Av. Tufan Akcagöz

KELLİM KELLİM LA YENFA!

Av. Tufan Akcagöz

Deprem, büyük bir tabiat gerçeği olarak karşımızda duruyor.

Her seferinde başımıza musibet gelince hatırladığımız için, depremle ilgili tedbir almakta gecikiyoruz.
Elâzığ ve çevresinde gerçekleşen depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifa, milletimize de sabır diliyorum.
Deprem gerçeği karşısında ne yapıyoruz diye herkes kendisine sormalıdır.
Bilim adamları, deprem coğrafyasında olduğumuzu ve muhtemel riskleri zaman zaman bizimle paylaşıyorlar.
Hiç birini dikkate almıyoruz.
Çürük çarık binalarda oturmaya devam ediyoruz.
Denetleyen de yok.
Bu nedenle korkunç son, kaçınılmaz oluyor.
Aynı deprem başka memleketleri vuruyor ve tek bir kişinin burnu kanamıyor, bizde olunca ise insanlar onar onar ölüyorsa, bunda bizim günahımız yok mu?
Deprem haritasına baktığımızda, Samsun için de deprem riskinin yoğun olduğu söylenebilir.
Yıllar içerisinde yıkıcı depremlere sahne olan Samsun acaba risk ölçeğinde, mevcut bir depreme karşı hazır mı?
Sanmıyorum.
Türkiye'nin neresi hazır ki burası hazır olsun!
Diyanet'in bütçesi 12 Bakanlıktan büyük.
Ve aynı diyanet, bir çok Üniversitenin bütçesinden daha fazla paraya hükmediyor.
Bu durumda deprem olur biter, ölen ölür, kalan kalır; bu kadar hocanın bolluğunda defin işinde sıkıntı yaşamayız.
Ama bilim adamına kulak vermez, kentlerimizi bilimsel verilere göre dizayn etmez isek deprem mutlaka gelir ve maksimum zararı vererek gider.
Türkiye bir deprem coğrafyası.
Bilim adamları özellikle buna vurgu yapıyor.
Dün Elazığ'da, yarın kim bilir nerede!
Söyledim, Samsun da riskli bölgeler arasında.
Hep başımıza gelince mi bu gerçeğin farkında olacağız?
Hangimiz oturduğumuz binaya dayanıklılık raporu aldık?
Kaçımızın, deprem sonrası ile ilgili ilk yardım eğitimi var?
Bu konularda çalışma yapsın, gerekli bilimsel tedbirler geliştirsin diye kurulan Tübitak, “Papaz eriğini imam eriğine çevirme” projesi için çalışıyor.
Şaka gibi ama gerçek.
Yağmur yağar, şemsiye açmazsan ya da başını örtmezsen ıslanırsın.
Heyelan bölgesine ev yaparsan, o ev uçar.
Dere yatağını, kurudu diye yerleşime açarsan, su mecraını bulur ve o bölgeyi siler süpürür.
Ve evini sağlam yapmazsan ölürsün.
Evin sağlam mı diye denetleyecek yönetici seçmezsen ölürsün.
Bilime değil de, başka şeylere bütçe ayırırsan ölürsün.
Üniversiten bilim değil hurafe peşinde koşuyorsa, ölürsün.
Hasılı, deprem gerçeğini unuttuğun an ölürsün.
Allah depremlerden ve görünür görünmez afetlerden insanlarımızı korusun.
Ancak önce hepimize akıl fikir ihsan eylesin.
Süleyman Demirel'in bu gibi durumlar için sarf ettiği bir sözü vardı:
'Kellim kellim la yenfa!' derdi.
'Konuş konuş fayda yok!'
Deprem konusunda da, her seferinde baştan başladığımıza ve tedbir almadığımıza göre, boşa konuşuyoruz gibi geliyor.