Kerami Gürbüz

ANAYASAL DEMOKRATİK HUKUK DEVLETİ ve YARGI ERK'İ

Kerami Gürbüz

Hak u bâtıl nûr-i adl ile nümâyandır Said
Fark olunmaz nîk ü bed gitse nazardan âf-tâb
(Doğru-yanlış adalet ışığıyla anlaşılır Said,
Ayırt edilemez iyi ile kötü, batınca güneş.)
Diyarbakırlı Said Paşa

Olur adl ile hâsıl iktidar ü servet-i millet
(Toplumun zenginlik ve gücü, adaletle ortaya çıkar.)
Memdûh Efendi

Adalet bir devletin esası olduğuna göre;
mahkemelerin söz ile değil,
gerçekten tarafsızlığını sağlamak
her işin başında gelmelidir.
Mustafa Kemal ATATÜRK

 

Anayasal devlet, tüm kurum ve kuruluşlarıyla hukukun üstünlüğünü benimseyen, insan haklarına dayanan, demokrasinin ve hukuk devletinin evrensel kurallarına uyan ve onları özümseyen devlettir. Demokrasinin, hukuk devletinin evrensel kurallarına uymayan ve bu kuralları özümsemeyen devlet ise anayasal değil olsa olsa anayasalı bir devlet olur.

85 milyon vatandaşımızı hukukun üstünlüğü ve insan hakları çerçevesinde, adalet ve dengeli paylaşım paydasında buluşturacak, insanımızı inanç, düşünce, cinsiyet, köken gibi bütün farklarına rağmen, farklılıklarını zenginlik kabul ederek bir arada tutacak ve bu yolla toplumsal barış ve esenliği sağlayıp, zenginlik ve refahın önünü açacak devlet modeli anayasal demokratik hukuk devletidir. Bir diğer söyleyişle anayasal demokratik hukuk devletinin olduğu yerde, devleti oluşturan güçler (yasama, yürütme, yargı) arasında denge ve denetleme, denge ve denetlemenin olduğu yerde adalet, adaletin olduğu yerde güven, güvenin olduğu yerde yatırım, yatırımın olduğu yerde üretim, üretimin olduğu yerde kalkınma, kalkınmanın olduğu yerde esenlik, esenliğin olduğu yerde zenginlik, zenginliğin olduğu yerde bölgesel ve küresel liderlik vardır. Anayasal demokratik hukuk devleti, insanlığın binlerce yıllık deneyimi, birikimi ve mücadelesi sonucu elde edilmiş ideal devlet modelidir.

Anayasal demokratik hukuk devletinin olmazsa olmazları birbirlerini dengeleyen ve denetleyen yasamayürütme ve yargıdır. Yargının birbirini tamamlayan üç unsuru ise iddia (savcı), savunma (avukat) ve yargılama (hâkim) dır. Böyle bir devlet ve böyle bir devlette farklılıklara rağmen birlikte yaşamak, adaletle, adalet ise ?hâkimi, savcısı, avukatı ile- nitelikli ve teminat altındaki yetkin ve yetkili hukukçular marifetiyle yürütülen bağımsız ve tarafsız yargı ile mümkündür. Nitekim BM Bangalore Yargı Etiği İlkeleri'nde vurgulandığı gibi, "İnsan haklarının korunmasında yetkili, bağımsız ve tarafsız yargının önemi eninde sonunda diğer tüm hakların uygulanmasının adaletin doğru şekilde yerine getirilmesine dayandığı gerçeğiyle vurgulanmaktadır. Mahkemelerin anayasacılığı ve hukukun üstünlüğünü yaşatma ve yüceltme görevini yerine getirebilmeleri için yetkili, bağımsız ve tarafsız yargının varlığı zorunludur."  Yine aynı ilkeler, yargı bağımsızlığını, tarafsızlığını koruma, savunma ve temsil etme sorumluluğunu öncelikle hâkimlere yüklemekte ve onlardan beklemektedir : "Yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğünün ön koşulu ve adil yargılanmanın temel güvencesidir. Bu nedenle hâkim hem bireysel hem de kurumsal yönleriyle yargı bağımsızlığını savunur ve örnek biçimde temsil eder." "Hâkim, diğer vatandaşlar gibi ifade, inanç, örgütlenme ve toplanma özgürlüğüne sahiptir, ancak bu hakların kullanılmasında, hâkim her zaman yargı görevinin onurunu, yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını koruyacak şekilde davranır."

Bu vesileyle yeni "Adli Yıl"ın hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına saygı çerçevesinde "adil yargılama" ve "kanun önünde eşitlik" uygulamalarında örnek bir yıl olması dileğiyle, yargının tüm paydaşları (hakim savcı avukat noter ve yargı personelleri vd) için hayırlı uğurlu verimli ve bereketli bir yıl olmasını dilerim.