Efendim, başlık bana ait ama dedikoduların kaynağı ben değilim.
Bizim işimiz uydurmak değil, fısıldananları okuyucuya aktarmak.
Necattin Başkan'ın hedef yükselttiğini bana söyleyen iki farklı kaynağım var.
Bunlardan biri Kavak Federasyonuna girip çıkan emekli bir devlet memuru tanıdık.
Öteki de ülkücü cenahtan, ocaktan yetişme bir eski tüfek!
Dedikoduyu sadece birinden duysam, "geçiniz, şehir efsanesi" der geçerdim.
Ama birbirini tanımayan iki farklı kaynaktan duyunca ister istemez kulak kesildim.
Güya Necattin Başkan dermiş ki, "Kim beni Büyükşehir'e aday gösterirse ben o partiye geçerim."
Aslında pek şaşırmadım.
Necattin Başkan, oldum olası kendini partilerin üstünde görür.
Bazen MHP ile, bazen İyi Parti ile,
Bazen Ak Parti, hatta bazen de CHP ile dirsek temasındadır.
Lakin hiçbirine kesin bağlanma, hep kaçma mesafesini korur.
Bu nedenle de parti teşkilatları ile arası pek yoktur.
Başlıktaki dedikoduyu duyunca düşünüp aklımca tarttım.
Bir aklım dedi ki, "yahu Necattin Başkan'ı İlkadım'da bakalım aday gösterecekler mi?"
Öteki aklım dedi ki, "Adam haklı, boğulacaksam büyük denizde boğulayım." Diye düşünmüştür.
Sonra aklı eren bir siyaset erbabına sordum. Bıyık altından güldü. "Necattin Başkan kurnazdır" dedi. "Büyük balığı istiyor ki elindeki küçük balığı garantiye alsın."
Nasıl yani?
Yanisi şu: Büyükşehiri isteyecek ki, eğer olmazsa İlkadım adaylığına itiraz gelmesin!
Peki dimyata pirince giderken elindeki bulguru kaptırmasın?
Siyaset bu, bilemeyiz tabii.
Lakin Necattin Bey, özellikle Muhalefet için iyi bir aday olabilir. Elinde belediye imkanları olduğu için finansman sorunu pek olmaz. Kavaklı hemşerileri de ekseri sever onu. Eh, ülkücü olduğu için MHP'den de oy çalar. CHP'liler de "kaybederse benim adamın değil nasıl olsa" diye pek canlarını sıkmazlar.
Yani koşullar ona Büyükşehir adaylığı da getirebilir.
Velakin, suyun altından daha çok sular akacak.
Hani nasıldı o laf: Kul kurar kader gülermiş da!
