Uygar Tankut

TÜYAP Kitapsızlar Fuarı

Uygar Tankut

Neden daha çok köşe yazısı yazmadığıma dair binlerce e-mail, mektup hatta dumanla haberleşme mesajı aldım. Üstelik yeni yasama yılında bununla ilgili TBMM'ye bir gensoru verileceğini de işittim. Tabii insanlar benim engin bilgilerimden çokça faydalanmak istiyorlar, bunun farkındayım ancak benim çok daha önemli işlerim oluyor.

İşte o işlerden birisi, belki de birincisi kitap okumak. Hatta işim gereği kendime o teşhisi açık bir şekilde koydum ki, ben bir bibliyomani hastasıyım.

Bu nedenle bu yazımın konusu benim için Samsun'un en önemli organizasyonu olan ( Samsunspor maçları hariç ) kitap fuarından söz edeceğim.

TÜYAP Karadeniz Kitap Fuarı ilk defa 2015 yılında düzenlenmişti. Pandemi nedeniyle bir yıl boşluğu oldu ve bu sene sekizinci kez Samsun'da açıldı.

Benim gibi kitap okurlarını da epey önceden bir heyecan sardı tabii. Ama ülkenin içinde bulunduğu daha doğrusu büyük ekonomistlerin ülkeyi içine soktukları ekonomik krizin kitap sektörünü etkilemesi gibi bu fuarı da etkileyeceği açıktı. Önceki fuarlara valizle giden insanlar vardı, bir sürü kitap alınıyordu. Şimdi ise bırakın almayı, bakmaya dahi çekinir oldu insanlar. Gerçi erkekle erkek evleneceğine varsın da kitap almayalım, kitapsız oluruz ama vatansız olmayız falan filan feşmekan? Hoş, son seçimden sonra girmiyorum bu konulara, girene de mani olmuyorum?

Hafta sonu oradaydım, ziyaretçi durumu iç güveysiden hallice, satışlar eh işteydi. Geçmişteki o şaşaalı fuarlardan eser yoktu. Pazartesi ise inlerle cinler UEFA Avrupa Ligi yarı final maçı oynamışlar! Bunda ekonomik-sel sebepler etkili olmuş. Yani enflasyon kadar atmosferin de etkisi olmuş. AFAD sel uyarısı yapıp, üstüne okullar da kapatılınca müşteri adını verebileceğimiz kimse yokmuş. Bunu da Samsun Son Haber'in videolu haberinden öğrendim.

Yağış ve sel dedim. Şöyle ki, dünyanın en beceriksiz belediye başkanına ( belli konularda tabii ) sahip bir kentte yaşadığımız için gençliğimizde aklımıza romantizm getiren yaz yağmurları artık felaket getiriyor. Denize elli metre mesafedeki suyu oraya akıtmaktan aciz bir kanalizasyon sistemini oluşturanlar, elbette kitapla ya da kültür-sanatla ilgili herhangi bir sistem oluşturmuyorlar. Yıllar önce belediyenin bir dergisine poz veren başkan beyin hemen arkasındaki raflarda üç-dört tane kitap vardı. Birisi Vedat Türkali'nin Bir Gün Tek Başına'sıydı. Başkanı tanıyan birine sormuştum, bence sıfıra yakın bir ihtimal ama okudu mu diye, adamcağız gülmekten cevap bile verememişti?

Büyük başkanla başladım ama anlaşılan, parti purti fark etmeksizin küçük başkanların, onların yardımcılarının hatta kültür müdürlerinin falan da kitapla araları pek yok.

Samsun'un itibarını artıran bir organizasyona ilgi göstermeyen her Samsun kuruluşu ya gaflettedir ya da bunu taammüden yapmaktadır.

Neyse, benden şimdilik bu kadar. Kitap okumaktan acizler ama burayı birine okuttururlar belki!