Mustafa BİLİK

Seçim bitti geçim başladı

Mustafa BİLİK

Türkiye 31 Mart yerel seçimlerinin ardından başlayan tartışmalarla bir haftayı geride bıraktı. İtirazlar oy sayımları derken ülke gündemi bir haftadır dolu.
Ancak, bu yoğun gündemin arasında gözden kaçırıp cebimizde hissedeceğimiz gelişmeler de oldu. Sigaraya, elektriğe ve benzine zam geldi. Mazota da 13 kuruşluk zam yolda. Kısacası seçimler nedeniyle ertelenen zamlar başladı.
Yaklaşan Ramazan ayı da gıda fiyatlarına zam yapılması için uygun bir ortam oluşturuyor. Dolar ve Euro da artışta. Ben küresel ekonomik verilerden anlamam. Benim için dolar ve euro artışı ile ilgili tek gerçek; biz ülke olarak ham maddeyi dışarıdan ithal edip onu işlediğimizden döviz fiyatlarındaki artışlar yine her şeye zam gelecek manasındadır.
Yani dolar ve euro üzerinden ülkemizde oynanan oyunlar ya da dolar mı euro mu? Daha iyi yatırım aracı gibi sorunlardan ziyade ‘Yine neye zam gelecek?’ konusu ile ilgilenirim.
Artık seçim bitti şimdi geçime odaklanma zamanı. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan seçim gecesi balkon konuşmasında aslında bunun da mesajını verdi ve; “2023 hedeflerimize ulaşana kadar devam eden bu süreçte önceliğimiz ekonomimizi güçlendirmek, teknoloji ve ihracat odaklı bir şekilde büyümeyi sürdürmek, istihdamı artırmak olacaktır" diye konuştu.
Bence asıl önemlisi de bu. Betona yapılan yatırımdan artık ülke olarak vazgeçmek zorundayız. Artık üretim ekonomisine sahip bir ülke olmak zorundayız.
Geçim sorunu bu ülkenin temeline koyulan en önemli dinamittir. Aile yapısı ile övünen bir toplumda artık boşanmalar evlilik rakamlarının çok üzerindedir. Kimse dile getirmek istemiyor ama bu ülkenin gençleri ekonomik sıkıntılar nedeniyle evlenemiyor. Evlenenlerin aşkı ise ekonomik sıkıntıların içerisinde yerini şiddetli geçimsizliğe bırakıyor.
Yapısal reformlar, yapısal reformlar
Ekonomiden bahsedilirken sık sık dile getirilin bir diğer konu da yapısal reformlar. Ben ekonomi profesörü değilim ama ekonominin nasıl düzeltileceğine dair soru sorulan profesörler hemen ‘yapısal reform şart’ diye bir cümle kuruveriyor.
Mesela bu profesörlerden Özgür Demirtaş şunu söylüyor:
Yapısal Reformların ilk 3 "Değişmez"
Maddesi:
1) Bağımsız ve Hızlı Yargı,
2) Bağımsız Devlet Kurumları,
3) Evrensel Eğitim.
Bunlar olmadan geri kalan hiçbir teknik reform çalışmaz.
Bir gazeteci olarak ekonomi alanında söyleyebileceğim bir söz veya öneri olamaz. Sadece bu işin uzmanlarının söylediklerini kamuoyuna aktarabilirim. Ben de bunu yapıyorum ve Özgür Demirtaş’ın bir mesajını daha iletiyorum; “Gelecek çarşamba günü Reform Paketi açıklanacak. Türkiye için çok ama çok önemli. Yapısal reformların başlayacağı söylendi. Eğer paket olarak yeni bir "Teşvik Paketi" açıklanırsa bu ters teper. Ciddi ve Kökten bir reform paketi açıklanmalı”
Diğer taraftan gazetecinin yeni haber ulaştırması konusunda da bir cümle; Honda, Türkiye’de otomobil üretim bantlarını durduracağını açıkladı. Bu haber ülke ekonomisi adına hiç hayra alamet değil bunu anlamak için de ekonomi profesörü olmaya gerek yok.
Türkiye demokrasi tarihine iktidardan “altı kere gidip yedi kere gelen” olarak şöhret yapmış rahmetli Süleyman Demirel’in “Tencerenin düşüremeyeceği hükümet yoktur” diye meşhur bir sözü varmış. Ben de bilmiyordum. Bu sözü İlhan Kesici yeniden Türkiye gündemine taşımış.

Bu kadar sıkıcı şeylerden bahsetmek yeter. Ben bunaldığım zaman terapiste psikoloğa değil toprağa koşarım. Yine öyle yaptım. Çıplak ayak ile toprakta dolaştım. Geçtiğimiz günlerde çapasını yaptığımız bahçenin gübresini serptik. Şimdi bahar ile birlikte yeni tohumlar filizlendirmenin zamanı. Emek olmayınca yemek olmuyor. Ama toprak insana tüm dertleri unutturuyor ve sakinleştiriyor. İmkanı olanlara tüm sıkıntılardan uzaklaşmaları için tavsiyemdir. Kendi elinizle ve emeğinizle yetiştireceğiniz sebzelerin tadına varmak istiyor ama bir türlü bu işe başlayacak imkanınız yoksa en azından balkona koyabileceğiniz saksılar veya kasalar da işinizi görecektir. Çuval içerisinde patates soğan yetiştirenler var. Konu yine patates ve soğan üzerinden ekonomiye gelecek ama ilkokul sıralarında ev ekonomisi dersi gören insanlar olarak mutlaka ev ekonomisine katkı için yapabileceğimiz şeyler vardır. Bugünlerde bu bilgilere daha çok ihtiyacımız olabilir.