Mustafa BİLİK

Kim daha Samsunsporlu?

Mustafa BİLİK

Beni tanıyanlar bilir ki spordan da futboldan da hiç anlamam. Sevmem, ilgim de yoktur.

 

Bu nedenle çıkıp anlamadığım bir konu olan futboldan bahsedecek bir yazım yada yorumum bu güne değin olmamıştır. Elbette bir takım tutulacaksa Samsun’un takımı Samsunspor’u desteklerim. Ama o kadar.


Fakat, bugün İsmail Uyanık’ın açıklamalarını dinlediğimde bir şeyler yazma gereğini hissettim içimde.

 

Futbolla alakası olmayan biri olarak haddimi bilip Samsunspor’un ligdeki durumu eksiklikleri futbolcu performansları gibi konulara girmeyeceğim elbette.


Ama İsmail Uyanık özelinde birkaç cümle paylaşmak istiyorum.


Benim gazeteciliğe başladığım tarihler itibari ile İsmail Uyanık’ın ilk dönemini bilmem. Fakat bu son döneminde Samsunspor’un başına geldiğinde ilk basın toplantısını muhabir olarak izlemiştim. O anda “Ne müthiş projeleri ve fikirleri olan bir adam” diye geçirdim içimden.

 

Samsunspor A.Ş olacaktı.  Artık Samsunspor’u harika günler bekliyordu.
O ilk toplantıda kendisine bir önceki döneminde hakaret eden kişilere dahi zeytin dalı uzatmış; “ Her şeyi geride bırakmaya Samsunspor’u ileriye taşımaya geliyorum” demişti.


O konuştukça ben hayallere dalıyordum ki futbolla alakası olmayan ben heyecanlanmıştım Samsunspor adına.


Sonra benim gözümde efendiliği alçak gönüllülüğü ile tam bir “Adam” profili oluşturdu.

 

Neden ona efsane gözü ile bakıldığını anladım.


Bir de Yüksel Yıldırım boyutu var işin elbette. Onu da tanımam. Başarılı bir iş adamı olarak herkesin bildiklerini bilirim. Samsunspor’un başına geldikten sonra sosyal medyadan takip etmeye başladım.


Etmez olaydım. Benim bildiğim Yüksel Yıldırım, Macron, Putin gibi isimlerle görüşüp dünya ekonomisinde bir yeri olan kimliğe sahipti.

 


Ancak, kısa bir süre sosyal medyadan takip ettiğinizde farklı bir adam profili karşınıza çıkıyor. “Paramı verin gideyim. Ben para verdim. Benim param” diyen bir adam.

 

Yetmiyor, birkaç tane klavye delikanlısı çıkıp bir laf söylediğinde muhatap alıp cevap veriyor. Sonra “Pişman oldum” diyor.

 


Sanırım bu tavırlar İsmail Uyanık’ın hayat çizgisine kişiliğine sığdıramadığı tavırlar. Böyle bir oluşumun içinde yer almayı kendisine daha fazla yediremediğini düşünüyorum.

 


İzlenimlerim kadarı ile İsmail Uyanık ne olursa olsun söz konusu Samsunspor ise bu üslupları kaldırabilecek bir kişiliğe sahip değil.


Evet, çift başlılık da ciddi bir sorundur.

Bir şirketin sahibi kim olursa olsun o işi uzmanlarına ehillerine teslim eder. Kendisi kontrol mekanizması olarak işlevini sürdürür. Ama her zaman iki ayrı yönetici, iki başlılık demek değildir. Kimi zaman öyle güzel ekip çalışmaları ve uyum yakalanır ki bu çift başlılık olmaz. Yıldırım ve Uyanık arasındaki kişilik farkları nedeniyle bu uyum oluşmadı sanırım. Sonuç olarak para saadet getirmedi.


O veya bu şekilde İsmail Uyanık çift başlılığı gerekçe göstererek ortaklıktan ayrıldı. Ama restini de çekti. Gerekirse Samsunspor A.Ş’yi alacağını söyledi.


Umarım bundan sonrası Samsunspor için hayırlı olur.


Hatırlatmak istediğim bir nokta bence çok önemli: Samsunspor taraftarı ne para ne süper lig istemiyor aslında. Samsunspor taraftarının asıl istediği Samsunspor ruhuna sahip çıkılması.


Samsun’un çocukları Samsunsporlu’dur derken de altında yatan bu yükseliş sezonu denirken de altında yatan bu.


Peki kim Samsunspor ruhuna daha uygun?


“Paramı verin paramı” diyen Yıldırım mı? Yoksa Samsunspor çıkarlarını daima kendi çıkarlarından üstün tutan Uyanık mı?


Bunu yeni süreçte sanırım anlayacağız.