Samsun Son Haber

İSLAM'DAKİ KADIN

Samsun Son Haber

Ne çektik biz kadınlar!? Kadın yaratılıştan kusurluymuş, kocalar sinirlendiklerinde eşlerini dövebilirmiş, erkeğin kadına göre yaratılış üstünlüğü ve ayrıcalıkları varmış, kadın kocasına itaat etmezse lanetlenirmiş, kadının aklı noksanmış, kolay aldanır kolay kandırılırmış, Tanrı kadını kocasına hizmet etmek ve çocuk bakmak için yaratmış vb… ben demiyorum, İncil, Tevrat, Manu Kanunnamesi ve daha pek çok sözüm ona kutsal metinler, kitaplar diyor!.. Ve bir de  bunları kendi nefislerine göre yorumlayan bazı müfessirler!..

 

Diğer kültürel veya dini uygulamalardan ziyade, Kur’an’daki ve Hz.Peygamber’in hayatındaki kadın algısına bakmakta fayda var.

 

Öncelikle hitaptan başlamak gerek. Allah insanlara hitap ederken ‘Ey Ademoğulları ve Eşleri’ ya da ‘Ey Müslüman Erkekler ve Kadınlar’ diye mi hitap eder? Hayır!Ahzab Suresi 35.ayette:‘Müslüman erkekler, müslüman kadınlar; mümin erkekler, mümin kadınlar; ibadet ve itaat eden erkekler, ibadet ve itaat eden kadınlar…’diye devam eden uzun bir pasaj vardır. Burada kadın erkek ayrımı yapılmış mı? Hayır!

 

Ayrıca bu ayette göze çarpan diğer bir detay, kadının kocasına, babasına, annesine değil bizzat Allah’a itaat ve ibadette bulunmasının istenmesi! Hadi itaati anladık da ibadeti kim yapıyor? demeyin… Makam ve mevki girdabında döne döne kendini kaybeden, başkalarına kul köle olan gürühu görmüyor muyuz?!

 

Mücadele Suresi 1-4. ayetlere baktığımızda ise kocasıyla ‘zıhar meselesi’ yüzünden kavga etmiş bir kadının, o dönemin devlet başkanı ve ordu komutanı  Hz.Muhammed(s.a.v) ile bu konuyu tartıştığını ve kocasını şikayet ettiğini görürüz.

Kocası hakkında seninle tartışan ve Allah’a yakınan kadının sözünü Allah işitmiştir. Allah sizin karşılıklı konuşmanızı işitiyordu. Çünkü Allah her şeyi işitmekte ve görmektedir…’diye devam eden ayet bize şu mesajı verir. Allah bir peygamberle tartışan kadını ne aşağıladı, ne de ona sitem etti. Allah adaletiyle hükmedip kadını haklı buldu ve ona bir çözüm getirdi. Peygamberini kayırmadı, kadını da çözümsüz bırakmadı.

 

Mümtehine Suresi 12.ayette ise kadınların hem bazı dini hükümleri hem de Hz.Peygamber’in yöneticiliğini tasdik etmek için biat etmeleri yani günümüz tabiriyle oy kullanmaları anlatılır. ‘Sana biat etmeye geldiklerinde onların biatlarını kabul et’denilerek Hz.Peygamber’e yol gösterilir.

 

Son olarakNisa Suresi 34.ayette kadının sadece zina etmesi durumunda önce uyarılması, sonra yatakların ayrılması ve çözüm alınamazsa hafifçe dövülmesi(?) gerektiğinden bahseder. Bazı müfessirler bu durumu sadece zina haline has, istisnai bir durum olarak görür. Ancak günümüzde pek çok müfessir buradaki ‘darabe’ fiilini dövmek anlamında değil,‘evlerin ayrılması’ şeklinde yorumlar. Nitekim ‘darabe’ fiilinin geçici ayrılık, yol açmak, örtmek, anlatmak gibi birbirinden farklı pek çok anlamı vardır.

 

İnsani gelişimini tamamlayamamış içimizdeki bazı arketipler ise, içlerinde bastırmaya çalıştıkları eziklik ve yetersizlik duygularını kadını aşağılayarak ortaya çıkarmış ve görmüş oldukları sevgisiz aile eğitimlerinin faturasını kadına yıkarak, buradaki ayeti ‘kadınlara her koşulda dayak serbesttir’ diye yorumlamışlardır. Ama en kötüsü de bunu Allah’a iftira ederek yapmışlardır.

 

Hz.Aişe’nin, eşi Hz.Muhammed(s.a.v) için söylediği şu sözler hem müfessirlerimiz hem de kocaların eşlerine olan tutumu için bir ölçü olmalı.‘Kendisi hayatı boyunca hiçbir hizmetçiyi dövmemiş, hiçbir hanımına tokat atmamış, hiçbir kimseye eliyle vurmamıştır.’(İbn Mace, Nikah 51)Nitekim Nisa Suresi 19. Ayetinde geçen‘kadınlarla iyi geçinin’ikazını da unutmayalım…

 

Sevgi, hoşgörü ve adaletle kalın…