Av. Tufan Akcagöz

İYİ OYUNLAR

Av. Tufan Akcagöz

Siz heves kırılması nedir bilir misiniz?

'Bir kere benim küçükken hevesim kırılmıştı. Kırık çıkıkçıya götürdüler. Yine de düzelmedi. Hevesim yanlış kaynadı. Hayatım boyunca hep yanlış şeylere heves edip durdum.' diyor Oğuz Atay.
Neler yaşadı kim bilir!
Genç yaşında öldü, gitti.
Kendisini nasıl hatırlıyorsunuz?
'Tutunamayan' Oğuz Atay..
Öyle mi?
O tutundu da, belki siz tutunamadınız.
Bunun muhasebesini kim yapacak?
İnsanın nasıl acılar çektiğini, o insanın kendisinden başkası bilemez.
Diğer insanlar sadece basit birer tanıktırlar.
Sessiz tanık..
Bir insanın nasıl ruh ağrısı çektiğini, ancak o insanın kendisi bilebilir.
'İnsan, gelip geçici hevesleri olan, tutarsız bir varlıktır ve tıpkı satranç oyuncuları gibi hedefe ulaşmayı değil de hedefe giden yolları daha çok sever' diyor Dostoyevski.
Doğru mu?
İnsan, sudan hevesler uzmanı mıdır?
Galiba öyle.
Hedefe giden yollar mı insana heyecan veriyor?
Heveslerinizin boyu uzadı mı, ideallere dönüşüyor sanırım.
Ve en keskin ideal bile, basit bir hevesle başlıyor.
Hevessiz çıkılan yol, karanlık bir sokaktan ibaret.
Bile isteye tepilen yol, yorgunluk vermiyor.
Ancak, hevesle çıkılan yoldan, dünyaya dudak bükerek ayrılmak da var.
Alemin gizini ararken, evrenin sırları arasında kaybolup gitmek de var.
Neyse, çok felsefe aşırı yenen bir yemek gibi tıkar insanı.
Hafif hafif, sindire sindire ve dozajında almak gerekir.
Siz hiç arkadaş sandığınız kişilerin gerçek yüzlerini gördünüz mü?
Allah nasip etmesin!
Ya da nasip etsin de, gerçeği bir an evvel görün.
Dünya büyük bir tiyatro sahnesi ve hepimiz birer oyuncuyuz.
İyi oyuncular takdir görüyor, kötüler ise kaybolup gidiyor.
Kimin iyi kimin kötü olduğuna zaman karar veriyor.
Ne diyorduk?
Besmele gibidir heves!
İşe başlarken yanınızdadır.
Her adım attığınızda sizinledir.
Bir defa kaçmayagörsün, çorap kaçığından beterdir.
Uyku kaçmasından kötüdür.
Kaçıp giden çorap olsun.
Kaçıp giden uyku olsun.
Ya heves?
'Hayat oyununda, seyirci koltuklarına heves etme, sahneye çıkmaya çalış.' diyor Seneca.
Yok hayır, bazen seyirci koltuğu da iyi gelir insana.
Ne olup bittiğini izlemenin en güzel yoludur.
Dinlendirir.
Sahnede göremediğini görürsün böylece.
Avantajlıdır.
Sahne ışıkları çoğu zaman, salonun tamamını görmenizi engeller.
Seyirci koltuğu öyle değildir.
O nedenle, her kim yerini nasıl tayin etti ise..
İyi oyunlar ve iyi seyirler..