Hilal Genç

Eskiden

Hilal Genç

Penceremden dışarıyı izliyorum.

Yağmur camdan damla damla süzülüyor.

Birbiri ardına kayıp gidiyor,

Durduramadığım zaman gibi.

Rüzgar başlıyor sonra,

Savruluyor yağmur oradan oraya.

Serinliyor birden ortalık ürperiyor bedenim.

Anılara dalıyorum.

Şimdi diyorum.

Ateşi tavana vuran bir soba olsa şuracıkta.

Çıtır çıtır ses çıkarsa içinde yanan odun.

Ve üzerinde portakal kabukları olsa.

Mis gibi koksa ortalık.

Sonra bir demlik üzerinde.

Su kaynasa içinde buharı çıksa dans ederek.

Babam gelse sonra.

Üşüyen ellerini ısıtsa sobanın ateşinde.

Üzerine fındıklar dizse,

Getir biraz oradan ekmek dese.

Ve birlikte yesek yarısı beyaz,

yarısı yanmış fındıkları.

Sobanın sıcağı, babamın sıcağı,

Portakal kokusuyla.

Elektrikler gitse akşam olunca,

Heyecanla mum arasak evde,

Çay tabağına mumu damlatıp,

Üzerine kondursak titreyen aleviyle.

Sonra babam, her zaman yaptığı gibi,

Gölgeden kartal yapsa bize, kurt yapsa.

Duvar büyük ekran televizyon misali.

Annem tavşan yaparken,

Ben de en basitinden kuş uçursam,

Gölgeler içinde.

Dışarda yağmur hava soğuk,

İçerde huzur ve evdeki mutluluk.

Bir odanın içinde sıcacık.

Penceremden dışarıyı izliyorum.

Yağmur camdan damla damla süzülüyor.

Birbiri ardına kayıp gidiyor,

Durduramadığım zaman gibi.

Rüzgar başlıyor sonra,

Savruluyor yağmur oradan oraya.

Serinliyor birden ortalık ürperiyor bedenim.

Anılara dalıyorum.

Annem sini bezini seriyor yere,

Bir leğen üzerine siniyi koyuyor.

Tabaklar yerleşiyor birer birer,

Hep birlikte oturuyoruz yere.

Ben her zaman ki gibi,

Kurbağalama oturuyorum.

Ekmek doğruyor annem çorbama.

Bunu bitirmeden kalkmak yok ona göre.

Kaşık sallıyoruz hep beraber tabaklara.

Eliyle bölüyor babam ekmeği.

Kim dişledi yine bunun guduğunu?

Ben tabi ki.

Daha bakkaldan çıkarken ısırıyorum iki guduğuda.

Ekmek banarak yeniyor yemek.

İyice sıyırılıyor tabak.

Lokma bırakmak yasak.

Günlerden Pazarsa,

Yanıyor banyo kazanı.

Banyo değil, Hamam mübarek.

O gün olmazsa olmaz,

Nerede öyle her gün duş almak.

Penceremden dışarıyı izliyorum.

Yağmur camdan damla damla süzülüyor.

Birbiri ardına kayıp gidiyor,

durduramadığım zaman gibi.

Rüzgar başlıyor sonra,

Savruluyor yağmur oradan oraya

Serinliyor birden ortalık ürperiyor bedenim.

Anılara dalıyorum.