Sabah AK Parti Genel Başkanı konuşuyor, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı'na ve koca bir camiaya, ağıza alınmayacak laflar söylüyor:
'Türkiye’nin mücadelesini sürekli fitne ile yalanla lekelemeye çalışan her kim olursa olsun haysiyetsizdir, onursuzdur, şerefsizdir, alçaktır, haindir.'
Böyle hassas bir dönemde edilecek laf mıdır?
Ediyor.
'Şehitler tepesi boş kalacaktır' sözünün karşılığı bu mu olmalıdır?
O söyleyecek, sen susacaksın.
Aynı ayarda mukabele etmeye kalkarsan, derhal Cumhurbaşkanı zırhına bürünüyor, Savcılar harekete geçiyor.
CHP Grup Başkan vekili ve Sakarya Milletvekili Engin Özkoç'un başına gelen, aynen budur.
Sonrasında yaşanan olayları ise konuşmak bile istemiyorum.
Yumruklar, küfürler..
Milletin vekili, milletin vekiline saldırır mı?
Millete değil de, kendisini vekil yapana daha çok bağlı ise saldırır.
Atatürk'ün, 'Milli dertlerin şifahanesidir' diye nitelediği Meclis çatısı altında olduğunun farkında değilse, her şeyi yapabilir.
Millet zaten perişan halde.
Bir yaşlı teyze gördüm geçenlerde.
Sırtına kapı pervazını yüklemiş gidiyor.
Bir ucundan tuttum, yardım ettim.
Evine götürüyor, sobada yakacakmış.
Doğalgazın yok mu teyze dedim.
Varmış.
Ee?
Doğalgazı çalıştırsak, bir emekli maaşıyla, biz ne yiyeceğiz dedi.
Gördünüz mü memleketin halini?
Samsun burası.
Başka yerlerde ne dramlar yaşanıyor kim bilir.
Ama bizim meclis üyelerinin bir kısmı sözde kahramanlık peşinde.
Tüm bunların hepsi, kraldan çok kralcılık yapıldığı için.
Dünkü yaşanan saldırının zemininde de maalesef, sarayın gözüne girmek gibi bir düşünce hakim.
Yoksa, Anayasa'nın 83. maddesi açık.
'TBMM’de milletvekillerinin Genel Kurul, grup toplantısı veya basın toplantısında söyledikleri sözler içeriği ne olursa olsun yasama sorumsuzluğu (yasama dokunulmazlığı) kapsamındadır. Anayasa Md 83/1’e göre bu sözlerden dolayı Savcılık soruşturma yapamaz, fezleke düzenleyemez.'
AK Parti Genel Başkanı size ağzına geleni söyleyecek, siz susacaksınız.
Çünkü kendisi aynı zamanda Cumhurbaşkanı ve onu koruyan özel bir kanun maddesi var.
İleri demokrasiye bakın.
Anayasa'nın 83.maddesi ne iş görüyor peki?
Cumhuriyet Savcılarının, Engin Özkoç hakkında apar topar soruşturma açması, Anayasayı ihlal değil midir?
Milletvekili'nin konuşamadığı, özgür olmadığı bir yerde vatandaş hiç konuşamaz.
Velev ki kürsüden hakaret etti, o vekil hakkındaki soruşturma, görevinin sonlandığı ana kadar bekletilir.
Bu, Milletvekilinin kaşı gözü için getirilmiş bir kaide değil, Parlamento rahat çalışabilsin, Milletvekili parlamento çalışması icra ederken çekinmesin, yargı tehdidi altında kalmasın diye getirilmiş bir kuraldır.
Milli dertler konuşulsun diye inşa edilen ve dünyanın ilk ve tek gazi unvanına sahip, bir milletin var oluş, yok oluş mücadelesini yöneten Meclis'in tavanlarında küfür sesleri yankılanıyor, yumruklar havada uçuşuyor ise bunun birinci derecede sorumlusu ülkeyi on sekiz yıldır yöneten, aslında yönetemeyen; kendisinden başkasına saygısı olmayan, başka düşüncelerin yeşermesine fırsat vermeyen siyasi iktidardır.
Bunun başka açıklaması yok.
Bu haliyle Meclis, şifahaneden çok isimlendirmekte zorlandığım başka yerleri andırıyor.
