Seksenli yıllardı ve "Sana sitem ettiysem, sitem sevgiden doğar" diyordu bir şarkı. Gelin görün ki, bazı şarkı sözleri sadece yazıldığı yıllarda kalmıyor. Zamana yayılıyor. Bugünkü maçımız bittiğinde dilime dolandı bu sözler.
Geçen ay şampiyonluğunu ilan eden Samsunspor, bu ligdeki son maçında Bodrumspor'u misafir etti ve 1-0 kaybetti. Halbuki bu sezon bizi "kaybetti" ifadesinin hayli uzağında tutmuştu takımımız.
Evet, farkındayım. Bir aydan fazla zaman önce gelen şampiyonluk bir konsantrasyon kaybına neden oldu. Doğrudur. Kupa töreni, verilen izinler, ara boşluklar, gelenler, gidenler falan derken idman işleyişi bile sekteye uğradı. Kabul ediyorum. Bu maç öncesinde savunma ikilisi Yunus Emre Çift sakatlık, Alim Öztürk kart cezası nedeniyle yoktu ve üstüne üstlük Zeki Yavru da maçın başlarında sakatlanıp çıktı. Bunların hepsini biliyor ve görüyorum.
Ancak, ne olursa olsun bir maçı kaybetmeyi sıradan bir şey gibi hissedemiyorum.
Üstelik eğer şu maçı kaybetmeseydik, ligin puan rekortmeni de olacaktık. Bunu da kaçırmak, içime sinmedi doğrusu.
Maçın geneliyle ilgili söylenebileceği pek bir şey yoktu açıkçası. Bazı oyuncular seneye kadroda olmayacaklarını adeta tasdik etmiş oldular. Tabii sitemi ederken, teşekkürü de etmem lazım. Çünkü aynı saatte başlayan maçlarda birileri heyecandan öleyazarken, biz her türlü kaygıdan uzak, rahat rahat maç seyrettik. Bunlar neredeyse hiç bilmediğimiz duygulardı.
Bu arada, Samsunsporlu kalemler olarak, artık Süper Lig'i yazacağız. Samsun yerel basını olarak bizler de Süper Lig'e yükseldik.
Şampiyon Samsunspor'umuzu bir kez daha kutluyorum. Yeni sezonun ve yeni sezon forma tedarikçimizin de hayırlı olmasını diliyorum. Ben bu maçta giyilen formayı hayli beğendim. Danimarka Milli Takımı kadar eskinin o kıpkırmızı ve beyaz destekli formalarımızı da hatırlattı bana.
