Samsunspor üzerine yazdığı yazıları ilgiyle okunup takip edilen köşe yazarımız Hamza Küçük, 'Premier Lig'den Ne Eksiğimiz Var!' başlıklı yeni yazısını Samsun Son Haber okuyucuları için kaleme aldı.
Premier Lig'den Ne Eksiğimiz Var!
Adana Demirspor ile değişik bir durumumuz var. Yetmiş puan toplayıp averajla Süper Lige çıkamadığımızda Süper Lige çıkan takımlardan biri Adana Demirspordu. Dönemi hatırlayanlar, pandemi yasaklarından dolayı maçların oynanmadığını ama ADS'nin iç saha maçlarında tribünlerin dolu olduğunu da hatırlar. Özellikle Tuzla maçı öncesi kadro dışı kalanlar, hocanın istifası gibi olaylarla şaibeli bir çıkışları oldu. Şimdi ADS nerde Giresun nerde, Tuzla nerde? Bu yüzden maç önemliydi.
ADS'nin ligde bulunduğu sıra maçın çok rahat geçeceğini düşündürüyordu ama Samsunspor'u ve bu ligi bilenler rahat edemeyeceğimizi de biliyorlardı. Oyunun başında 2-0 öne geçince takıma bir rahatlama geldi. ADS'nin kalecisi oyundan çıkarken alkışlamalar, çiçek-böcek-kuş döngüsünü başlattı. Derken Marius sahneye çıktı yine. Bu adamın baharı yok. Ya yazı var ya kışı. Dün de kıştaydı. Bu kadar gol kaçırmak gerçekten yetenek işi. Şimdi böyle söylüyoruz ama haftaya Fener maçında alakasız bir gol atar kış güneşi olur.
Maç 2-1 olunca aklımıza Rize maçı geldi. ADS takımı kötü bir takım değil. Önde üçlü baskı yaptılar ve iyi de alanları kapattılar. Zeki, Emre, Bennaser, Dongelen normal performanslarının üstündeydiler. Nitcham hoca tarafından yedek bırakıldığında hocanın haklı olduğunu gösterdi. Yunus Emre'nin topla çıkıp ara pasları da aslında ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu gösteriyordu. Bu işi defans oyuncuları arasında yapabilen nadir oyunculardan.
Takımda birbirinin simetrisi-asimetrisi oyuncular var. Bennasser ve Celil; iki oyuncu da topu aldığında kendi etrafında dönüp geri veya yana oynuyor. Bunların asimetrisi de Soner ve Nitcham; ikisi de topu alınca ileri oynuyorlar. Ama Soner ve Nitcham aynı anda oynadığında baskı yapmadıklarından orta saha eksiliyor. Özellikle Nitcham'ın etkisizliği de eklenince orta sahada üstünlüğü sağlayamadık. Bu simetri ve asimetrinin ortasında olan, oyunu iki yönüyle oynayan iki oyuncu da Holse ve Tait. Holse cezalı, Tait ise ortalarda yok. İvedi bir şekilde takıma kazanılması gereken oyunculardan biri Tait. Nitcham'ın kaprisleri yerine Tait şans bulursa ve kıpırdarsa orta sahadaki eksikliğimiz kapanır.
Maça ilgi azdı. Takım ligde 3. Sırada ama yedi bin civarı taraftar vardı. Sebeplerden biri belki oruç olabilir ama asıl sebep stadyumun yeri.
Başlığa cevabı burada verelim: Premier Ligde de aynı saatlerde hatta öğle saatlerinde de maç oluyor ve stadyumlar dolu oluyor. En önemli sebep stadyumların şehir merkezlerinde olması ve stadyumların yaşayan alanlar olması. İngiletre'de yoldan geçerken bile maça gidip maç izleyebilirsiniz. Bizim stadyumu öyle bir yere yaptılar ki gitmesi eziyet, dönmesi işkence. Sanayinin içinde 15 günde bir kullanılan bir stadyum. Stadyumun eski yerine yeniden yapılması gerekir ama bu siyasi iklimde zor gözüküyor. Bir diğer nokta da bilet fiyatları. Önümüzdeki Kasımpaşa maçı denemesi bedava. Biletler 55 TL olsun ve taraftar gelmiyorsa o zaman derinlemesine araştırılabilir.
Ayrıca niye Premier Lig değiliz sorusunun cevabı da hakemlerimiz. Maalesef çok yetersizler. Dünyanın en iyi insanı olabilirler, çok nazik olabilirler, çok yakışıklı olabilirler ama hakemlikleri maalesef vasat.
Süper Ligde Samsun Bölgesinden sadece tek bir hakem var Samet Çiçek. Ondan önce Hakan Atilla Gökbilgin vardı. İkisi de yardımcı hakem. MHK'nin elinde Erdem Mertoğlu var. TFF 1. Lig'in bütün zor maçlarına yolluyorlar. Süper Ligde niye 4. Hakem olarak görev veriyorlar? Lobisi olan başka şehrin hakemi olsa şimdiye en az beş maçta hakemdi. Samsun Bölgesi Süper Lig hakemi çıkartamayacak kadar kötü mü? Ama Samsunlu ve kaliteli olunca böyle oluyor. İşte Premier Ligde adil oluyorlar, adam kayırma yapmıyorlar.
