Muradiye Ergin

NE ZAMAN UYANACAĞIZ

Muradiye Ergin

Endüstri 4.0 çağı diyoruz, bilim ve teknoloji çağı diyoruz, üretim ve gelişim çağı diyoruz, beceri kazanma ve yetenek geliştirme diyoruz ama hepsi nafile, bir kulağımızdan giriyor, diğer kulağımıza varmadan aynı kulaktan geri dönüyor.

Evlatlarımızı hala lise yerleştirme sınavları gibi, üniversite sınavları gibi, şahsen değerleri kendilerinden menkul olarak değerlendirdiğim testlere tabi tutarak, okullara yerleştirmeye çalışıyoruz. Bu sınavlarda başarı kazananlar diye sınıflandırdığımız gençlerimiz ise, günün sonunda hiçbir beceri kazanamamış, çağın gerektirdiği hiçbir donanımla kuşanamamış, ama bu uğurda yıllarını harcamış bireyler olarak yaşamlarına devam etme tehlikesiyle karşılaşabilmektedirler.

Gelişmeyi ve öğrenmeyi hep bir sonraki eğitim basamağına havale ederek ve en sonunda Üniversite eğitiminde alınması gereken mesleki yeterliliği de, iş hayatında alınacağını umarak nitelikli insan gücümüzü oluşturamayız.

Tüm eğitim konseptimizi "sınavda faydalı olurmu? " anlayışına indirgediğimiz anda, araştırma, deney, gözlem, proje geliştirme, laboratuvar çalışmaları ve spor gibi eğitimin temel konseptleri tümden değersizleşebilmektedir.

Yukardaki bu satırları okuduğunuzda ee peki nasıl bir sıralama yapacağız eleştirisini duyar gibi oluyorum. Değerli okurlar kanımca bu işin yolu modern dünyadaki metotları kullanmaktan geçiyor. Belki biraz zahmetli, belki biraz uğraştırıcı hatta bir miktar da masraflı olabilecek bu yöntemlerle öğrencilerimizi daha küçük yaşlarda, projeler peşinde koşmaya, kendilerini geliştirme yarışına katılmalarına ve işe yarar beceriler kazanmalarına yardımcı olabiliriz diye düşünmekteyim.

Haddi aşmak olarak değerlendirmemenizi, kendimce doğru olduğunu düşündüğüm önerilerimi sizlerin değerlendirmesine de sunmak isterim.

Acizane olarak okullarımızda bir liseye veya Üniversiteye yerleştirme sistemimizi, ilk önce mesleki liselerin yaygınlaştırılmasıyla kurgulamaya başlamalıyız diye düşünmekteyim.

Tıp Fakültesi veya medikal bir bölümü okumak isteyen bir öğrencinin yolu mutlaka sağlık meslek liselerinden geçmeli, Mühendislik alanında eğitim almak isteyen bir öğrencinin de teknik lisenin atölyelerinin tozunu yutmuş olmasının lüzumuna inanmaktayım.

Yeter mi? hayır yetmez, ulusal bazda bol miktarda bilimsel yarışmalar düzenlenmeli ve her bir öğrencinin bu yarışmalara katılımı teşvik edilmelidir. Ulusal veya uluslararası yarışmalara katılmanın okul yerleştirmelerinde ayrı bir puanlaması, bu yarışmalarda derece yapmanın ise daha yüksek bir puanlaması olması sağlanmalı.

Ayrıca Lise veya Üniversite yerleştirmelerinde sportif aktivitelerin büyük ağırlığı olmalı, ulusal ve uluslararası sportif müsabakalara katılım ve derece yapma durumuna göre ayrı bir puanlama sistemi getirilmesi gerektiği fikrindeyim.

Sportif aktivitelerin yerleştirme puanlarında önemli olması, sağlıklı ve vücut yapısı gelişmiş bireylerden oluşan bir toplum olma hedefimizle de bağdaştığı açıktır.

Yine aynı şekilde ortaokul veya liselerdeki okul mezuniyet başarısı da göz önüne alınmalı, bu başarı sadece öğretmenin sınıfta yapacağı sınavlarla değil, il veya ilçe bazında yapılacak olan genel ders sınavlarıyla da yapılabilmelidir.

Eğitimimizin odak noktası, bilgisayar ve yazılım geliştirme olmalı, ve öğrencilerimizin ve bu alandaki başarıları sistemli bir şekilde okul yerleştirmelerinde dikkate alınmalıdır.

En nihayetinde ulusal bazda bir yerleştirme sınavı da yapılmalı ancak bu sınavın yerleştirme puanına etkisi oldukça küçük ve sınırlı olmalıdır. Bunun yanında, bazı lise ve Üniversitelerdeki bölümlere bu kurumların kendilerinin belirledikleri niteliklere göre veya yapacakları özel sınavlara göre de öğrenci alabilmelerinin önünün açılması gerektiği kanısındayım.

Tüm bu yukarda ifade ettiğim temenni niteliğindeki önerilerimin bir kısmı şu anda bütünsel olarak veya kısmen uygulanıyor olabilir ancak, işin uzmanlarının artık bu sürece el atmaları ve kapsayıcı bir bakış açısıyla sınav merkezli eğitim anlayışından gençlerimizi kurtarması gerektiği görüşümü belirtmek isterim.

Bilgiye ulaşmanın kolay, hızlı ve ucuz olduğu bu internet çağında, gençlerimizi kendi kendilerinin hocası olabilmelerini yani kendi kendilerini geliştirebilme yeteneklerini ne yapıp edip kazandırmamız gerekmektedir. Aksi takdirde her gün saatlerini bilgisayar başında geçirdiği halde akşam yatağına, bilgi beceri ve yetenek bazında, dünden farklı biri olamadan giren bir gençliğimiz olacaktır.

Sosyal medyadaki videoların, paylaşımların ve beğenilerin artı bir tıkı olmaktan öteye geçemeyen bu gençlerimizin, hiçbir becerisi olmayan ve ne yapacağını bilmeyen yığınlar olarak önce kendi ailelerine, ardından da tüm topluma büyük sorunlar oluşturmaya başlamadan önce tedbirler almamız dileğiyle...