Akın Üner

EBRAR ve BOŞ YAPANLAR

Akın Üner

Her geçen gün acaip bir ülke oluyoruz.
Topyekün çıldırıyor muyuz ne?
Kavga etmek için bahane bulma konusunda üstümüze yok!
Yahu altı üstü bir voleybol maçından bile bölünmeyi başardık ya, pes doğrusu!
***
Çağın hastalığı, medyatik olma saplantısı!
Sosyal medya çıktığından beri ben dahil hepimiz biraz bu hastalığa tutulduk.
Her meslek dalında üçer beşer sosyal medya ikoncanları türedi.
Pop ekonomistler, pop siyasetçiler, pop mankenler, pop hukukçular, pop doktorlar yetmezmiş gibi pop yobazlarımız var artık!
Gündemde kalabilmek için her yolu deniyorlar.
***
Sosyal medyada etkileşim almanın en iyi yolu, aykırı gitmektir. Şaşırtacaksın ki ilgi göresin.
Öyle laflar edeceksin ki millet kutuplaşacak. Hem seninle aynı fikirde olanlar tıklayacak, hem de sana kızanlar gelip saydıracak.
Bunu göze alabilirsen, dağdan düşen kar topunun çığa dönüşmesi misali kolayca yüzbinlerce etkileşim alan bir sosyal medya fenomeni olabilirsin.
***
Kadın voleybol milli takımının Avrupa Şampiyonu olması süreci, tam da böyle bir etkileşim fırtınası için uygun bir atmosfer yarattı.
Takımda Ebrar Karakurt diye bir hatun var. Başarılı bir voleybolcu, Avrupa'nun en iyi takımlarına transfer olmuş, yetenekli bir sporcu!
Velakin bu memlekette futbolcu değilsen ismin duyulmuyor. Hele kadınsan spordaki başarılarınla öne çıkman imkansız.
Ebrar da topa iyi çaktığı için meşhur olmadı. Bu kızcağız aykırı gidenlerden. Lezbiyen bir hatun!
***
Bizim coğrafyamızda eşcinsellik bir tabudur. Kimse yakın çevresinde böyle bir eğilim olduğunu kabullenmek istemez. Oysa bilimsel araştırmalar göstermiştir ki sokakta dolaşan her elli kişiden birinde böyle bir aykırılık mevcuttur.
Türkiye'de yok mu sanıyorsunuz?
Zeki Müren, Bülent Ersoy, Kuşum Aydın filan sanki uzaydan geldi!
***
Ebrar Karakurt, eğer eğilimlerini gizlemeyi tercih etseydi büyük ihtimalle bugün ismi bilinen bir sporcu olamayacaktı.
Küba'dan devşirdiğimiz Vargas Ablamız ve güzelliği ile öne çıkan Zehra Güneş hanım kızımız bir iki gün medyamızda yer bulacaktı.
Ebrar da kalabalık fotoğraf karelerinde şöyle bir göründükten sonra yaşamını olağan akışında devam ettirecekti.
Velakin Ebrar, özel yaşantısını gizlemedi. Sosyal medyada hesaplarında filan aykırı eğilimini sakınmadı.
Voleybol milli takımı çeyrek finale varmadan kıytırık bir Avrupa takımına elenseydi, muhtemelen onun bu hallerini bilen pek fazla kimse de olmayacaktı.
***
Dedik ya her dalda bir pop sosyal medya fenomeni var. Voleybolcu kızlar Avrupa Şampiyonluğuna yürümeye başlayınca hemen Ebrar'ı ağızlarına sakız etmeye başladılar.
Pop siyasetçiler, Pop Yobazlar, Pop Yorumcular filan, memleketin başka derdi yokmuş gibi "Ebrar da Ebrar" diye kızcağızın aykırı hallerini malzeme etmeye koyuldular.
Bizim milletin cinselliği bastırılmış olduğu için böyle durumlarda dikkatlerini çekmek pek kolaylaşır.
Ahali hemen hatunun ne spor yaptığını bir kenara bırakıp bel altı muhabbetine girişir.
***
Neymiş efendim, Ebrar lezbiyenmiş.
Geçiniz!
Genç kadın, sporcu, başarılı; sanki öyle olmasa sana bakacaktı.
***
Ebrar, öz güveni yüksek bir kişilik. Sadece farklı eğilimlerini gizlemediği için değil, dil uzatan olursa cevabını da şak diye veriyor.
Abdülhamit diye bir trolcan, sosyal medyadan LGBT filan diye laf atınca smaç gibi çakmış: "Boş yapma Abdülhamit!"
Bizim millet de bir tuhaf, "Hiç Abdülhamit isimli birine öyle denir mi?" diye ayıplayanlar çıktı.
Hiç kimse demiyor ki "oğlum, tanımadığın bilmediğin hatunun sosyal medya hesabına niye yazıyorsun?"
Asıl ayıp olan bu değil mi?
***
Bizde hain kısmı bitmez bir türlü. Daha düne kadar "keşke Yunan kazansaydı" diyenler şimdi içlerinden "keşke Sırplar kazansaydı" diye homurdanıyor.
Neyse ki kadın voleybolcularımız Sırpları yendi de "Ebrar yüzünden kaybettik" demeye hazırlanan koro sus pus köşesine çekildi.
***
Şimdi gelelim zurnanın zırt dediği yere!
Atatürk'ün ne güzel söylemiş: "Vatanını en çok seven, işini en güzel yapandır" diye.
Ebrarıyla Vargasıyla, Zehrası Edasıyla kadın voleybolcularımız işlerini mükemmel yaptılar.
Avrupa Şampiyonu olup bizi gururlandırdılar.
Zeki Müren ve Bülent Ersoy'un seslendirdiği o güzelim Türk Sanat Müziği şarkılarını dinlerken nasıl kulağımızın pası gidiyorsa Ebrar Karakurt'un smaçları rakip yarı alana düştükçe sevinmesini bilelim.
Gerisi lafıgüzaf!
Hep beraber boş yapmayı bırakalım!