Samsun ekonomisinin temeli gerek coğrafi özellikleri ile gerek kültürel yapısı ile tarım ve gıdaya dayanır. Samsun sanayi şehridir diyenler o sanayinin tarıma dayalı sanayi olduğunu göz ardı etmemelidirler.
Fakat gelişen ve dönüşen dünya konjonktürü içerisinde son 10 yılda küçük çiftçilerin ve küçük alanlarda yapılan tarımın hiçbir ehemmiyeti kalmadı. Uluslararası ticaret yapan holdingler endüstriyel çiftçilik yapmaya başladı. Destekler, hibeler, sertifikalandırmalar ve AR-GE destekleri hep yerli ve milli çiftçiyi ayakta tutmak için, özellikle büyükşehir belediyesinin verdiği destekler köyden şehre göçü tersine çevirmek odaklıdır. Küresel gelişmeler göz ardı edilmeden konuya bakıldığında Samsun limanına buğday, mısır ve canlı hayvan dolu gemiler geliyor, paramız yurtdışına akıyor dahası köylerde genç nüfusu tutmak günden güne daha zor bir hal alıyor.
Tarım sektörünü birlikte bir zincir oluşturdukları gıda sektöründen ayrı düşünmek de hata olur. İhtisas Gıda OSB’nin, Lojistik Köy’ ün Samsun’da kurulmuş olması en büyük avantajlar. Bafra Çarşamba ovalarında yetişen birçok ürünün sanayide işlenebildiği bir karşılığı var. Ancak daha kat edilmesi gereken çok yol var. Çarşamba Ovası’nın fındık bahçesine dönüşmüş ve başka bir ürün yetiştirilmez olması, drenaj sorunları gibi liste uzayarak gidebilir.
Bu olumsuzluklara rağmen Samsun’da işlenebilir tarım arazilerinin toplam alana oranı, Türkiye ortalamasının üzerindedir ki; bu oran, Türkiye genelinde % 34 iken, Samsun’da % 46 ile önemli bir yere sahiptir.
Unutulmamalıdır ki yarınlarımızın, üretimin, gıdanın ve beslenmenin ana kaynağı tarımdır.
