Levent Kaya

Cenaze, Sallama Çay, Öğrenci Kimliğim, Çam Ağaçları

Levent Kaya


Geçen haftayı başta öğretmenim olmak üzere öğretmenlerin gününü kutlayarak kapamıştık.

 


Pazartesi sabahı ninenin durumundan bilgi almak düşüncesiyle Bilgee’yi aradım. Evde idi. Nine Cumartesi gününü çıkaramamış. Hocamın da işi bitmeden dönmesine izin vermemişler. Eve gelen giden kalabalık olunca bütün yük de hoca hanımın sırtına kalmış. Bilgee de en azından annesine yardımcı olmak düşüncesiyle izin aldığını söyledi.

 


Bu arada bir yandan elimdeki çeviriyi yetiştirmeye çalışırken bir yandan da önümüzdeki hafta Çarşamba günü sunacağım dersin ödevini hazırlamaya giriştim. İsmail de Türkiye’ye gidişi yaklaştığı için öte, beri koştururken elinden geldikçe beni rahatsız etmemeye çalışsa da gittiği kimi yerlere birlikte gitmem gerekti.

 


Öğretmenimin planlanan dönüşü, en azından Salı günüydü; sabah eve döndü. Bu arada cenaze işleri için Cuma sabahı 04:30’u vermişler. Bilgee babası geldikten sonra yüklerinin hafiflediğini söyledi. Öğretmenim, haberi aldığından beri uyumamış. Zaten kaç zamandır annesinin durumu iyi olmadığı için içinden atamadığı bir sıkıntısı vardı. Şimdi kesin çok daha dardadır. Doğru sözleri bir araya toplayıp da dile getiremiyorum.
İsmail’den Türk çayı alan yerler var. 500 gramlık Türk çayı. İsmail ile ikimiz ayda bir paket bitiriyoruz. Bu hızımızla neredeyse kimi lokantalardan daha çok çay tüketiyoruz. Her gelene ücretsiz çay ikram edilen bu tür yerlerde çay tüketiminin nasıl olup da böyle yavaş olduğunu bir türlü anlayamıyorduk. Bir Türk aşçımız çalıştığı yerdeki ucube yaklaşımı anlattı. Meğer patron Türk çayı bitmesin diye, daha ucuz olsun diye sallama çay alıyormuş. Gizemin çözülmesi bir yana, daha da çok şaşırdık. Yahu, o sallama çayın bizim paketten daha ucuza gelmesinin imkânı var mı?

 


Salı ve Çarşamba günleri Cengiz Kağan’ın doğum günü ve Moğolistan devletinin kuruluş bayramları olarak tatildi. İki gün neredeyse evden hiç çıkmadan hem çevirimi hem de ödevimi yetiştirmeye çalıştım. Bugüne kadar beni bu ödev kadar zorlayan bir şey olmamıştı. Hakkında hiçbir şey bilmediğim, hiç ilgimi çekmeyen bir konu için yalnızca ders geçmek için orta halli bir makale yazmam gerekiyor. Çok sıkıldım. Akşam Türkçe dersi olması sayesinde iki-üç saatliğine evden çıktım. Çıkarken sitenin tam ortasında duran Ford jip dikkatimi çekti. Haftalardır orada duruyor. Sahibi büyük olasılıkla aküsünü de sökmüş, kış boyunca oraya bırakıp gitmiş. Eve döndükten biraz sonra İsmail kapımı çaldı. Bayram yüzünden her yer kapalı ya, iki gündür evde o da sıkılmış. Şehrin güney yakasının yaslandığı Zaisan Tepesine çıkmayı teklif etti. Geç saatte arabayla oraya çıkıp Ulaanbaatar’ın görüntüsünü aldık. Hafta içi sayfama koyduğum fotoğraf o geceden.

 


Perşembe günü öğleden sonra okula gittim ve bölüm başkanımız adını vermek istemediğim bir dilin özellikleri ve yazı dizgesi hakkında ders vermemi istedi. En azından onun dersinden geçmeyi sağlama alsam iyi olacak. Diğeri zaten beynimi yakmak üzere. Sonrasında ona çalışmayı düşündüğüm tez konusunu ve ekonomik durumumu anlattım. Olabilecekleri konuştuk. Okul harcında bütçem hâlâ açık. Memur emeklisi çocuğu olduğum için burs veren de yok.

 


Cuma günü de okula gittim. Bu arada kaç ay sonra öğrenci kimliğime kavuştum. Artık okulumun 6 katlı kütüphanesine gönül rahatlığıyla girebileceğim.

 


Cumartesi günü İsmail para tahsilatına çıkarken yardım etmemi istedi. O trafik sıkışıklığında 3 km kadar yolu 2,5 saatte gidebildik. Yollar renkli, ışıklı, her yerde yapay çamlar dikilip süslenmiş. Moğollar yeni yıla belki de dünyanın diğer tüm toplumlarından daha heyecanlı ve hazırdır. Gobi yemeğe yine zam yapmış. Akşam Bilgee ile yine buluştuk. Ne diyeceğimi bilmediğim için henüz aramadığımı söyledim. “Salı günkü dersinde görürsün nasıl olsa. Acele etmene gerek yok,” dedi ve zaten öğretmenimin haberi aldıktan sonra cenazeye kadar hemen hiç uyumadığını; cenazenin peşine çocukları da alıp evden çıktığını ve “Biz yokken siz iyice bir dinlenin,” dediğini anlattı. Bence de güzel bir dinlense iyi olacak.

 


Pazar günü ödevimin önemli bir kesimini tamamladım ve içim az da olsa huzura kavuştu. Haftayı Türkçe dersiyle kapadık.