Akın Üner

GENETİK TÜRKLÜK, KÜLTÜREL TÜRKLÜK VE ANDIMIZ

Akın Üner

Nerden icap etti bilinmez, son günlerde ilkokullarda okutulan ve Türk’üm, doğruyum, çalışkanım diye başlayan andımızın okutulmasına karşı çıkan gayrı milli anlayış yeniden hortlatıldı.


Takip etmişsinizdir, malum çevrelerce unutturulmaya çalışılan bu metin, Cumhuriyet ve Atatürk sevdalılarının direnişiyle canlı tutulabilmişti.


Beyaz Saraya çöktükten sonra yeniden güç kazanan küreselci emperyalistlere çiçek atma yarışına girilmesi ile ne kadar ilgisi var bilemiyorum ama birden bire bu konuda Danıştay tarafından alınan bir karar ortalığı karıştırdı.


Buna göre Türk çocuklarının okullarda andımızı okuması mecburiyeti ortadan kalktı.


Bu kimin başının altından kalktı bilemiyorum ama Türk’üm, doğruyum, çalışkanım ifadelerinden rahatsız olanlar, hiç kuşkusuz “Türk değilim, sahtekârım ve tembelim” diyenler olabilir.


Buna karşı çıkan kafa, Türkiye’de Türkler dışında unsurların varlığını dayatan bölücü bir zihniyet taşımaktadır.


Bu kafaya göre Türklük kavramı, genetiktir. Çoğunlukla Orta Asya’dan asırlar evvel göç etmiş Oğuz kökenlileri Türk kabul eder.


Bu zihniyete göre genetik Türkler dışındaki herkes ayrı bir millettir.


Böyle düşünenleri de kendi içinde üçe ayırmak da mümkün:


Bir: Temelde milliyet kavramını reddeden siyasal İslamcılar… Kendilerini Ümmetçi olarak tarif eden bu fikirdekiler, İslam dininin kavmiyetçiliği kabul etmediğini söyleyerek Türklük ve Türkçülüğü neredeyse kâfirlik mertebesine çekerler.


Farkında olmadan Arapçılık yapan bir zihniyettir bu… Onlara teslim edersek Türk milleti, kısa bir süre içinde gönüllü bir asimilasyona uğrayıp Arap medeniyetinin bir alt kolu haline gelir!


İki: Gizli mikro milliyetçiler… Bunlara sorarsanız Türkiye’deki her etnik topluluk tahakküm altında yaşamaktadır.


Bunlardan bazıları ayrılıkçı fikirlerini HDP gibi siyasi partiler kurarak açıkça dile getirirken bir kısmı ise bir takım aykırı görüşlerin arkasına saklanıp güya demokratik hakkını kullanıyormuş edasıyla Türk düşmanlıklarını kusarlar.


Üç: Türk Milliyetçiliği mevzusunu radikalleştirip ırkçılıkla arasındaki kırmızıçizgiyi ihlal edenler… Elbette ülkücüleri, Turancıları ya da Türkçüleri kastetmiyorum…


Türk milletini geleceğe taşımak isteyen böylesi aydınlık fikirlere ancak gönül verilir.


Fakat çok küçük bir azınlık da olsa, Türklük mefhumunu sadece genlerde arayan ve kültürel anlamda Türklük mefkûresini benimsemiş herkesi rahatsız edecek kadar aşırıya giden sığ bir grup da yok değil!


Aslında Türk Milleti konusunda en güzel tarifi Atatürk bakın nasıl yapmış: “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir.”


Dikkat edin, bu tarifte en küçük genetik bir atıf var mı?


Çünkü Atatürk, Türk Milleti, Türklük ya da Türkçülük gibi kavramların sadece ve sadece genetik geçmişe hapsedilemeyecek kadar geniş bir anlam taşıdığını gayet iyi biliyordu.


Türk deyince binlerce yıllık bir tarihin ve milyonlarca kilometre karelik coğrafyanın imbiğinden süzülmüş bir kültürel zenginlik akla gelmeli.


Hep söylüyoruz… Atatürk “ne mutlu Türküm diyene!” derken bile özenli davrandı, genetik geçmişi öne çıkarmamak için “ne mutlu Türk olana” demedi.


Türk kavramının içini dolduran, asırlar boyunca yaşanmış kader birlikteliklerinin kaynaştırdığı halkların kültürel ortaklığıdır.


Ben Türklük kavramını farklı ırmaklardan beslenen bir okyanusa benzetiyorum. Veya binlerce arı tarafından milyonarca çiçekten toplanıp aynı kovana getirilen bala…


Bu söylediklerimden kimse başka manalar üretmeye de kalkmasın. Hiçbir şekilde ırkçı sözler değil bunlar…


Alman milleti, Fransız Milleti, İngiliz milleti, Çin milleti, Fars milleti…
Bunların hemen hepsi tarihsel sürecin içinde oluşan kültür ve kader birlikteliğinin ürünüdür.


Bugün 400 yıllık geçmişi olmayan Amerikalılar ve Meksikalılar kendi çocuklarına milli bir ruh yerleştirmek için çabalıyorsa, biz Türkler de kendi evlatlarımızı milli kültür ve kader ortaklığı hamurunda yoğurmak zorundayız.


Onun içindir ki, Türkiye Türklerindir ve öyle kalacaktır.


Türküm demekten mutlu olmayanlar, sorunu bir zahmet kendisinde arasın…


Çalışkan ve doğru olmayanlara gelince…


Onlar zaten sadece vatana millete değil, insanlığın başına bela!