Samsun Son Haber

'KADER' BİR PARADOKS DEĞİL

Samsun Son Haber

İslam’ın yeterince anlaşılamayan veya eksik fehmedilen konularından biri hiç şüphesiz kader konusudur.‘Allah benim cennete gideceğimi önceden yazmış mı?’, ‘Başımıza gelecekler önceden belirlenmişse neden yaşıyoruz?’ ve bunun gibi pek çok yanlış anlaşılmadan doğan soruları duyarız yıllardır…

 

Kader; Allah’ın olmuş ve olacak her şeyi ezeli ilmi ile bilmesidir. Kur’an’ın anlattığı kader, Allah’ınilim ve kudret sıfatıdır. Ve aslaalın yazısı demekdeğildir. Alın yazısı bizim kültürümüzde kader anlamında kullanılsa da aslında kader;ölçüve irade demektir.

 

Oysa ne zaman kötü bir olayla karşılaşıldığında‘Allah neden beni bu zor duruma düşürdü?’, ‘Ben Allah’a şirk koşuyorsam demek Allah böyle istedi’, ‘Ben kötü ve mutsuz bir hayat yaşıyorum demek ki bu benim kaderimde varmış’  gibi kurulan cümleler, (haşa!) faturayı Allah’a kesmekten başka bir şey değildir!

Putperestler diyecekler ki: "Allah dileseydi ne biz ortak koşardık ne de atalarımız. Hiçbir şeyi de haram saymazdık."(En’am/148)

 

‘Canım yansa Allah yüzünden, iyi bir şey olursa hak ettiğimden’ mantığı, insanı küfre ve şirke götüren tehlikeli bir düşüncedir.

‘De ki: "Şayet ben yanlış yolda isem bunun vebali banadır. Eğer doğru yolda isem bu da rabbimin bana vahyettiği sayesindedir. Şüphesiz O her şeyi işitmektedir, çok yakınımızdadır."(Sebe/50)

 

Nitekim İblis de Hz.Adem’e secde etmediği için cennetten kovulmuş ve Allah’a‘madem ki sen beni saptırdın, ben de kullarını saptıracağım’ demiş ve kendini aklayarak Allah’ı suçlama cüretini göstermiştir. Oysa iradesini kullanarak kibirlenen ve yine iradesini kullanarak Allah’a meydan okuyan bizzat kendisi değil miydi?!

‘Ve de ki: Gerçek, rabbinizden gelendir. Artık dileyen iman etsin dileyen inkâr etsin’ (Kehf/29)

 

Allah hepimizin kendi hür kararlarını verebilmesi ve hayat rotamızı belirleyebilmesi için 5 ikram vermiştir.1. Akıl 2. İrade 3.Fıtrat 4.Vicdan 5. Peygamberler ve Kitap

 

Bize verilen bu ölçüler ile bu dünyada istediğimiz kararı özgürce verebiliriz. İster Allah’ı inkar ederiz, ister inanmayı tercih ederiz. Peki biz eylemlerimizde hür iradeliysek, o halde Allah’ın bu senaryodaki yeri nedir? Prof.Dr.Mehmet Okuyan’ın bu konuda şöyle isabetli bir örneği var;

 

‘Diyelim ki bir senaristsiniz. İyi ve kötü rollerini seçmiş olduğunuz kişilere verdiniz. Film bitti ve filmin galasında oyuncular ile filmi izliyorsunuz. Kötü karakteri oynayan oyuncuya hiç ‘sen bu rolü gerçekten kötü bir adam gibi oynadın, çok iyi canlandırdın, o yüzden sana para vermiyorum’ diyebilir mi?! Elbette hayır! O oyuncunun suçu ne!’

 

İşte Allah, senaristin yaptığı gibi bu rolleri bize sormadan ve dayatarak değil, aksine rolleri bizlere tanıtarak veriyor. Neticede seçme hakkı sunuyor!.. Ancak sonuçlarına katlanırsın ikazında da bulunuyor. Ve böylece biz eylemlerimizin sonucunda ne olacağını bilerek her şeyi göze alabiliyor ve kendi kader yolculuğumuzu başlatıp, kendi rotamızı çizebiliyoruz!

‘Her insanın sorumluluğunu omuzuna yükledik. Kıyamet gününde insana, açılmış vaziyette önüne konulacak olan bir kitap çıkaracağız.’(İsra/13)

 

Kur’an’da sıklıkla gördüğümüz‘Ey iman edenler’ ve‘İnkar edenler’ cümleleri bile konuyu özetlemeye yeterdir. Çünkü her şey yazılmış ve yaşadıklarımızda bizim hiçbir rolümüz olmasaydı‘Ey iman ettirilenler’ ve‘İnkar ettirilenler’ ibarelerini görürdük. Bu bile irademizle seçimler yaptığımızın en basit ve sarih kanıtlarından biridir. Bu imtiyaz sayesinde, Nemrudlar İbrahimlerden, Firavunlar Musalardan ve Yusuflardan ayrılmış oluyor.

 

İrademizi her zaman akıllıca kullanmak ve doğru kararlar almak dileği ile…