Yazıları ilgiyle okunup takip edilen köşe yazarımız Yusuf Demircioğlu, 'Batsın Bu Dünya' başlıklı yeni yazısını Samsun Son Haber okuyucuları için kaleme aldı.
Batsın Bu Dünya
Bizim gençlik yıllarımızda, gençlerin mutlaka dinlediği üç kişi vardı. Müslüm Gürses, Ferdi Tayfur ve Orhan Gencebay.
Gençler, Müslümcü, Orhancı ve Ferdici olarak ayrılmıştı. Müslüm Baba dinleyenlerin jiletle arası çok iyiydi. O yüzden bana uzaktı. Kesici ve delici aletleri hiç sevmedim. Ferdi Baba'nın şarkılarında aşkın tarifi fazla hüzünlüydü. Hepimizin bildiği bazı şarkılarını çok sevsem de genel olarak bana hitap etmezdi.
Orhan Baba... "Daha güzel, daha mutlu, daha adil, sevgi dolu bir dünya, barış için, insanlık için batsın bu Dünya" diyordu. Vay be diyordum, felsefeye bak. İşte gerçek sanatçı. Toplumsal duyarlılığı olan birisi. O yüzden olsa gerek benim favorim Orhan Babaydı.
İşte Orhan Baba bir zamanlar böyle biriydi. Zaman geçtikçe o da değişti. Arabesk müzik kavramını asla kabul etmeyen, müziğinin mutlaka bir tanımlaması olması durumunda protest müzik kavramını kabul eden birisiydi. Sanatçının muhalif olması gerektiğini bilen biri.
Yıllar geçtikçe Orhan Baba değişmeye başladı. "Barış için kardeşlik için batsın bu Dünya" diyen Orhan Baba iktidar kayığında bir yolcu olmayı tercih etti.
Artık, barış için, kardeşlik için daha adil bir Dünya için şarkılar yazmıyordu. Protest müziğinden eser kalmamıştı. Toplumsal duyarlılığını da kaybetmeye başlamıştı.
Konu ne olursa olsun, kendisinden beklenen sanatçı duruşundan uzak kalmayı tercih eder olmuştu. İktidarı her şart ve koşulda destekleyerek, sanatçı kimliğini çoktan rafa kaldırmıştı.
Bir sanatçının üretkenliğinde en önemli motivasyon, muhalif olmaktır. A iktidarına, B iktidarına değil, her iktidara muhalif olmak. Çünkü; sanatçı, eğer gerçek bir sanatçı ise, hayal aleminde yaşar.
O'nun hayalindeki Dünya'yı hiçbir iktidar oluşturamaz. O yüzden iktidar yanlısı sanatçı olmaz.
İktidar yanlısı olmuşsa, sanatçılık o kişinin ruhunu çoktan terk etmiştir.
Gençlik yıllarımdaki Orhan Gencebay ile yolları ayıralı çok oldu. Yıllardır müziklerini dinlemiyorum. Olur ya kazayla radyoda çalarsa, kanalı değiştiriyorum. Söyledikleri benim için bir anlam ifade etmiyor. İktidar kayığında yaptığı yolculukta kendisine başarılar diliyoruz.
İktidar kayığında olmanın bedeli var elbette. Ödenmesi gereken bir bedel. Her ne olursa olsun iktidarı savunmak. Bu kadar da olmaz denilen her nokta da "yok yok o kadarı da olur. Hatta daha fazlası da..." dercesine iktidarı savunmak.
Bolu'da meydana gelen yangın faciası, bu durumun en iyi örneklerinden biri. Otel yangınında yetmiş sekiz insanımız, yanarak can verdi. Dile kolay yetmiş sekiz insan. Aileler yok oldu. Çocuklar, gençler...
Vicdanı olan herkesin, canı yandı, vicdanı kanadı.
İşte bu facianın sonrasında Orhan Gencebay'a mikrofon tutuldu. Neler hissettiği, facia sonrasında, neden hiç kimsenin istifa etmediği, soruldu.
Baba günlerinde olsa kim bilir neler söylerdi? Böyle bir olayın ardından belki de tekrar tekrar "Batsın bu Dünya." derdi.
Ama babalık günleri geride kaldı. İktidar kayığında sıradan biri olarak verdiği cevap, yürekleri sızlatan cinsten.
"Bu konuda konuşmak bize düşmez. Olayların iç yüzünü bilmiyoruz. Onu, onlar daha iyi bilir. Yönetenler daha iyi bilir. Hepsi iyi niyetlidir. Gerekeni yapmaya çalışacaktır. İhmaller olabilir ama kesinlikle kötü niyetli değildir."
Vah Orhan Gencebay vah. Yılların Orhan Babası. Sen bu hallere düşecek adam mıydın?
Bu konuda konuşmak sana düşerdi, Orhan Gencebay. Yönetenler hiçbir şey bilmiyor. Bilmedikleri için yetmiş sekiz insanımız, yanarak can verdi. Gerekeni yapmadılar. İhmalleri yüzünden aileler yok oldu. Gençlerimiz, çocuklarımız hayatının baharında soldu, demek sana düşerdi.
Kötü niyetlilerdi. İşlerini yapmadılar. Cebime üç kuruş daha fazla girsin diye yangına karşı hiçbir önlem almayan otel sahibinin aç gözlüğüne göz yumdular, demek sana düşerdi.
Ben, iktidar kayığının bir yolcusu değil, mazlumların gür sesiyim, demek sana düşerdi.
Sanatçıların iktidar kayığına binmediği, mazlumun sesi olduğu, haksızlığa karşı sesinin gür çıktığı, ömrünün son deminde vicdanını kaybetmediği, kula kulluk edenlerin olmadığı, daha güzel, daha adil, daha mutlu günler için,
Batsın bu Dünya...