Samsunsonhaber köşe yazarı Mustafa Bilik son günlerde sosyal medyada gurbetçilere yönelen tepkiler üzerine bir yazı kaleme aldı: Özlem İle Yolları Beklenen Gurbetçiler Artık İstenmiyor
Çocukluğumdan hatırlıyorum yaz aylarında gurbetçiler gelecek diye gözlerimiz yollarda kalırdı.
Belki bir çikolata, belki bir oyuncak, belki de Türkiye'de hiç giyilmeyen farklı kıyafetler getirecekler diye tatlı bir bekleyiş içinde olurduk.
Sağ olsunlar her gurbetçi Türkiye'ye gelirken akrabaları düşünür ve elleri boş gelmezdi. Getirdikleri ne olursa olsun Türkiye'de bulunamayacağı ya da sıradan çocukların ulaşamayacağı şeyler olacağından heyecanla hediyelerimizi beklerdik.
Mercedesler küçük ilçelerde, köy yerlerinde cirit atmaya başlayınca esnafın da yüzü gülmeye başlardı. Belki de gurbetçileri çocuklar ile aynı heyecanla bekleyenler esnaflardı.
Her gelenin mutlaka elinde şipşak fotoğraf makinesi olurdu. Bizlerin değil ama anne ve babamızın fotoğrafları genelde o makinelerin hatırasıydı.
Gurbetçiler tatilleri bitip de gidecekleri zaman öyle gözyaşı dökerler ve laflar ederlerdi ki, çocuk aklımla Almanya'nın, Hollanda'nın veya Fransa'nın bu insanları köle gibi çalıştırdığını düşünürdüm. Hitler bıyıklı ve ellerinde kırbaç olan görevlilerin 'Çalışın pis Türkler' diyerek kahkalar eşliğinde bizim insanımızı çalıştırdıkları bir görüntü kafamda canlanırdı.
Bu yüzden de neden Avrupa'ya dönmek zorunda olduklarını da bir türlü anlayamazdım. İnsan bu kadar şikayet ettiği bir yere neden geri dönerdi?
Sonra TRT döneminde siyah beyaz ve kumandasız televizyonların hakim olduğu dönem değişmeye başladı. Önce renkli ve kumandalı televizyonlar sonra çok kanallı dönemler başladı. Gurbetçilerin bize getirebileceği her ürün artık bizler için de ulaşılabilir olmaya başlamıştı. Bunu fark eden gurbetçiler de çikolata ve kahve getirmeyi bıraktı.
Ardından da internet çağı başladı. İnternet ile birlikte Türkiye'de 10 yaşındaki bir çocuk bile Avrupa'daki yaşam hakkında gerçek bilgilere ulaşabilir oldu. Filmin koptuğu noktada burası.
Önce gurbetçi akrabalarımız tarafından kandırıldığımızı öğrendik.
Avrupa'da çalışma ve yaşam koşulları onların anlattığı gibi değildi. Türkiye'de ise şartlar tam da onların anlattıkları kadar kötüydü.
Önce bu yalanları çıktı ortaya. Sonrası da çorap söküğü gibi geldi.
Fakat anladığım kadarı ile gurbetçiler Türkiye'de de 2025 yılında yaşandığından, internet sayesinde Avrupa'da moda olan bir ürünün veya akımın aynı anda Türkiye'de de kabul gördüğünden habersizler.
Çünkü o gurbetçiler; "Ülkenizin kıymetini bilin. Avrupa'da yaşamak çok zor, her şey çok pahalı, kurulu düzenimiz olmasa biz de buraya gelmek isteriz" gibi cümleleri kurabiliyorlar. Fakat karşılarında eski saf çocuklar yok artık. Dünya ile internet sayesinde entegre olmuş bir gençlik var.
O gençler gurbetçilerin yalan söylediğini çok iyi biliyor. 'Kurulu düzenimiz olmasa Türkiye'ye dönerdik' yalanına inanmıyorlar. Avrupa'da ülkemize göre çok daha iyi bir hayat yaşadığınızı da biliyorlar. Üstelik o Mercedeslere Türkiye'dekinden daha az bedel ve gayret ile sahip olduğunuzun da farkındalar.
O gençler, Avrupa şartlarında yaşayan sizlerin kendi gelecekleri hakkında söz söyleyebilmenize de katlanamıyorlar.
Sosyal medyada görüyorum. Gurbetçiler gelecek diye sevinen millet şimdi gurbetçiler için 'Gidişiniz olsun, dönüşünüz olmasın' demeye başladı. Bu cümleyi ağır bulanlar için söylüyorum çok daha ağır cümleler ve maalesef küfürler kullanılıyor.
Esnaf içinde artık gurbetçiler bir fark oluşturmuyor. Ya zincir marketleri tercih ediyorlarmış ya da ürünler pahalı diye eskisi gibi dolu dolu alışverişler yapılmıyormuş. Zaten sıla-i rahim yerine önce Yunanistan da tatil yapılıyor üç dört günlüğüne de Türkiye'ye giriş yapılıp eş dost akraba ziyaret edilerek gidiliyormuş.
İşte benim de bu yazıyı kaleme alma sebebim de bu oldu. Gurbetçiler Türkiye'yi pahalı bulmuşlar bu yıl.
Sınır kapılarına gelip, büyükelçiliklere gidip oy kullanarak kendilerini vatani görev yapmış varsayan gurbetçilerimiz 'Kıymetini bilin' dedikleri ülkemizi pahalı buluyorlarmış. Fıkra bu kadar.
Sağlıcakla kalın.
Gurbetçilere Not: Türkiye'de trafikte istediğiniz gibi kuralları ihal ediyor ve Avrupa'da yapamadığınız hareketleri yapıyorsunuz ya artık yazılan cezaları ödemeden sınır kapısından çıkılamıyor. Bilginiz olsun. Sonra sınır kapılarında isyan etmeyin.
