Yetişkin Olmak

Yetişkin Olmak

Samsunsonhaber Köşe Yazarı Cüneyt Kahyaoğlu'nun kaleminden: Yetişkin Olmak

Küçükken yetişkinleri anlayamazdık.

Ne söylediklerini, neden o kadar endişeli olduklarını, bazı şeyleri neden bu kadar büyüttüklerini...

Bize hep çok mesafeli, biraz sert, zaman zaman yorgun ve fazlasıyla da ciddi gelirlerdi.

Kendimize söz verirdik: "Büyüyünce onlar gibi olmayacağım..."

Sonra zaman geçti.

Yavaş yavaş büyüdük.

Sorumluluklar, hesaplar, mesailer, gelecek planları?

Hayat bizim de omuzlarımıza bir çok yük bindirmeye başladı.

Ve bir sabah, tıpkı babamız gibi sessizce balkona oturup dağları seyrederken bulduk kendimizi.

Ya da annemizin yaptığı gibi, "bugünleri de gördük ya" diye mırıldanırken.

İtiraf edemesek de, farkında olsak da, olmasak da...

Yavaş yavaş onlara benzemeye başladık sonunda.

Çünkü yetişkinlik sadece yaşla gelmiyor.

Yetişkinlik, hayata karşı aynı cümleleri kurmaya başladığında geliyor birazda.

Geleceği düşünürken, geçmişi daha çok özlediğinde,

Anlayamadığın şeyleri yargılamaya başladığında,

Yorulduğunda, sessiz kalmanın bir çözüm olduğunu fark ettiğinde...

Büyüdüğünü anlıyorsun.

Ama burada bir soru beliriyor insanın aklında:

Bu benzeşme, bir olgunluk hâli mi, yoksa bir tür teslimiyet mi?

Gerçekten kendimiz olarak mı büyüyoruz, yoksa hazır bir yetişkin modelini mi kopyalıyoruz?

Kendi kimliğimizi mi inşa ediyoruz, yoksa onların bitiremediği hayatı mı sürdürmeye mi çalışıyoruz?

Bazılarımız bununla gurur duyuyor elbette: "Annem gibi pratik, babam gibi sabırlı oldum." Diyor.

Ama bazılarımızda bu benzeşmeden rahatsız: "Ben de aynı yerden kırılıyorum."

Çünkü hep iyi yanlarını alacak değiliz ya, bazen de suskunluklarını, korkularını, bastırdıkları hayallerini devralıyoruz galiba.

Ve farkında olmadan, onların yaşayamadığı hayatı biz de yaşayamamış oluyoruz. Ne büyük dram.

O yüzden belki de mesele tamamen benzeyip benzememek değil.

Mesele, kim olduğumuzu seçebilmek.

Onların hangi yönlerini içselleştirip, hangilerini sürdürmeyeceğimizi ayırt edebilmek.

Çünkü biliyoruz ki, her benzeşme bir tekrardır.

Ve her tekrar, ya bir alışkanlığın devamıdır.

Ya da onun içinden çıkan yeni bir yolun başlangıcı?

O nedenle: Yola çıkarken karar vermekte fayda var.

Yoldaş olup, yolun tadını mı çıkaracağız?

 Yoksa, daima yolu eleştirerek, yolcuyu yoldan mı çıkaracağız?

EN ÇOK OKUNAN HABERLER