Yücel Alkan

KANGREN

Yücel Alkan

Neresinden başlayacağımı bilemiyorum. Hem saha içinde hem de yönetimde o kadar ciddi hatalar yapıyoruz ki, anlam veremiyorum.

 

Birkaç haftadır dolaylı yoldan anlatmaya çalıştım, bugün öyle bir niyetim yok, doğrudan yazacağım. Geçen seneden beri bu takımda deyim yerindeyse kangren olmuş problemler mevcut. Bu sorunlara sebep olan futbolcuların bazılarını sene başında göndermeyi başardık. Ancak görünen o ki temizlik tam anlamıyla bitmemiş. İlyas, Bahattin ve Samet gönderilmedikçe daha da kötüsü bu futbolcular kurtarıcı olarak görülmeye devam ettiği müddetçe kimse başarı beklemesin.

 

Genç kardeşlerimizi, bizim gibi sahada Ercan, Serkan, Celil, Krita, Timofte gibi değerli isimleri izlemeyen taraftarlarımızı anlıyorum. Bu kardeşlerimiz için İlyas Kubilay Yavuz bir yıldız olabilir. Adam gelmiş altmış yaşına İrfan Hoca’yı yuhluyor, “İlyas İlyas” diye slogan atıyor. Ne zaman çıtayı bu kadar düşürdük biz? Yani birileri gelse, taraftarımız üzerinde kültür emperyalizmi uygulasa bu kadar başarılı olabilirdi. Soruyorum kendilerine, oyuna girdikten sonra ne yaptı İlyas? Kendisinin son dakikalarda kaptırdığı top sonrası kontraya çıkan rakip golü bulsaydı ne olacaktı? Bu ligde mücadele eden bir futbolcunun kaptırdığı topu aval aval izlemek gibi bir lüksü yok. Ancak pozisyona dikkat edin, sonradan oyuna giren İlyas Kubilay resmen rakip atağı izliyor. Ayrıca sosyal medya hesaplarından Samsunspor ile ilgili iletileri sildiği ve aldığı ücret konusunda yönetimle sorun yaşadığı gündemde. Hiçbir futbolcuya bu kadar tahammül edilmemesi gerektiğini düşünüyorum.

 

Çok doluyum, o yüzden sözü uzatmadan söylemeye devam edeceğim. Kapasitesi tartışılır ama iki senedir hangi mevkide görev verilirse verilsin elinden geleni yapan belki de tek isim Ramazan’dır. Ramazan son dakikalara doğru yaptığı bir top kaybında yuhalandı ancak İlyas Kubilay aynı hatayı yaptığında tepki yok. Nedir bu iltimasın sebebi, bilen var mıdır? İyi kötü, sahada mücadele etmiş Oğuz çıkarken yuhalanıyor ancak sahada gezen, kafa topuna çıkmaktan aciz Bahattin’e ses yok. Orta sahada üstünlüğü rakibe kaptırmamızın sebebi Oğuz mu? Oysa biz haftalardır orta sahada üstünlük kuramamaktan bahsediyoruz. Yazık değil mi? Oğuz’un Samet Asatekin’e oluşturduğu pozisyonu hatırlayın, maçtaki belki de tek tehlikeli atağımızdı. Ben Oğuz’u savunmuyorum yanlış anlaşılmasın, as çıkmalı yedek oturmalı gibi konular tartışılır. Ancak sahadan çıkarken yuhalanmayı hak edecek bir oyuncu değil kendisi.

 

Hüseyin Kalpar Gerçeği

 

İrfan Buz için beklenen son yaklaşıyor. Geçen hafta söyledim, Taner Taşkın ve İsmet Taşdemir bu sınavı kaybetti. Takıma neşter vuramadılar, takım içi gruplaşmaların önüne geçemediler. Aynı durum İrfan Hoca’yı da çok zor durumda bırakacak. Sayın Hocam ya çok büyük bir hamle ile İlyas, Bahattin ve Samet’i kadro dışı bırakacaksın ya da bu isimler senin sonunu getirecek. Mesele bu kadar basit!

 

Tarih değil ancak hatalar tekerrür eder. Süper Lig’e çıktığımız sezona gidelim, Hüseyin Kalpar’ın hamlelerini hatırlayalım. Takımın yıldız ismi dediğimiz Anıl Taşdemir’i kadro dışı bırakmıştı. Yine bu camia için yeri ayrı olan Cenk İşleri de. O zamanlar kendisine çok kızmış, anlam verememiş hatta gençliğin heyecanıyla yanlış ifadeler bile kullanmıştık. Kalpar, takım içi dengelerin ve otoritenin ne denli önemli olduğunu sezon sonunda yıllardır hasretini çektiğimiz şampiyonluğu hediye ederek göstermişti bize. İrfan Hoca’nın önünde ciddi bir yol ayrımı var; ya Kalpar gibi takıma neşter vuracak ve kangren olmuş sorunları temizleyecek ya da sonu Taşkın ve Taşdemir gibi olacak. Tabi burada İrfan Buz’a çok da kızamıyorum. Bu iş yönetim desteği gerektiren bir iştir. Yönetim arkasında durmadığı sürece bu kadar radikal kararlar alması mümkün değil.

 

İrfan Buz’un camiadaki otoritesini kaybettiğini bir hafta içinde yaşanan iki olayda görebiliyoruz. İlkini geçen hafta yaşadık, Caner – İrfan Buz diyaloğunda, hani futbolcuların tribünlere gitmeden soyunma odasına gitme krizi... Diğerini de bu akşam yaşadık. Sancaktepe maçındaki değişiklikleri tamamen tribünlerin özellikle de Batı Alt’ın etkisinde kalarak yaptı. Oysa o ana kadar maça tutunmayı başarmış, oyunu dengede götürmüştük. Yapması gereken Oğuz ya da günün en kötü isimlerinden biri olan Gökhan Alsan’ı çıkararak orta alana takviye yapmaktı. Ancak tribünden gelen tepkiler sonucu İrfan Hoca, İlyas ve Bahattin gibi sahada eksik oynamamıza sebep olan, mücadele anlayışından yoksun isimleri sahaya sürerek dengelerin Sancaktepe lehine bozulmasına sebep oldu.

 


Yukarıda bahsettiğim camia içi problemlerin yanında maalesef kadro mühendisliğinin de sıkıntısını yaşıyoruz. Herkesin dile getirdiği gibi etkili kanat oyuncuları alamadık. Guido iyi ancak 60 dakikayı zor çıkarıyor. Enes sakat ki onun da yapabildikleri ortada. Geriye Ramazan, Samet ve Ahmethan Köse kalıyor ki Ahmethan da kanat değil. Velhasıl ben İrfan Hoca’yı Samet Asatekin tercihinden dolayı çok yadırgamıyorum. Ancak devre arası 2 kaliteli kanat oyuncusuna ihtiyacımız var. Yine sanırım Ramazan ve Enes’e güvenerek beklere takviye yapmadık. Ancak çok net görülüyor ki Caner’in bir iki maç dinlendirilmeye ihtiyacı var. Zaman zaman o kadar güçsüz kalıyor ki orta yapamıyor.

 

Şampiyonluk hedefleyen bir ekip olarak artık bazı maçlara çift forvet çıkmanın zamanı geldi diye düşünüyorum. En azından iç saha maçlarında. Elimizde Atabey gibi bir isim var ancak ileride yalnız kaldığını üzülerek izliyoruz.

 

Zor zamanlar insanları güçlendirir. Yazımda bahsettiğim radikal kararları alabilirsek bu süreçten güçlü ve otoriter bir şekilde çıkabiliriz. Aksi takdirde geçen seneki kabusun bir tekrarını yaşayabiliriz Allah korusun.