Av. Tufan Akcagöz

ÖZGÜRLÜK MESELESİ

Av. Tufan Akcagöz

Eski doğu bloku ülkelerindeki yaşam üzerine onlarca fıkra anlatılmış, kim bilir ne kadar siyasi nükte yapılmıştır. 

Bunların bir kısmı politiktir.
Bir kısmı da tamamen mizah penceresinden olayları ve konuları ele alır.
Ben her iki türü de severim.
Zamanın birinde, bir Polonyalı ve bir Çekoslovak olmak üzere iki köpek varmış.


Bunlar bir gün iki ülke sınırı arasında karşılaşmışlar.
Her ikisi de diğer tarafa gidiyormuş.


Polonyalı köpek diğerine, 'Senin ülkene gidiyorum, çünkü karnım aç. Geçen hafta içinde sadece bir kemik çorbası içtim ve bir patates kabuğu kemirdim.' demiş ve sormuş:
'Peki sen ne diye benim ülkeme gelmek istiyorsun?'
Çekoslovak köpek cevap vermiş:
"Çünkü havlayabilmek istiyorum"


Bazen konuşabilmek, yaşamsal bir çok ihtiyacın önüne geçebiliyor.
Söyleyebilme özgürlüğü, su içmek, yemek yemek gibi bedensel bir haz vermese de ruhen bir rahatlık verdiği, insanı güçlendirdiği muhakkaktır.
Doğu bloku dağıldı gitti.


Biz şimdi sözde hür dünyada yaşıyoruz.
Öyle mi?


Gerçekten özgür müyüz?


Sabah kalktığımızda, işe giderken, bulunduğumuz mecliste bir konu açıldığında, rahatça fikirlerimizi söyleyebiliyor muyuz?


Aklımızdan geçenlerin ne kadarını kendimize saklıyoruz, ne kadarını dışarı bırakıyoruz?


İşte bu sorulara verdiğiniz cevaplar, demokrasimizin röntgenini elimize veriyor.


Özellikle son bir kaç yıldır yoğun bir şekilde, 'Acaba sosyal medyada şunu yazsam başıma bir iş gelir mi? Bunu söylesem hakkımda dava açılır mı?' sorularına muhatap oluyorum.


Avukat olduğum için soruyorlar bunu.
İnsanlar korkuyor.
Adalet sistemine güvenmiyor, korkuyor.
Bir kumpas da kendisine kurulur endişesini taşıyor, çekiniyor.
Haksız mı millet?


Devleti yönetenler, vatandaşa karşı hiç insaflı davranmıyor.
Bu memlekette, 'Hırsız!' manşeti attı diye sigaya çekilen gazete var.
Bu memlekette, bir televizyon programında iki çift söz etti diye apar topar göz altına alınan elli yıllık komedyen var.


Kimin başına ne zaman ne geleceği belli mi?
Bu memlekette, insan ucuz..
Ve özgürlük..!


Sudan farklı değildir azizim.
Ekmek gibi bir şeydir.
Elinizden giderse anlarsınız kıymetini.
Bir uzvunuz kaybolmuş gibi gelmiyorsa size, ruhunuz çoktan çürümüş demektir.


Dünyanın bir tarafı, alabildiğine özgür..
Diğer tarafı, beyninde prangalarla yaşıyor.
Beyninde pranga, dilinde pranga..
Yaşamaksa, yaşamak işte..
Kafanda acabaları büyütmeden kendini ifade edebiliyorsan, az çok özgürsün demektir.


Endişe taşımadan, dışlanma kaygısı gütmeden 'Ben de böyle düşünüyorum' diyebiliyorsan, ne büyük keyif!


Bu nedenle, bir Polonyalı köpekle Çekoslovak köpeğin, bir Türk köpekle fıkrada bile olsa karşılaşması, özgürlük meselesidir.