Koronayla mücadele ediyoruz.
Bu salgın, dünyanın hemen her yerinde sosyal ve ekonomik hayatı olumsuz etkilemeye devam ediyor.
Spor müsabakalarından tutun, düğünler de dahil bir çok etkinlik iptal edildi.
Dünya ekonomisi büyük düşüşte.
Belirsizlik, durumu daha vahim hale getiriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Ulusa Sesleniş' programı ile halkın karşısındaydı.
'Biz bize yeteriz' sloganı ile yardım kampanyası başlattı.
İban numaraları verdi.
Bunları, AK Parti Genel Başkanı sıfatıyla mı, yoksa Cumhurbaşkanı sıfatıyla mı söyledi bilemiyorum.
Korona salgını ile mücadele eden devletler, özellikle küçük ölçekli işletmelerle, işlerine gidemeyen, işinden ayrılmak zorunda kalan vatandaşları için ekonomik çözümler üretmeye çalışıyor.
Türkiye’nin korona virüsü ile mücadele için ayırdığı tutar, 15.3 milyar dolar.
Korona virüsü bütçeleri arasında en büyük paket ise ABD’ye ait.
Tam tamına 1 trilyon dolar.
Bu mücadele için Fransa 373 milyar dolar, Almanya 614 milyar dolar, İspanya 216 milyar dolar bütçe ayırdı.
Ne diyordu Orhan Gencebay şarkısı, 'Biz böyle kadere layık değiliz!'
Hayır, biz tam da böyle bir kadere layığız.
Vaka ve ölü sayısı artmaya devam ederken, Erdoğan televizyona çıktı ve 'Bu bütçe ile bu işler nasıl olacak?' endişesi taşıyan yurttaşlarımızın yüreğine su serpti.
'Biz bize yeteriz!' dedi ve yardım kampanyasının startını verdi.
Anayasa'nın 5. maddesi, devletin görev tanımını yapar.
Devletin temel amaç ve görevlerinden en önemlisi belki de, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.
Devlet, yardım toplamaz, yardım eder.
Yardımı, sivil toplum kuruluşları, dernekler toplar.
Devlet, ihtiyaç duyduğunda bu mekanizmayı harekete geçirebilir.
Ancak bunu, kimin eliyle yapacaksın?
Ensar Vakfı'nın mı, Türgev'in mi?
Ortada ne bu çağrıyı yapacak, tarafsız bir Cumhurbaşkanı var, ne de bu işleri yürütecek güvenilir bir sivil inisiyatif kaldı..
Kızılay da dahil.
Kendileri 7 maaş bağışlıyorlar bu kampanya için.
7 günlük yevmiyeye muhtaç olandan yardım istiyorlar.
Niye 7 maaş, onu da anlamış değilim.
1 yıllık değil, 3 aylık değil, niye 7 aylık maaş?
Garip.
Anadolu'da genellikle İslami derneklerin neredeyse gelenek haline getirdiği, yardım amaçlı düzenlenen kermesler aklıma geldi.
Karantina şartları elverse, bir kermes kaldı yapmadığımız.
Madem korona mücadelesinde 15 milyar dolarlık bütçe ile yola çıktık..
Madem vatandaştan gelecek 10 liranın peşine düştük..
İMF'ye borç verecek düzeyden buralara nasıl geldik sormuyorum bile..
Allah bu millete, zihin açıklığı versin.
Madem kampanya başladı, ben de bir çağrı yapayım.
Bu milletin, kendisine yetecek dermanı kalmış değildir.
Devletten ihale alma şampiyonlarını, rantçıları, fırsatçıları, yüzde oncuları, milletin sırtından inmek bilmeyenleri yardım etmeye; bir nevi, aldıklarını vermeye davet ediyorum.
Azıcık vicdanları kaldıysa tabi.
