız kardeşim görüntülü aradı, yeğenim yarım saatten uzun süre konuştu. Sonra bu yazıların en sıkı takipçisi olacağını vaat eden Vasfi Mamuş aradı, yarım saat kadar da onunla konuştuk. Türkiye’de her yerden kar manzaraları var; bizim buraya neredeyse bahar geldi.
Saat gece on bire gelirken biraz da kitap işine zaman ayıracağım.
Levent Kaya yazısı