Ahmet Altürk

Modern kölelik

Ahmet Altürk

İnsanlığın en büyük ayıbı olan kölelik, 15. yy’da başlayıp 19. yy’a kadar sürdü, tabi kanunlarda kölelik bitti dense de, sadece adı değiştirildi.

 

Yüzyıllarca köleler kendilerinden güçlü olduklarını düşünen insanlara hizmet verdi, yetmedi birde eziyet gördü.

 

Köle taşıyan bir gemide bulunan bir İtalyan Fransiskeni şöyle yazmıştır;

 

" Erkekler güverte altına üst üste yığılmış, ayaklanıp gemideki tüm beyazları öldürürler korkusuyla da zincirlerle bağlanmışlardı. Kadınlar için, ikinci güverte arası ayrılmıştı. Hamile olanlar arka kamarada toplanmıştı. Çocuklar birinci güverte arasında, balık istifi gibi sıkıştırılmıştı. Uyumak istediklerinde, birbirlerinin üstüne düşüyorlardı. Doğal gereksinmelerini gidermek için sintineler vardı, ama çoğu yerini kaybetmek korkusuyla bulunduğu yerde rahatlıyordu. Özellikle erkekler acımasızca üst üste yığılmış oldukları için, bulundukları yerde koku ve sıcak dayanılmazdı. Yolculuk esnasında ölüm oranı, havasızlıktan boğulma ve salgın hastalıklar yüzünden çok yüksektir. Bu oran %50’ye ulaşabilir. Çoğu zaman salgınlarla baş edebilmek için hastalar öldürülür."

 

Geçmişte bunlar yaşandı peki günümüzde son buldu mu?

 

Kesinlikle hayır, sadece biz görmüyoruz, bizim gördüğümüz kölelik bize uygulanan "Modern Kölelik"

 

Günümüzde kölelik kelime anlamı" Zorba bir gücün egemenliği ya da birinin buyruğu altında bulunan, özgür olmayan kimse" olarak geçiyor.

 

Bu tanıma uyan Türkiye'de 10 milyon insan var. Asgari ücret karşılığında hayatta kalmaya çalışan 10 milyon modern köle.

 

Amerikalı yazar Charles Bukowski modern kölelik hakkında" Kölelere asla özgür olacakları kadar ödeme yapmazlar. Hayatta kalmalarına yetecek kadarını verirler ki çalışmaya devam etsinler" demiştir.

 

İşveren hangi saatler, hangi koşulları layık görürse, yaşamak için paraya ihtiyacı olan vatandaş şartları beğenmese de çalışmak zorunda.

 

İsterse çalışmasın, İŞKUR’da 1 Milyon modern köle onun yerine çalışmayı bekliyor.

 

Demem şu ki ne farkımız var bedeni satılmış kölelerden ? Yaşamak için çalışıyoruz. Köle olmak için bekliyoruz, ne bir adım ileri gidebiliyoruz ne bir adım geri, hayatımız böyle geldi böyle geçecek. Eskiden köleler sadece arenalarda ya eğlendiren yada eğlenen oluyormuş. Günümüz modern köleleri ise futbolla aynı arenaları stadları dolduruyor. Kitap, sinema, tiyatro ise bütçe dışı. Bunlara zaten istese de parası yetmez. O yüzdendir ülkemizde sanatın değer görmemesi. Zaten modern köle olan insanımız değer görmüyor ki.

 

Onun derdi karnını doyurmak. Çorbasının kaynamasını sağlamak. Eve ekmek giriyor kimseye muhtaç değilse şükür etmek gerekir. Eğer etmiyorsa zaten TV bunun için var. Koca koca zatı muhteremler onların şükretmesini sağlamak için program yapıyorlar. Bu programlar için de bin tane asgari ücretlinin yıllık kazancını alıyorlar. Malum birileri yiyecek birileri her zaman bakacak.

 

Modern kölelere selam olsun...