Mustafa BİLİK

Fındığın dış kabuğu bize, içi elin İtalya’sına.

Mustafa BİLİK

Karadeniz Bölgesi’nin en önemli gelir kaynağı nedir?

Sanayi mi? Peki ya turizm olabilir mi? İnşaat veya ticaret? Hayır maalesef hiç biri değil. İhracat rekorlarına imza atan ürünümüz fındık.
Dünya fındık üretiminin yüzde 70’ini karşılayan Türkiye, hem üretimde hem ihracatta dünya lideri konumunda. Topraklarımızın 706 bin hektarlık alanında yaklaşık 500 bin çiftçi tarafından kalitesi yüksek fındıklar yetiştiriliyor. Türkiye’nin üretim kaleminde çok önemli bir yere sahip fındıkta hiç ithalat yapılmıyor.Önceden bunun yanında Samsun özellikle de Bafra, tütünle ekonominin en önemli ayağını oluşturuyordu. Ama tütün bitti malum. Geriye sadece fındık kaldı.Fındıkta ise 2015 yılında ihracat rekoru kırdık. 2 milyar 827 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Bu en yüksek döviz gelirimiz olarak Türk ekonomi tarihine geçti.

 

Karadeniz’e giren 2 milyar 827 milyon dolar. Bu rakam size cezbedici geldi ise bir de şunu dinleyin.Bu fındığı bizden alan Ferrero’nun yıllık cirosu 11 milyar dolar. Yani aslında bizim cebimize giren devenin kulağı.
Fındığımızın kilosuna bugün ortalama 15 TL değer biçilirken 700 gramlık Nutella sanırım 18 TL civarı. Yani sattığımız 1 kilo fındığa karşılık içinde o fındıktan az bir miktar bulunan 700 gram çikolatayı dahi alamıyoruz.
1984 yılında Trabzon'da kurulan Oltan Gıda, ürünlerini İtalya, İngiltere, Fransa, Almanya başta olmak üzere tüm Avrupa ülkeleri ile Amerika, Japonya, Çin, Avustralya, Güney Afrika, Mısır gibi deniz aşırı ülkelere ihraç ediyordu. Ancak onu da Ferraro aldığından bu yana İtalya dünyada tekel oldu.

 

Bugün fındık üreticisi çocuğunu evlendirecek daha dalda olgunlaşmamış fındığı şimdiden aracılara satar. Esnafa borcu vardır. Dalda olgunlaşmamış fındığı şimdiden aracılara satar. Çocuğu hastalanır aynısı olur. Anne babası hastadır ameliyat olacaktır aynı. Üstelik sezonda fındık kaç para olmuş aracı ona bakmaz haraç mezat fiyatlarla alır fındığı.
Kaybeden Karadeniz köylüsüdür her daim. İşte o yüzden kadınların erleri anaların oğulları, çocukların babaları gurbettedir Karadeniz’de.
Eskiden Gürcüler gelirdi Karadeniz’de fındık toplamaya. Şimdi onlar da fındık üreticisi oldular. Eee malum Türkiye’nin fındık konusunda alternatifsiz olması işlerine gelmez elbette. Üstelik İtalya’da da fındık bahçeleri günden güne artıyor. Adamların milliyetçiliği bu işte. Bizler gibi körü körüne milliyetçilik değil. Bir kuruşlarının kendi vatanlarının dışına çıkmasını istemiyorlar. Kendi ülkeleri dururken neden Türk çiftçisi kazansın?Şimdilik Türkiye’de istedikleri gibi de at koşturdukları için aceleleri yok. Alternatifleri yavaş yavaş oluşturuyorlar. Bizim köylümüz bu makro hesapları bilmez. Kahvede otururken elindeki son teknoloji ürünü telefondan fındık fiyatlarına bakar ve hayallere dalar. Bir de ‘Türk fındığının yerini hiçbir şey tutmaz’ diye düşünür. Oysa 2002-2016 yılları arasında Şili’nin fındık üretim alanlarında yüzde 674, Gürcistan’ın yüzde 356, Kırgızistan’ın yüzde 287 Çin’in ise yüzde 80 oranında artış olduğu göz önünde bulundurulursa dünya fındık üretimindeki payımızın azalacağını görmek gerek.

 

Atatürk’ün Türklerin binlerce yıllık tarihinde çıkardığı en ileri görüşlü lider olduğunu bugün dahi karşılaştığımız olaylarda tekrar tekrar anlıyoruz. O’nun 1935 yılında topladığı Birinci Ulusal Fındık Kongresi’ne yada 1938 yılında kurduğu Fiskobirlik’e karşılık bugün ürettiğimiz fındığın yüzde 57’si iç fındık, yüzde 26’sı dilimlenmiş-kıyılmış, yüzde 17’si ise kavrulmuş-ağartılmış olarak ihraç ediliyor. İhraç edilen ürünün ancak yüzde 42’si işlenerek dış pazara sunuluyor.
Ülkemizde Sağra diye bir çikolata firmamız vardı. Nerede bu firma? Nutella dünya markası olurken fındığın ana vatanındaki Sağra nerede bugün?
Üretip hamallığını yaptığımız fındığın dış kabuğu bize içi elin İtalya’sına.