Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Görgün: 'Savunma ve havacılık sanayisi ihracatı 8,5 milyar dolara ulaştı'

Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Görgün: 'Savunma ve havacılık sanayisi ihracatı 8,5 milyar dolara ulaştı'

'Savunma Sanayii Buluşmaları' etkinliğine katılan Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, 'Savunma sanayii ekosistemimiz bugün itibariyle, 3 bin 500'den fazla firma, 1 bin 400'den fazla aktif proje, 100 binin üzerinde doğrudan istihdam, 20 milyar doları aşın ciro elde etmiştir. Günümüz itibariyle 8,5 milyar dolara yaklaşan



İstanbul Sanayi Odası (İSO) ile Avrupa'nın ve Türkiye'nin en büyük sanayi kümelenmesi SAHA İstanbul, stratejik önemi ve teknolojik gelişime etkisiyle Türkiye'nin küresel gücünü belirleyen başlıca faktörlerden olan savunma sanayiinin 'milli ve yerli' yapısına katkısını sürdürüyor. İSO ve SAHA İstanbul'un bu kapsamda düzenlediği Savunma Sanayii Buluşmaları'nın 7'ncisi İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan ve SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat İkinci ev sahipliğinde gerçekleştirildi. İstanbul Valisi Davut Gül, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün ve Milli Savunma Bakan Yardımcısı Musa Heybet'in de katıldığı zirvede, Türkiye'nin önde gelen savunma sanayi şirketleri ile tedarikçi firmalar arasında ikili görüşmelerin de gerçekleştirildi. Savunma sanayiinin önde gelen temsilcilerinin katılımıyla 'Savunma Sanayisinde Tedarik Zinciri ve Sürdürülebilirlik' başlıklı panel yapıldı.
'Savunma ve havacılık sanayisi ihracatı 8,5 milyar dolara ulaştı'
Etkinlikte açıklamalarda bulunan Görgün, 'Savunma sanayii ekosistemimiz bugün itibariyle, 3 bin 500'den fazla firma, 1 bin 400'den fazla aktif proje, 100 binin üzerinde doğrudan istihdam, 20 milyar doları aşın ciro elde etmiştir. Günümüz itibariyle 8,2 milyar dolara yaklaşan rekor ihracat hacmiyle, dünyada benzerine az rastlanan bir yapıya erişmiştir. Yerlilik oranımız yüzde 80'i aşarken; ihracat yaptığımız ülke sayısı 185'e, ihraç ettiğimiz ürün çeşidi 230'a ulaşmıştır. EYDEP kapsamında yan sanayiye verilecek işlerin en az yüzde 70'inin EYDEP sertifikalı firmalar tarafından gerçekleştirilmesini esas alan modelimizi de kararlılıkla sürdürüyoruz. Sektörel likiditeyi artırmak amacıyla; Kredi Garanti Fonu, İhracatı Geliştirme A.Ş. ve Katılım Finans Kefalet A.Ş. gibi güçlü kuruluşları bir araya getirerek, toplam 40 milyar TL kefalet büyüklüğünde yeni bir 'Kredi Kefalet Programı'nı devreye aldık. Şimdiye kadar bu programdan bin 200 firma 8 milyon 250 bin TL tutarında kredi kullanarak yararlandı' şeklinde konuştu.
'Geçtiğimiz yıl 24, bu yıl 37 firmamıza kredi desteği sağladık'
Görgün sözlerine şöyle devam etti: 'Savunma Sanayii Yetenek Envanteri (YETEN) ile 9 binden fazla ürün, 4 binden fazla firma envantere alınmıştır. Endüstriyel Yetkinlik Değerlendirme Programı (EYDEP) ile bin 600'den fazla firma değerlendirilmiş, 400'ün üzerinde firma hibe ve mentorluk desteği almış, 85 firmamız stant-yer destek mekanizmalarımızdan faydalanmıştır. Toplam tutarı 5.7 milyar TL'lik finansman desteği sağlayan çeşitli kredi ve leasing modelleri aktif olarak yürütülmektedir. Firmalarımıza verdiğimiz toplam 25 milyon dolar kredi desteğimiz, finansal destek modellerinin sahadaki etkisinin bir göstergesidir. Bu kapsamda geçtiğimiz yıl 24, bu yıl 37 firmamıza kredi desteği sağladık.'
'Türk savunma sanayisi için ihracatı büyütme, yeni pazarlara açılma ve teknoloji ortaklıklarını derinleştirme açısından bir fırsat penceresi sunuyor'
Küresel ölçekte savunma harcamalarının hızla arttığı yeni bir döneme girildiğinin açık bir biçimde görüldüğüne dikkat çeken İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, 'ABD'nin NATO ülkelerine savunma harcamalarını artırma baskısı, Almanya'nın 500 milyar avroluk savunma fonu ve AB'nin 150 milyar avroluk SAFE mekanizması, güvenliğin artık vazgeçilmez bir öncelik olduğunu gösteriyor. Bu yeni küresel tabloda ülkeler yalnızca daha fazla kaynak ayırmakla kalmıyor. Aynı zamanda tedarik zincirlerini de çeşitlendiriyor. Teknolojik açıdan güvenilir, hızlı ve maliyet-etkin üreticiler arıyor. Türk savunma sanayisi yüksek yerlilik oranı, güçlü mühendislik altyapısı ve giderek olgunlaşan ekosistemiyle bu arayışta öne çıkan ülkelerden biri haline gelmiş durumda. Artan küresel savunma bütçeleri, Türk savunma sanayisi için ihracatı büyütme, yeni pazarlara açılma ve teknoloji ortaklıklarını derinleştirme açısından bir fırsat penceresi sunuyor' dedi.
'Yarışın gerisinde kalma lüksümüz yok'
Küresel savunma ortamında rekabetin artık bütçelerden çok yapay zeka, otonom sistemler ve siber güvenlik gibi yüksek teknolojilere hâkimiyetle belirlendiğini vurgulayan Bahçıvan, 'Bu yeni dengeler içinde Türkiye olarak yarışın gerisinde kalma lüksümüz yok. Fırsatları kalıcı avantaja dönüştürebilmenin yolu; Ar-Ge ve inovasyon yatırımlarını hızlandırmaktan, nitelikli insan kaynağını güçlendirmekten ve yenilikçi fikirlerin hızla ürüne dönüşebileceği çevik bir sanayi ekosistemi kurmaktan geçiyor. Güçlü bir savunma sanayisinin temel dayanaklarından biri, paydaşlar arası etkileşim ve iş birliğinin artırılması gerekiyor. Savunma Sanayii Buluşmalarının amacı da işte bu iş birliğini kuvvetlendirmektir. İnanıyoruz ki, üniversiteler, araştırma merkezleri, girişimciler, KOBİ'ler ve ana yüklenicilerimiz arasında kurulacak her yeni köprü, ülkemizin savunma teknolojilerindeki konumunu daha da ileriye taşıyacaktır. İstanbul sahip olduğu nitelikli sanayi firmaları, entelektüel sermayesi, yenilikçi endüstrilerdeki gücü ve girişimcilik potansiyeli ile savunma sanayimizin ihtiyaç duyduğu yerli tedarikçiler için ideal bir ekosistem sunmaktadır. İSO'nun amacı da savunma sanayiindeki tedarikçilerin sayısını artırmak ve çeşitlendirmek; bu sayede sanayimizin rekabet gücünü pekiştirerek savunma sanayimizdeki yerli katkıyı en üst seviyeye çıkarmaktır' diye konuştu.
'Dışı bağımlılık yüzde 20 seviyesinin altına indi'
SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat İkinci de şöyle konuştu: 'Biz yıllar önce çıktığımız bu yolda kimsenin yapabileceğine inanmadığı işlere imza attık. Kendi teknolojisini geliştiren, kendi mühendisinin beynine ve alın terine güvenen bir Türkiye hayal ettik. Bu hayal zamanla, yalnızca bir hedef olmaktan çıkıp bir milli teknoloji hamlesine dönüştü. Bugün insansız hava araçlarında dünya liginde en üst sıralarda olmamız, bu özgüvenin ve yılmadan çalışmanın sonucudur. Biliyoruz ki, yüksek teknoloji üretmeyen ülkelerin bağımsızlığı uzun süre korunamaz. Türkiye, bu gerçeği erkenden görmüş ve 20 yıl önce 'kendi kaderini kendi yazma' iradesiyle yola çıkmıştır. Bugün; 62 projeden 1000+ projeye, 1 milyar dolarlık üretim hacminden 12 milyar dolara, 248 milyon dolarlık ihracattan 7,5 milyar dolara, 9 bin kişilik insan kaynağından 100 bin kişiye, yüzde 80 dışa bağımlılıktan pek çok alanda yüzde 20 seviyelerine gelmiş bir Türkiye var. Bu dönüşüm; Türkiye'nin iradesinin, mühendisinin zekâsının, sanayicisinin adanmışlığının eseridir.'

EN ÇOK OKUNAN HABERLER