Çok çalıştın, biraz dinlenmen lazım. Çünkü, Türkiye'nin en borçlu belediyeleri arasına girmek kolay iş değil. Yorar insanı.
Bu nedenle, Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin daire başkanları, müdür ve üst düzey kadrosunun, Havza'da otel kapatmasına kızamıyorum.
Kime kızdığımı sonunda söyleyeceğim.
Otel kapatmışlar çok mu?
Bakın şöyle bir hafızamızı tarayalım.
Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin, Türkiye'nin en borçlu belediyesi haline nasıl getirildiğini, önceki Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz'ın Belediyeyi nasıl içinden çıkılmaz borçlar altına soktuğunu zaman zaman anlattık.
Kamu malları halkın aleyhine kullanılıyor diye, vatandaşın parası çarçur ediliyor, sonra millete cüsseli zamlar reva görülüyor diye basın açıklamaları yaptık.
Türkiye'nin en pahalı suyunu içiyoruz.
Doğalgazımız öyle..
Raylı sistemimiz var diye tam övünecek gibi oluyoruz, son zamlardan sonra neredeyse evlere hapsolmuş durumdayız.
Duyarlı vatandaşlar belediyenin önünde su zammının geri alınması için eylem yaptılar ve hatta bunun için dava açıldı.
Bir avuç insan yaptı bunu, gerisi yine sessiz.
Oysaki bu kentte milyonun üzerinde insan yaşıyor.
Sayıştay, Samsun Büyükşehir Belediyesi için rapor verdi.
Dedi ki; Samsun Büyükşehir Belediyesi 1,4 milyar lira borçlu. Faiz batağında..
Faaliyet raporları ortada.
Ödediğimiz faiz, 50 milyon liranın üzerinde.
Bu borcu, Samsun halkı ödeyecek.
Milletin paraları adeta dipsiz bir kuyuya atılıyor.
Samulaş'a bakalım, hatırlayın; birdenbire sermayesi 23 milyondan 50 milyona çıkarılmıştı, neden?
Belli değil.
Sayıştay'ın raporuna göre Samsun Büyükşehir Belediyesi, şaibeli bir Belediye haline gelmiş.
Kamu ihale kanununa aykırı davranmış.
Aynı Büyükşehir, kimi şirketleri himaye etmiş.
Bunların hepsi resmi evraklarda yazıyor.
Tüm bunları bilecek ve sessiz kalacağız, sonra Samsun Büyükşehir Belediyesi tayfası Havza'da termal otel kapattı, hamam sefası yaptı diye yaygara kopartacağız.
Hadi canım sen de!
Bu devede kulak işlerle uğraşmayı bırakıp, gerçek dünyaya dönme vaktidir.
Samsun Büyükşehir'in Van'a aktardığı para bile 4 milyon lira. Güya, AK Partili Belediyeleri koruyacağız.
Giden, bu memleketin parasıdır.
Büyükşehir senin benim paramla 10 yıllığına bina kiralıyor ve Bilal Erdoğan'ın vakfına yurt olarak işletmesi için tahsis ediyor, susuyorsun; şimdi Havza'daki hamam sefası, bilmem Ladik'teki kayak faslı kafanı kurcalıyor.
Kurcalamasın.
Az bile yapıyorlar.
Bu kötü yönetim, milletin neredeyse yüzde ellisinin oyuyla gelmedi mi?
Dümeni başka yerlere kırmalı, üst düzey personelini bir dahaki sefere Uludağ'a, Kartalkaya'ya, ya da ne bileyim Palandöken'e göndermelidir.
Madem ki devletin parası bitmiyor, kimsenin bir şey dediği de yok, yakışan budur.
Kime kızdığımı daha nasıl anlatayım?
Diyor ya Nâzım:
'Akrep gibisin kardeşim,
Korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim,
Serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim,
Midye gibi kapalı, rahat.
ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi
Korkunçsun kardeşim.
Bir değil,
Beş değil,
Yüz milyonlarlasın maalesef.
Ve bu dünyada, bu zulüm
Senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, al kan içindeysek eğer,
Ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
Kabahat senin,
— Demeye de dilim varmıyor ama —
Kabahatin çoğu senin, canım Kardeşim!'
