Fikri Ellibeşoğlu

İMREN NİLAY TÜFEKÇİ NEDEN KAYBETTİ?

Fikri Ellibeşoğlu

Siz benim ikide bir siyaset yazdığıma bakmayın da! Samsunlular sokakta ne konuşuyorsa ben onu yazıyorum. Bugünlerde kahvehanelerde, çay ocaklarında, berber dükkanlarında, minibüs duraklarında, Atakum'daki kafelerde, alışveriş merkezlerinin restoran katlarında, kadınların günlerinde velhasıl aziz Samsun'un tüm kalelerinde konuşulan tek konu siyaset!

Neşe'nin kepek sorununu konuşan var da biz mi yazmadık?

***

Seçimler bitti ya, Samsun'da herkes "kim, neden kazanamadı?" diye soruyor.

Ama kaybedenler arasında en çok konuşulan isim belki İyi Parti'nin ikinci sırası İmren Nilay Tüfekçi hanım ablamız oldu.

Adaylar ilk açıklandığında İyi Parti teşkilatlarından yükselen "nerden çıktı bu, Meral Hanım geçen seçim Bedri Beyi Ankara'dan hediye göndermişti, şimdi de İzmirli Nilay Hanım çıkageldi." sesleri çabuk sustu.

Eh yani: Tayyip Bey Trabzon'dan, Kemal Bey sağ partilerden kontenjan kullanmış. Nilay Hanım en azından Samsun'un geliniymiş.

Meclise hep "enişte" gönderecek değiliz ya, bu defa da gelin ablamızı göndeririz!

***

Allah'ı var, Nilay Hanım kendisini çabuk sevdirdi. Gülümsüyordu, sıcakkanlıydı, çalışkandı, ağzı laf yapıyordu ve samimi konuşuyordu.

Ülkücü gelenekten gelen İyi Parti teşkilatlarının alıştığı cimri siyasetçilerden de değildi üstelik. Eli açıktı, seçim için ayırdığı dolgun bir bütçesi de vardı.

Üstelik rakip partilerin durumları da "iyi" değildi. İktidar yorgunu AKP ve MHP'nin seçmeni yeni arayışlara hazırdı.

CHP'nin listesine koyduğu siyasal İslamcı adaylara "Hacivat ? Karagöz" seyreder gibi bakanlar, "Valla İyi Parti'deki Nilay Hanım bunlardan daha solcu" diye çemkiriyordu.

Rüzgar, Nilay Hanım'ın lehine esiyordu.

***

Lakin son düzlüğe girerken hava değişti.

İmamoğlu ve Bay Kemal arka arkaya iki miting yaptı, muhalif seçmeni CHP'de konsolide etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan görkemli bir miting yaptı. Milliyetçi muhafazakar kitleleri "öcü geliyor!" diye korkuttu. Cumhur seçmeni yeniden hizaya geldi.

Meral Hanım ise Site Camii'nin oralarda şöyle bir tur atıp kıymalı pide bile yemeden geçti gitti.

***

Nilay Hanım buna rağmen seçilebilirdi. Ancak başlangıçta bazı düğmeleri yanlış ilikleyince kalan kısa süre içerisinde vaziyeti toplayamadı.

İyi Partiye önceki seçimlerde hizmet etmiş milletvekili adaylarının ve teşkilat mensuplarının gönlünü alabilirdi.

MHP ile İyi Parti arasında gidip gelen ülkücü tabanın nabzını tutan ağır abilerin önünden geçebilirdi.

En güçlü yönü yüzyüze geldiği insanlara pozitif enerji verebilme yeteneği olduğu halde onu insanlarla buluşturacak kalabalık toplantılar tertipleyebilecek kanaat önderlerini ekibine katamadı.

Sosyal medya şovları ve sipariş olduğu belli internet gastesi haberleriyle de bu kadar oluyor!

***

Nilay Hanım'ın en büyük hatalarından birisi de Balkan göçmeni kimliğini yanlış kullanması oldu. Ben sanayiide arabamın bakımını yapan koca muhacir Şaban Usta'nın  yalancısıyım.

Anlaşılan Nilay Hanım, yanına sokulup "Samsunda on yüz bin milyon mübadil var, sen takıl bize, epçiğinin oylarını alalım" diyen bezirganlara inanmış.

Samsun'un en köklü iki göçmen kuruluşu olan Balkan Türkleri Derneği ve Samsun Mübadele Derneği tarafından makbul görülmeyen hikmeti kendinden meçhul iki üç adamın peşine takılmış.

Ramazanda Balkan dernekleri için düzenlenen iftar sofrasında bile kavga çıkartacak kadar marjinalleşen bu tipler yüzünden camianın tamamını kucaklama fırsatını elinden kaçırmış.

Samsun'un en köklü mübadil derneğine başkan adayı olup büyük bir farkla seçimi kaybettikten sonra hırsını kontrol edemeyen ve kendine naylon dernek kuran adamın hamburgercide düzenlediği sözde destek toplantısına katılmış. Farkında olmadan asıl büyük kitleyi kızdırmış.

Şaban Usta diyor ki, hadi Nilay Hanım'ın aklına gelmedi, ekibinden bir Allah'ın kulu da çıkıp "yahu bu nasıl Balkan derneği? Bizim kızancıklar Rumeli dağlarında Hamburger menü yiyip cocacola mı içiyordu?" diye sormadı mı!

Üstelik aynı zatı muhteremler ertesi gün Ak Parti'nin mübadil adayı Çiğdem Karaaslan'la beraber fotoğraf verip "yerli ve milli adaylara oy vereceğiz" diye ortaya çıkmakta hiç beis görmemiş.

Öyle ya! Mübadilse o da mübadil! Kızçeyse o da kızçe!

Mübadiller de baktı bunların tutar dalı yok, "te biz de sandıkta kafamıza göre takılırız be yav!" dediler.

İnanmayan Devgeriş'te, Asarağaç'ta, Teknepınar'da, Düvecik'te, Demirciköy'de, İlyasköy'de, Hasköy'deki, Çırakman'daki, Kutlukent'teki, Antyeri'ndeki seçim sonuçlarına baksın.

***

Şimdi "yav Ellibeşoğlu, sen de klavye başına oturunca susmak bilmiyorsun, Nilay Hanım zaten üzüldü, bir de sen vurma!" dediğinizi duyar gibiyim.

Haklısınız velakin, "tabak sevdiği deriyi yerden yere vurur" derler.

Bakmayın böyle sert yazdığımıza. Aslında İmran Nilay Tüfekçi'nin Ankara bileti alamamasına hakikaten üzüldük.

Genç, güleryüzlü, aydın bir Türk kızına vekillik yakışırdı!

Ne diyelim, başka bahara...