Aklımızla alay ediyorlar.
Sanki FETÖ'nün kuyruğuna takılıp giden kendileri değilmiş gibi..
Sanki tüm devlet imkanlarını bu yapıya teslim edenler, onlar değilmiş gibi.
Hep söylüyorum, Tayyip Erdoğan'ın 'Ne istediniz de vermedik!' sözü bir Cumhuriyet Savcısı tarafından sorgulanmadığı takdirde FETÖ'nün üzerine samimiyetle gidilmiş sayılmaz.
Ne istediler kardeşim?
Bilmiyoruz.
Peki ne verdiniz?
Onu da bilmiyoruz.
Bununla ilgili tahmin yürütüyoruz elbette.
15 Temmuz gecesini de yaşadıktan sonra, devlete paralel olarak gelişen, desteklenen örgütün nerelere kadar yükselebildiğini, hangi makam ve mevkileri elde edebildiğini tahmin etmek, aklı başında yurttaşlarımız için zor olmasa gerek.
'Aldatıldık!' diyerek durum geçiştirilebilir mi?
Aldatılan adam, devlet yönetebilir mi?
Maalesef bu aldatılmanın bedelini millet olarak hep birlikte ödüyoruz.
FETÖ'nün girmediği devlet kurumu kalmamış.
Örgüt, kendi televizyonu, kendi finans kurulumları, kendi eğitim kurumları ile yıllarca faaliyet göstermiş.
Ösym'ye sızmış, binlerce gencin geleceği ile oynamış, hakkını gasp etmiş.
Askeriyeye sızmış, kozmik odaya girmiş, bir çok istihbari ve stratejik bilgiyi ele geçirmiş.
Yargıyı berbat etmiş.
Hakim olmuş, Savcı olmuş, Avukat olmuş.
Ülkenin en gözde kurumları birer birer örgüte teslim edilmiş.
Peki bunlar olurken hükümet adamları ne yapmış?
Sessiz mi kalmış?
Tabi ki hayır!
Bu çok yetersiz bir ifade olarak kalır.
Ya ne?
FETÖ cephesinden muhalefete yüklenmiş.
Fethullah Gülen'e toz kondurmamış.
Valisiyle, Belediye Başkanıyla, Milletvekiliyle ve hatta Başbakanıyla, muhalefetin sözünü kesmiş, en yüksek perdeden hakaretler etmiş..
Özetle, dönemin cemaatini savunmuş..
Şimdi, FETÖ ve CHP birlikte algısı yaratmak suretiyle cambaza bak oyununa başvuruyorlar.
Hâlâ akıl sağlığımızı kaybetmeden yaşamayı becerebiliyorsak, gelecek güzel günlere inandığımız içindir.
AK Parti hükümetleri, FETÖ meselesinde ağır kusurludur.
Bu ağır kusur, suç ortaklığıdır.
Bunu tarih önünde silebilmeleri mümkün değildir.
Şimdi siyasi ayak kimdir tartışması yapılıyor ya!
Alemi kör, milleti sersem sanıyorlar.
Dönüp bakalım Samsun'a..
FETÖ itirafçılarının beyanlarında ismi geçen siyasilerin kim olduğu belli değil mi?
FETÖ ile bir olup himmet toplayanların kim oldukları belli değil mi?
Mahkeme tutanakları ortada ama bu konulara girmeyi pek tercih eden yok maalesef.
Peki Samsun'da FETÖ temizliği ne alemde derseniz; yine başa döneriz ve şunu söyleriz..
Üç beş esnafın ya da ticaret adamının üzerinden yürütülecek soruşturma ile sonuç almak mümkün değildir.
FETÖ'nün ele başı ile al takke ver külah yakınlaşanlar her gün televizyon ekranlarında..
Yüzlerce beraat eden sanık, işine geri dönebilmek için hukuk mücadelesi veriyor.
Büyük büyük adamlara damat olanlar yırtıyor, torpili olmayanın başına gelmeyen kalmıyor.
Hukuk devletini savunuyorsanız, tüm bunları görmezden gelmeniz de mümkün değildir.
Savumuyorsanız zaten size diyecek sözüm yok.
Bugün geldiğimiz noktada, hala birileri sizin gözünüzün içine bakıp Chp'yi Fetö ile ilişkilendirmeye kalkıyorsa onunla çok fazla konuşmanıza gerek yok.
Geçin onun karşısına, sadece Kamer Genç'in fotoğrafını gösterin yeter.
Anlarsa anlar, anlamazsa uğraşmayın artık.
Değmez!
