Av. Tufan Akcagöz

KULA KULLUK EDENE !

Av. Tufan Akcagöz

Bugün cuma. 

Yarın hafta sonu ve Samsun, yavaş yavaş kışı çıkarıyor gibi.
Memleketin başında türlü felaket.
Çığ bir taraftan, deprem bir taraftan..
Her gün şehit haberleri duyuyoruz.
Bilmediğimiz topraklara cansız düşüyor genç askerlerimizin bedeni.
İçimiz paramparça.
Yüreğimiz dopdolu.
Aslında dokunsalar ağlayacağız..
Ayakta durmaya çalışıyoruz.
Allah kaza bela vermesin, gerisi bir şekilde telafi ediliyor.
Devrin birinde şarap yapmak yasaklanmış. Sıkı bir kontrolle, şarap yapan yakalandığında kellesi vuruluyormuş.
Bağ bozumu vakti geldiğinde, Bektaşi üzümlerin suyunu küplere doldurmuş.
Durumdan haberdar olan hükümdar, Bektaşinin küplerinin başına geldiğinde, hiddetle sormuş:
'Üzüm suyu küplere ne için dolduruldu?'
Bektaşi, yakalanmışlığının telaşı ile cevap vermiş:
'Dolduruyorum ki, orada sirke olsun.'
Hükümdar, biraz yumuşayarak yeniden sormuş:
'Sirke dersin ama, ya şarap olursa!'
Hükümdarın yumuşadığını gören Bektaşi:
'Orasını Allah bilir, demiş.'
Hak yazmazsa, şarap da olmaz sevgili dostlar.

Softanın biri Bektaşinin önüne geçer:
'Ey Erenler, iyisin, hoşsun, ilim irfan sahibisin; bir de oruç tutup, namaz kılsan, bizim nazarımızda da itibarın olur o zaman' der.
Bektaşi gülümseyerek:
'Sizin nazarınızda itibar kazanmak için, Tanrı önündeki itibarımı zedeleyemem.' deyiverir.
Birilerinden iltifat görmek için kendimiz olmaktan uzaklaşmamalıyız.

Bektaşi baba İstanbul'da gezinirken, Padişahın sarayı olduğunu zannettiği görkemli bir binanın yakınından geçmekte imiş.
Binanın önünde şatafatlı bir fayton görmüş. Binadan sırmalı elbisesi olan adam çıkınca, muhafızlar selama durmuş.
Adam faytona binerken, Bektaşi meraklalanır ve muhafızlardan birinin yanına sokularak sorar:
'Faytona binen Padişah mıdır?'
'Hayır, Padişahın bir kuludur.' cevabını alır.
Bektaşi, tepeden tırnağa, önce faytondaki adama bakar. Sonra da kendi haline baktıktan sonra, ellerini açarak:
'Tanrım, bir Padişahın kuluna bak!
Sonra, bir de senin kuluna..' der.
Kula kulluk edene yazıklar olsun..!
Etrafınıza bakın, üç kuruşluk menfaat için dalkavuk olmayı seçenleri, arkadaşlarını satanları görürsünüz.
Hangi çıkar, arkadaş hatırından, kardeşlik hukukundan üstün ki?
Değer mi?
Hepinize mutlu hafta sonları diliyorum.