Nurcan BİLİK

Samsun'da balık eksik olmaz

Nurcan BİLİK


Bir önceki yazımda sezonun son deniz balıklarından mümkün olduğunca tatma konusunda çağrıda bulunmuştum.
Hamsi, palamut, çinekop, lüfer gibi göçmen balıkları artık yok Karadeniz’de. Göçlerini tamamladılar. Karadeniz’de kalan istavrit gibi balıkların da sezon olarak lezzetlerinde farklılıklar meydana geliyor. Peki bundan sonra buzhane balıklarını yemeye mecbur mu kalacağız? Tabiki hayır. Size havuzlarda beslenen balıkları önermeyeceğim. Ben her zaman doğal besin kaynakları ile vahşi biçimde yaşayan ve avlanan balıkları tüketmekten yanayım. Evimize çok nadirdir somon türü balıkların girmesi. Bunu da Samsun’da yaşamaya borçluyuz.
Peki denizlerde balık yok ne yapacağız?
Kızılırmak ve Yeşilırmak gibi iki ab-ı hayata sahip Samsun bu konuda müthiş şanslı. Altınkaya Baraj suyunda yakalanan sazan balıkları da inanılmaz doyurucu ve lezzetli. Sazan balığını çoğu kişi lezzetli bulsa da çok kılçıklı olmasından ötürü pek tercih etmez. Kılçıksız bir sazan balığı yemenin formülü en aşağı 3 kilo civarına ulaşmış bir balık almaktır. Bu boyutlara ulaşan bir sazanın kılçıkları adeta kemikleştiğinden dolayı temizlemesi ve yemesi kolay olur. Ayvacık barajında tutulan taran balığı da çok kılçıklıdır ama onda da 2-3 kilo civarında olanları çok rahatlıkla kılçık sorunu yaşanmadan tüketilebilir. Eşim ara sıra o bölgede balığa gittiğinde Japon levreği denilen lezzetli bir balık ile dönerdi. Ama taran getirmezdi. Nedeni de büyük olmayanları suya geri bırakmaları.
Konumuz sazanlara dönersek sazan balığının kilosu 15 TL. 3 KG sazan alsanız 45 TL. İşte tam da arkadaşlarınızı eş dost çevrenizi davet etme fırsatı. Çünkü 3 KG bir sazanı bitirmeniz imkansız ve en az 5-6 kişiye yetecek bir büyüklük. Yada balıkçınıza bu büyük balığı birkaç dilime böldürüp parça parça tüketip dolabınızda da saklayabilirsiniz.
Sonuç olarak tamamen doğal besin kaynakları ile beslenmiş bir balık tüketmek sanırım bundan daha doğal bir gıda olamaz.
Gelelim sazanı nasıl pişireceğinize: