Uygar Tankut

Nasıl Oldu Da Bu Sitede Köşe Yazmaya Başladım?

Uygar Tankut

İşin doğrusu şu ki, beni yıllardır ne Bild'ler ne New York Times'ler ne The Sun'lar istedi ama ben hiçbirine varmadım. Peki neden? Çünkü oralarda yazsaydım, siz okuyamazdınız! Okusanız da, anlayamazdınız! Yani sizin için buradayım.

Nasıl? Tam bir okur yağdanlığıyla başladım değil mi? Öyle ya, beni siz var ettiniz, falan feşmekan?

Biliyorsunuz ya da bilmiyorsunuz, benim esas işin psikologluk. Memleketin çoğunun kafayı yemiş olması açıkçası benim işime geliyor. Müşteri databankım acayip arttı. Bu anlamda pazarımın genişlemesine sağladıkları katkılar için politikacılara hassaten teşekkür ederim.

Peki, ben burada nasıl yazmaya başladım? Fildişi kulemden, halka nasıl indim?

Sebebi basit, Fikri Ellibeşoğlu denilen şahıs yazmaya başlayınca... Biz, bu Fikri'yle eski arkadaşız ama bir türlü anlaşamayız. Bir gün Samsunsonhaber'i okurken, bir de ne göreyim? "Fikri Ellibeşoğlu yazılarıyla bizde" falan demişler. Elimdeki kahvemi fışkırttım, yeminle?

Hemen, genel yayın yönetmeni olan arkadaşı aradım. Nasıl olur, nasıl yazar diye çemkirmeye niyetlendim ancak "hocam gel bir çayımızı iç" deyince, hop atladım gittim. Benim kliniğe yakın sayılır. Kibar çocuklarmış, aferin.

Şimdi buradan sadece size yazıyorum, başkaları duymasın. Meğer ortada büyük resim varmış ve onu görmem için gazeteye gitmem gerekiyormuş.

Şöyle ki, aslında yazarlığı ilk bana teklif edeceklermiş ama anayasanın ilk üç maddesi gibi, teklif dahi edilemez gibi görmüşler bunu. Ne de olsa Türkiye'nin yetiştirdiği en büyük beyinlerden biri, dünya psikoloji tarihinde Freud, Schweinsteiger ve Michael Jordan'la birlikte efsane isimlerinden birisi olduğum için çekinmişler, kabul etmez demişler. Telif ödemek için bankadan kredi çekmişler... O yüzden ters psikoloji yapıp ? bakın hele keratalara ? Fikri'ye yazdırıp beni de ortama çekmeyi planlamışlar. Yani Fikriciğim, seni yem olarak kullanmışlar!

"Yok, yazmam yine de" deme şansım kalmadı böylece. Bir de tabii damardan girdiler. "Aman hocam Samsun halkı başta olmak üzere Türkiye ve komple Türk dünyası sizin yazılarınıza muhtaç! Bizi ilminizden mahrum bırakmayın! Halkın umudu Tankut Hoca! Dünya psikoloğu, ümmetin ilim adamı!"

Yani bu minvalde sloganlarla gaza getirdiler beni. Sonuçta yedi üniversite, iki dershane, birer tane de tiyatro ve dikiş nakış kursu da bitirse, insan yine de pohpohlanmayı seviyor. Almanların bizi kıskandığına bile inanabiliyor.

Bundan sonra her hafta buralardayım. Psikolojinizi bozacağım?