Mustafa BİLİK

Deprem vergilerimize ne olduğu çoktan unutuldu

Mustafa BİLİK

Son günlerde ülkemizde iki kişinin adı Elazığ Depremi’nden daha fazla sarsıntı Corona Virüsü’nden daha fazla gündem oluşturdu. 

Birincisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu.
Türk halkı, kamuoyu, basın kuruluşları İmamoğlu’na farklı bir kimlik biçtiler. İstanbul seçimlerini iki defa kazanarak AK Parti’nin kalesini fethetmeyi başaran İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a denk siyasal rakip olarak gördü kamuoyu.


O nedenledir ki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Erzurum’da yaptığı tatili umursamayacak olan halk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a rakip olabilecek Ekrem İmamoğlu’nun yaptığını yadırgadı.


Bu olaydan sonra ben de İmamoğlu’nun sadece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak kalmak istediğini düşünüyorum. Çünkü gerçekten siyasette daha yüksek hedefleri olan bir insan Elazığ depreminden sonra Erzurum’a tatile gitmez.


Elazığ’da kalır, oradaki insanlarla yer içer, sorunlarını dinler, temas kurar ve olası bir seçimde oradaki oyların silme alır.


Çünkü bizim vatandaşımız böyle seviyor. Deprem vergileri ne oldu? Diye sormayan milletimiz Ekrem İmamoğlu’nun Erzurum’da kaymasına takar. Bu milleti tanıyanlar deprem vergisinin hesabını vermek yerine depremden sonra arama kurtarma ekipleri ile birlikte enkaz altından depremzede çıkartmanın yeterli olacağını biliyorlar.


Sen bu milleti tanıyamamışsın İmamoğlu.


Zaten Kemal Kılıçdaroğlu bölgeye hiç gitmedi. O da ayrı bir garabet. Zaten ülkede muhalefet böyle olduğu sürece iktidar da yaptığı hiçbir şeyin hesabını vermek zorunda hissetmez kendini.


Bizim ülkemizde sorun iktidar değil, muhalefet.
Gelelim ikinci isme.


Başkent Gaz vergiden muaf yardım kurumu Kızılay’a 8 milyon dolarlık yardımı yapıyor. Bunun sadece 75 bin doları Kızılay’ın kalan 7 milyon 925 bin doları Ensar Vakfı’na yurt yapılması için veriliyor. Bu olayı çıkıp “Vergi kaçırmak başka, vergiden kaçınmak başka” gibi saçma sapan bir cümleyle izaha çalışan kişi Kızılay Başkanı Kerem Kınık. Bu açıklaması ile de Başkent Gaz’ın, vergi kaçırarak değil, kaçınarak devleti zarara uğrattığını söyleyen kişi.


Ama Kerem Kınık 2016 yılında Kızılay’ın Yönetim Kurulu Başkanlığı’na 30 Bin TL maaşla atanmadan önceki 3 yılda yani 2013,2014 ve 2015 yıllarında Kızılay toplam 214 milyon 145 bin TL bağış toplamıştı. Buna karşılık Kınık’ın başkan olduğu yıl olan 2016 ve sonrası 2017 ile 2018’i kapsayan 3 yılda toplanan bağış miktarı 6 milyar 899 milyon TL’ye fırlayıverdi. Böylece Kınık döneminde toplanan bağışlar 3 yıllık dönemlerin kıyaslamasıyla 32 katına çıkmış oldu.


Tabi Başkent Gaz olayından anladığımız kadarı ile bu yardımların az bir miktarı Kızılay’a kalıyor.


Bizim en önemli olan kurumlarımızdan biri, göz bebeğimiz olan Kızılay’ı tartışma konusu haline getiren Kınık’tan ben bir basın mensubu olarak özür diliyorum. Kamuoyunun bilgi edinme hakkı için çalışan insanlar olduğumuz için özür diliyorum. Neden? Çünkü Kınık’a göre belgeler doğru ama yayınlanması hiç etik değilmiş. Size çok ayıp ettik. Sizi bu denli incitmeye hakkımız yoktu. Kusura bakmayın.


Bu arada Ensar Vakfı Kızılay üzerinden kendilerine yapılan bağışın ABD'de TÜRGEV ile birlikte kuruluşuna öncülük ettikleri TÜRKEN Vakfı’nın New York Manathanda inşa ettiği 24 katlı yurt projesinde kullanıldığını açıkladı.


Bu arada bu kadar gündemin arasında bizim deprem vergilerimize ne olduğu çoktan unutuldu gitti.