Doğan Kan

ÖMER'İM ASKER

Doğan Kan

Uzakta bir gecekondu,
İçinde iki ihtiyar,
Duvarlar teneke kaplı.
Dışarıda şiddetli bir rüzgâr,
Evin tek oğlu var, Ömer.
Sabah ezanıyla çıkar.
Akşam karanlığında döner.
Çalışır, didinir eve o bakar.

 

Günler geçer, Ömer büyür.
Gelir askerlik çağına.
Gider şubeye.
Verirler sülüsünü eline.
Derler, haydi git.
Vatan bekçiliğine.
Vatan bu tek oğul dinlemez.
Hudutta düşman beklemez.

 

Ömer ailesinden helâllik alır.
Gider askere.
Babası yemeden içmeden kesilir.
Anası taş bağlar yüreğine.
Hasret kalır, oğlunun tenine.

 

Ömer Vatan bekler.
Buz gibi havada,
Gündüz kışlada,
Gece pusuda,

 

Gözü yaşlı bulutlar,
Ömer’e küsmüş sanki.
Ne anasının kokusunu getirir.
Ne de evden bir haber.

 

Ömer’den anasına geldi bir name.
Anası aldı nameyi,
Koştu muhtarın yanına.
Can kulağıyla dinledi muhtarı.
Bir solukta ezberledi
Oğlunun yazdığı nameyi.

 

Ne diyordu Ömer mektubunda?
Ben iyiyim ana, sizleri özlerim.
Kokunuzu getirsin diye,
Rüzgârları gözlerim.

 

Sevinçten uyku girmedi
Anasının o gece gözlerine.
Oğlunun kokusuna sarıldı da yattı.

 

Günler birbirini kovaladı kışlada.
Gece sıfırın altında eksi,
Acı bir soğuk var dışarıda.
Uzaktan geliyor şiddetli bir çatışma.
Vınlayarak bir kurşun geçti Ömer’in tepesinden.
Sanki gece kurşundan da ağır.

 

Bir Mehmet, bir Mehmet daha düştü toprağa.
Ömer önce bir sıcaklık hissetti anlında.
Sonra külçe gibi yığıldı toprağa.
Yürekler kor oldu, ocaklar söndü.
Analar feryat etti, dizlerini dövdü.

 

Komutanlar kışladan düştüler yola.
Gecekonduda verdiler mola.
Çaldılar gecekondunun kapısını.
Ömer’in künyesini uzattılar babasına.

 

Baba donmuş zaten.
Bu acıya yürek dayanmaz.
Olan biteni şu an anlamaz.
Bakar komutanların yüzüne saf saf.

 

Babanın gözünde iki damla yaş.
Dudaklarından dökülür birkaç kelime.
Hayatta bir oğlum vardı.
Böyle mi emanet ettim onu ben size?
Oğlum henüz yirmisindeyken,
Koparıp aldınız onu benden,
Daha mürüvvetini bile göremeden.

 

Ne desin komutanlar?
Baba yerden göğe kadar haklı zaten.
Vatan sağ olsun amma!
Komutanlar yemin ettiler o gece,
Karanlık bulutlar şahit oldular sessizce.
Alacaklar intikamlarını Mehmetçiklerin tek tek!
Kanlarını bırakmayacaklar yerde.

 

Anası kendinde değil zaten.
Toplanan kalabalığa
Anlamsızca bir şeyler söylemekte.
Gitmeyin ne olur Ömer’im asker!
Terhis olunca dönecek.
O şimdi vatanı bekler.
Sahi siz niye geldiniz?

 

Başlar yerde,
Sanki dilsiz olmuş herkes.
Ana yüreği, bu acıya dayanamaz.
Düşer yollara,
Önüne gelene oğlunu sorar.
Ömer’imi gördünüz mü?

 

Derler Ömer’i gördük!
Bir elinde ay vardı.
Bir elinde yıldız,
Bir daha görmedik,
Böyle bir mert asker,
O şimdi hudutta
Nöbet bekler…