Ahmet Altürk

Hangi takımı tutmalıyız

Ahmet Altürk

Herkesin vardır futbola tanışma hikâyesi

Benim hikâyem 6 yaşında başladı

Futbol benim için tost ve meyve suyundan ibaretti

 

Babam sadece Milli maçları izlerdi

Beni de yanında götürürdü

Bir oda dolusu adam

Kimi zaman sarılıp gülüyordu

Kimi zaman hep bir ağızdan küfürler ediyorlardı

Pek anlamazdım,

Benim için önemli olan bol kaşarlı tostumdu…

 

İlkokula başladığım zaman futbolla aramdaki ilişki tosttan fazlasıydı

Sınıfımdaki hemen hemen herkes Fenerbahçeliydi,

Oysaki ben tek Türkiyespor'u biliyordum

Haliyle sınıftakiler benimle alay ediyordu.

 

Bir gün oturdum ve kendi kendime karar verdim

Fenerbahçeli olacağım dedim…

Artık ben de okul bahçesinde topa vururken Alex diye bağırabilecektim

 

Tabi Fenerbahçeli oluşum ailemi rahatsız etti

Herkes Trabzonsporluydu

En büyük Fenerbahçe deyince hepsi kızardı

Bu durumu hoşuma gidiyordu

Ne yaparsın çocukluk işte.

 

Bu böyle 7 sene devam etti

Ta ki babamla beraber memlekete gidene kadar

Aracımız arızalandığı için Trabzon'da sanayiye gittik

Üstü başı yağ içinde sinirli görünen amcalar karşıladı bizi

Aracımızı tamir ederken bir yandan da beni soru yağmuruna tutu

 

 -Kaç yaşundasun

 -Kaçuncu sunufsun

 -Derslerun nasul

 -Hangi takumu tutaysun

Son soruya tebessümle cevap verdim

“Fenerbahçe”

O an herkes durdu, bana bakıyorlardı

Tüm sanayi, tüm Trabzon

Kötü bir şey dedim

Ya da küfür etmem gerek bu tepki için

Babamın bıyık altından gülüşü beni bir nebze rahatlattı

 

Soruyu soran amca arabanın altından kaktı

Ellerini sildi ve beni sandalyeye oturtturdu

Hayatıma yön veren şu cümleleri söyledi;

 

"Bak oğlum burası Trabzon ben burada doğdum, burada genç oldum, burada baba oldum, burada kazandım, burada yedim, ben bu şehrin sokaklarında yıllarca koşturdum ve benden olan beni temsil eden bir takım var, milletin iyisinden iyidir senin kötün biraz kanser eder ama sana çok şey öğretir unutma biz bu şehrin ekmeğini yiyorsak bu boynumuzun borcu." diyerek  yarım saati aşkın benimle etkili bir konuşma yaptı.

 

Beni okadar etkiledi ki evet dedim ben artık “Trabzonsporluyum”

 

Hiç bir zaman fanatik olmadım hiçbir konuda, doğru olduğunu düşündüğüm her şeye kabuldüm.

 

Yıllar geçti üzerinden yaşım geldi 20'ye

Muhabir olarak işe başladım

Eğri oturdum Doğruya baktım

Samsun'da büyüdüm

Samsun'da kazandım

Samsun'da yedim

 

Bu şehir benim

Ben bu şehirde doğdum

Benim bu şehre bir borcum var

 

10 sene önce o ustanın dedikleri geldi aklıma

Yeni bir karar aldım “Ben Samsunsporluyum”

 

Babanın sanatı oğla mirastır

Çocuklar ebebeyinlerinin yaptıklarını yapar

En ufak cümle hayatlarını değiştirmeye yeter...

 

Bu şehrin çocukları en ufak cümleyi anlatın ki

Bu şehrin çocuklarıSamsunsporlu olsun

 

Saygılarımla…