Kerami Gürbüz

1993 YILI SADECE MADIMAK VE BAŞBAĞLAR İLE Mİ HATIRLANMALI?

Kerami Gürbüz

24 Ocak - Uğur Mumcu suikasti.

28 Ocak - Jak Kamhi'ye suikast girişimi.

05 Şubat - Adnan Kahveci'nin şaibeli ölümü.

17 Şubat - Orgeneral Eşref Bitlis'in şehadeti.

17 Nisan - Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın şaibeli ölümü.

25 Mayıs - Bingöl/Elazığ karayolunda teskere almış 33 mehmetçiğin otobüsten indirilerek şehit edilişi.

30 Haziran - Van Yenigün Oteli PKK tarafından yakıldı. 11 sivil ölü.

02 Temmuz - Şırnak Çelik Karakolu katliamı. 16 mehmetçik şehit.

02 Temmuz - Sivas Madımak katliamı. 33 ozan-yazar, 2 otel çalışanı öld

05 Temmuz - Erzincan Başbağlar katliamı. 33 sivil ölü.

18 Temmuz - Van Bahçesaray Sündüz Yaylası katliamı. 22'si çocuk-kadın 26 ölü.

04 Ağustos - Bitlis Mutki'de otobüs tarandı. 15 ölü.

23 Ağustos - Iğdır. 15 mehmetçik şehit.

04 Ekim - Siirt Şirvan katliamı. 23 sivil ölü. (Çoğu çocuk-kadın)

07 Ekim - Tunceli Pertek. 4 öğretmen şehit.

22 Ekim - Siirt Baykan katliamı. 22 sivil ölü. (Çoğu çocuk-kadın)

22 Ekim - Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın şehadeti.

04 Kasım - Binbaşı Cem Ersever suikasti.

Yukarıda sıralanan olayların hepsi 1993 yılında bu ülkede yaşandı ve bu olayların büyük çoğunluğu halen faili meçhul olarak çözümlenmeyi bekliyor.

İki gün önce yukarıda sıralanan olaylardan ikisinin yıldönümü idi :

Biri 16 mehmetçiğin şehit düştüğü Şırnak Çelik Karakolu katliamı, diğeri 33 ozan-yazar ile 2 otel çalışanının yaşamını kaybettiği Madımak katliamı.

Ben yıllardan beri 2 Temmuzlarda Şırnak Çelik Karakolu katliamı şehitlerini hiç andığımızı hatırlamıyorum. 2 Temmuzlar Madımak katliamının kurbanlarını anmakla, bu konuda bir kesimin diğer bir kesimi suçlaması ile geçiyor.

Yarın (5 Temmuz) ise Madımak'ın intikamının alındığı bahanesiyle 33 sivilin katledildiği Başbağlar katliamının yıldönümü.

Yukarıda paylaştığım tablo, 1993 yılında, Türkiye'de, kapkaranlık bir senaryonun sahnelendiğini, burada milletin samimi hiç bir ferdinin diğer bir ferdin ayağına taş dahi değmesini istediği bir tablo değil bilakis milletin samimi fertlerinden bağımsız kirli, girift, karanlık, depderin bir tezgahın olduğunu ortaya koyuyor.

Bu koşullarda bu kadar faili meçhul, cinayet, suikast arasından kendi ideolojik duruşumuza uygun sadece bir kaçını cımbızla seçmek ve bunları birilerini suçlamak için kullanıyor olmak bu senaryoyu yazıp, tezgahı planlayanların amaçlarına hizmet etmekten başka bir işe yaramamıştır / yaramayacaktır. Kaldı ki, masum hiç bir ferdin kanı / canı, masum bir diğer ferdin kanından / canından daha değerli ya da değersiz değildir.

Sonuç olarak, yukarıda listelediğimiz olaylarda müessif şekilde aramızdan koparılan canların hepsi bizim birer parçamızdır. Bu vesileyle hiç ayrımsız yukarıda sıralanan olaylarda ve önceki - sonraki yıllarda masum şekilde hayatını kaybeden tüm insanlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Bu olayları planlayan, uygulayan karanlık, derin güçleri lanetliyorum.

Konuya ilişkin bazı notlar :

1- Emekli Koramiral Atilla Kıyat :

"1993-1997 yılları arasında faili meçhul cinayetler bir devlet politikasıydı."

2- Türkiye'nin 1965 - 2000 yıllarında yetkili, sorumlu baş aktörlerinden Süleyman Demirel :

"Devlet zaman zaman rutin dışına çıkar." "Bir takım ferdi suçlar ele alarak kurumları suçlamanın anlamı yok. Devlet, devlet politikası olarak adam öldürür, diğeri cinayettir."

3- Aziz Nesin'in oğlu matematik profesörü Ali Nesin :

"Madımak katliamını planlayan Doğu Perinçek'tir."