Av. Tufan Akcagöz

BELEDİYE BAŞKANI OLSAN NE YAZAR!

Av. Tufan Akcagöz

Din bir vicdan meselesidir.

İsteyen istediğine inanır, istediğine inanmaz.
Devletlerin bu noktada temel görevi, insanların inançlarını rahatlıkla yaşayabilecekleri ortamı hazırlamaktır.
Devlet, inanca karışmaz, müdahale etmez.
Ediyorsa, yanlış yapıyordur.
 
Farklı din ve inançlara, farklı farklı tutum içine giriyorsa, bu doğru değildir.
En azından, 2020'nin modern dünyasında bu böyledir.
 
Dedim ya, din bir vicdan meselesidir.
İster inanırsınız, ister inanmazsınız.
Kime ne? 
 
Toplumu ve devleti din esaslarına göre düzenleme işi, bu devrin işi asla değildir. 
 
Dini argümanlar üzerinden toplumu hizaya çekmeye kalkmak, mide bulandırıcı bir ortaçağ hastalığıdır. 
 
Rönesansını yaşamış, reform süreçlerini işletmiş Avrupa için anlaşılır olan konu, bizim için çok anlaşılır gibi görünmese de, bunu anlamak için Atatürk devrimlerine bakmak yeterlidir.
 
Cumhuriyet, bir aydınlanma devrimi ve nitelik itibariyle rönesanstır. 
Bu nedenle, başında takkeyle siyaset yapanın, yaptığı ibadeti reklam edenin, millet üzerinde din adına tahakküm kurmaya yeltenenin, sahtekar bezirgandan farkı yoktur.
 
Tokyo'daki dünya şampiyonasına gitmeye hak kazanan Filenin Sultanları'nı duydunuz.
 
Hepimizin gurur vesilesi oldular.
Kendilerini yürekten kutluyorum. 
 
MHP'li bir Belediye Başkanı, 'Dinimize göre kadınlar kendi aralarında spor yapabilirler. Erkekler huzurunda açık saçık olarak değil' demiş.
'Allahu Teala’nın örtünün, vücut hatlarınız belli olmasın emrine karşı çıkarak, açılıp saçılacaksın, kendini teşhir edeceksin sonra da Tokyo’ya gidiyoruz diye sevineceksin. Dünya şampiyonu olsan ne yazar.' diye de eklemiş.
 
Bunun üzerine ediyorum bunca lakırdıyı.
Çünkü akıldan izandan uzak bir söz duydu mu eskisi kadar tahammül edemiyorum artık.
 
Bu da aynen böyle.
 
Sporcuların, müsabakaya çıkarken giydikleri formayı 'teşhir' diye niteleyen zihniyete ne demeli!
 
Sporcu kızlarımıza edepsiz ve hayasız diyen kafaya ne söylemeli! 
Türk kadını, Arap kadını ile yollarını çok uzun yıllar önce ayırdı. 
Din adına dayatılmaya çalışılan herhangi bir söz duydu mu cin atına biniyorum.
 
Bu çağ dışı sözleri bir kamu görevlisi edince, daha da sinirleniyor insan.
Bu hakkı bu şahsa kim veriyor? 
Nasıl sinirlenmeyelim.. 
 
Sen kim, genç kızlarımızın başarısına gölge düşürmeye yeltenmek kim? 
Genç kızlarımız, inadına başarmak zorundadır.
 
2020 yılında bile peşimizden kovalayan karanlığa karşı..
Yere fırlatılmış kirli bir sakız gibi kunduramıza yapışan gericiliğe karşı.. 
 
Sadece sporda değil, her alanda başarılı olmak zorundadır kadınlar.
Çünkü, gericiliğin en büyük karşıtı kadınlardır.
 
Tüm gericilerin ilk saldırdıkları bu nedenle, onlardır. 
Kadınlar, hayatın her alanında başarılı olmak zorundadır. 
Ve inanıyorum ki başaracaklar.
 
Birileri de utanacak!
 
Şayet böyle bir duyguları kaldıysa.
Olayın en güzel tarafı, MHP'li Kaynaşlı Belediye başkanı Birol Şahin'in partisinden ihraç edilmesi. 
 
Gerisi, baş ağrısı, mide bulantısı ve saçmasapan bir koca karanlık.. 
 
Not: Filenin sultanlarına, Voleybolcu kızlarımıza, Tokyo'da başarılar dilerim. Aldıkları her başarı, gericinin yüzüne tokat gibi çarpsın. Oh olsun!