Akın Üner

Özgür Özel Ya Da İtiraz Kültürünün Geri Dönüşü

Akın Üner

Ana muhalefet partisi CHP'de yaşanan kurultay süreci parti içindeki değişimci kanadın Pirüs zaferiyle sonuçlandı.

Birçoklarına göre sürpriz bir sonuçtu bu; çünkü bizim coğrafyamız demokrasiye yabancı olduğu için seçimle lider değiştirilmesi beklenmiyordu.

Coğrafyanın ezberlerini biz Türklerden başka bozan kimseye rastlanmaz buralarda.

Memlekette asırlardır devam eden biat kültürü ile itiraz kültürü kavgası, çok sık olmasa da itirazcıların zaferiyle sonuçlanır.

İşte böyle bir an yaşandı, Kemal Bey bir anda değişim fırtınasına tutuldu. Muhtemelen kendisinin de hiç beklemediği bir neticeyle koltuğunu kaybetti.

***

Bütün dünya, milli heyecanlarını mitoloji ve dinler tarihi üzerinden yaşatırken biz Türkler, biat kültürümüz ile itiraz kültürümüz arasındaki binlerce yıldır süren kavgayı medeniyet projelerimizin motoru olarak kullanırız.

Bu lafın içini şöyle dolduralım:

Bugün Filistin topraklarında, Kudüs'te ve Gazze'de neyin savaşı yapılıyor?

Musevilerin, Hıristiyanların ve Müslümanların binlerce yıldır sürdürdükleri din kavgası değil mi yaşadıklarımız?

Yahudilere vaat edilmiş topraklar, ağlama duvarı, Hz. İsa'nın çarmıha gerilirken göğe yükselmesi ve Peygamberimiz Hz. Muhammed'in Miraç mucizesi gibi biraz mitolojik biraz da dinler tarihinden beslenen öyküler için değil mi bu savaşın nedeni?

Bazen Yahudiler yenilip sürgün edilmişler, bazen Haçlılar gelip şövalye krallıkları kurmuşlar, sonra Selahaddin Eyyubi çıkagelmiş, İslamlaştırmış.

1918'de buraya dadanan İngilizler, 1947'de Siyonist projeye alan açıp İsrail'i kurmuşlar.

Sizin anlayacağınız burada binlerce yıldır mitolojik öyküler üzerinden din ve inanç savaşı sürüyor.

***

Bizim pek böyle kavgalarımız olmaz.

Kızılelma filan dediğimize bakmayın, çağın koşullarına göre ülkülerimiz de değişip durur.

Çünkü Yahudiler gibi bize memleket vadeden bir Tanrımız hiç olmamış, haliyle ağlama duvarımız da yok.

Bizim Batılılar gibi Haçlı seferine çıkma gibi saplantılarımız da pek olmaz. 

Öyle olsa Selanik, Üsküp, Kırım ve Kerkük için hala dertlenirdik.

***

Başka milletler, kendi mitolojilerinden kaynaklanan dürtüleri, nesilden nesile aktarıldığı için bunları milli kalkınmanın dinamiği olarak kullanır.

Biz Türkler ise bunun yerine itiraz kültürü ile biat kültürü arasındaki bitip tükenmek bilmeyen mücadeleyi idame ettiriyoruz.

Doğal sebeplerden dolayı bazen asırlarca süren biatçıların iktidarı ne zaman el değiştirirse Türk milleti bir anda medeniyet atağına kalkar.

İtirazcıların iktidarları uzun sürmese de altın çağlar yaşatır millete.

MÖ 220'de babasının Çinliler yakınlaşmasına itiraz edip onu öldüren Mete Han'ın Hun İmparatorluğuna en parlak dönemlerini yaşatmasını hatırlayın.

Fatih'in babasına Varna Savaşı öncesi padişah bensem emrediyorum, geç ordunun başına demesi gibi!

İkinci Meşrutiyetin ilanı hatırlayın. Resneli Niyazi gibiler olmasa mümkün müydü?

Veya Atatürk'ün Padişahın teslimiyetçi hallerine tepki gösterip Kurtuluş Savaşını başlatması misali!

 ***

İtiraz kültürü her zaman yenememiş tabii biat kültürünü.

Babai ayaklanması, Kuyucu Murat'ın Yörükleri katletmesi, Cem Sultan olayı ve Genç Osman'ın katli gibi başarısızlık öyküleri de az değil!

Lakin en kötü zamanlarda bile itiraz kültürü kendine bir yaşam alanı bulmuş.

Bazen Nasrettin Hoca'nın fıkralarında, bazen Keloğlan Masallarında ve bazen de Yunus Emre'nin dizelerinde gizlenmiş.

"Selam verdim rüşvet deyu almadılar" diyen de itirazcıydı, "kelp demiş Tahir Efendi" diyen de!

Nesimi gibi derisi yüzülen de vardı, Şeyh Bedrettin gibi asılan da!

***

Demem o ki Türk milletinde biat kültürü ekseri galebe çalar.

Velâkin ne zaman itirazcılar bir fırsatını bulup biatçıları alt ederse işte o vakit bereket gelir.

Özgür beyin çokları tarafından sürpriz sayılan başarısını da bu çerçeveden okumak gerek!