Av. Tufan Akcagöz

KİTAP KOKUSU

Av. Tufan Akcagöz

Karedeniz'in en büyük kitap fuarı, bugün itibariyle Samsun TÜYAP fuar alanında açılıyor.

Kitap fuarları, yeni kitaplarla buluşmak, sevdiğimiz yazarları yakından görmek, belki onlarla güzel bir sohbet edebilmek için tüm Samsunlulara ve hatta ülke insanına önemli bir fırsat sunuyor.

İkibinli yılların başından beri takip ettiğim bu fuarların, memleketin kültür hayatına büyük katkı sağladığını düşünüyorum. Ancak, faaliyet gösteren onca fuara, reklama ve onlarca baskı yapan kitaba rağmen okuma oranımız ne yazık ki yerinde sayıyor.

Yani, okumuyoruz.

Birbirimizin canına okuyoruz ama kitap okumuyoruz.

Bela okuyoruz..

Bildiğimizi okuyoruz..

Ama kitap okumuyoruz.

Batı'dan doğuya doğru gidildikçe durum daha da vahim bir hal alıyor.

J.P. Sartre der ki, 'Okumadan geçen bir gün, yitirilmiş bir gündür. '

Ülkemizin kurucusu ve bana göre hala gelmiş geçmiş en aydın insanı Mustafa Kemal Atatürk, 'Çocukluğumda elime geçen iki kuruştan birini kitaplara vermeseydim, bugün yapabildiğim işlerin hiç birini yapamazdım' diyor. Kitabın önemini vurgulayan bu sözü işittikçe, hem Türk devriminin ne büyük bir aydınlanma ürünü olduğunu, hem de Atatürk'ün en büyük savaşı neden cehalete karşı verdiğini daha iyi anlıyoruz.

Bugün, kendisini Atatürkçü olarak görenler acaba ne kadar kitap okuyor?

Ülke istatistikleri belli.

Kendini İslamcı olarak niteleyenler, kitap okuyor mu?

Milliyetçiler, dindarlar..

Ya idareciler?

Valilikler, kitap okuma saatleri düzenliyor.

Bunun için yoğun bir çalışma yapılıyor, görüyorum.

Kendilerini kutluyorum.

Okumak, başka bir evrene açılan yoldur.

Bu yolu takip etmek insana, farklı fikirlerin kapılarını aralar. Ne güzel !

Ancak, hemen bir soru tırmalıyor zihnimi..

Okuyanlarımız, kendi meşrebine uygun kitapları mı okuyor acaba?

Çünkü bir de, öyle bir arızamız var millet olarak.

Kendimden örnek vereyim, Tarık Buğra'nın 'Osmancık' romanını otuz yaşında okumam, işte bu arızadan kaynaklıdır.

Arasanız, Nâzım Hikmet'in şiir kitabını hiç eline almamış okur da bulursunuz, hiç Necip Fazıl okumamış insanı da..

İkisi de büyük eksik.

'Ya idareciler?', dedim ama cevap vermedim.

Hemen vereyim..

Kitabın gücü, hitabın gücüne mutlaka yansır.

İyi konuşan idarecinin gözleri mutlaka kitap satırlarına meftundur.

Bir yöneticinin kitap okuyup okumadığını, bir kaç cümlesinden anlarsınız.

O nedenle, tüm çocuklarımıza ve gençlerimize önemli tavsiyem, çok okumaları, okudukları üzerinde kafa yormaları ve kitaptan aldıkları bilgileri mutlaka arkadaşlarıyla paylaşmalarıdır.

Tablet dünyasının çocuklarına kitap sevgisi aşılamak, bu devirde kolay iş değil biliyorum ama bunu başarmak zorundayız.

İyi öğretmen bunu başarabilir mi?

Evet.

İyi bir aile eğitimi, kitabın varlığını çocuğun hayatına kazandırabilir mi?

Öyle sanıyorum.

Kolay iş değil ama mümkün.

Samsun TÜYAP kitap fuarı 1 hafta sürecek.

Matbaadan yeni çıkmış kitabın kokusunun, fırından yeni çıkmış ekmeğin kokusundan inanın farkı yok.

Kitap kokusu güzeldir.

Çocuklarınızı da alın, bu fuarı ihmal etmeyin.

Fuar alanında gerçekleşecek olan söyleşilere katılın.

Hayatınızı zenginleştirin.

Fuarda geçireceğiniz iki saat, televizyonda izleyeceğiniz 2 saatlik bir diziden daha çok şey katacaktır yaşamınıza.

Ve derler ki, 'Bir insanın değeri okuduğu kitapların değeri ile ölçülür.'

Bunu sakın unutmayın.

Bindiğiniz araba, oturduğunuz evler, giydiğiniz mintan, kolunuzda ve boynunuzda taşıdığınız mücevher kabilinden ne varsa, size değer katmaz.

Size değer katacak olan, kitaplardır.