Yaz aylarının korkulu rüyası: Kene

Yaz aylarının korkulu rüyası: Kene

Yaz aylarının tadını çıkarmak için açık havada gezmek, piknik yapmak isteyenler ve bir de her şeye rağmen çalışmak durumunda kalanlar, dikkatli olmanız gerekiyor! Kene ısırıklarından dolayı her geçen yıl onlarca insanın hayatını kaybettiği ülkemizde uzmanlar, güzel havanın tadını çıkartmak isteyenleri bekleyen tehlike için uyarıyor!

Yaz aylarının korkulu rüyası olan ve bu yıl şimdiden ülkemizde 4 kişinin ölümüne neden olan kene ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığına karşı uyarılar geliyor. Ülkemizde hava sıcaklıkların yükselmesi ve nemli ortamlarda yaşamayı tercih eden keneler, insan hayatını tehdit etmeye devam ediyor. Özellikle yaz aylarında sıklıkla karşılaşılan Kırım Kongo Kanamalı Ateş hastalığından dolayı her yıl onlarca insan hayatını kaybediyor.

​Samsun Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Klinik mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Sema Aydoğdu, kene ısırması nedeniyle meydana gelen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı vakalarının ülkemizde Haziran-Temmuz aylarında en üst seviyeye çıktığını belirterek uyarılarda bulundu. Özellikle Karadeniz Bölgesinde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) vakalarında yazın gelmesiyle birlikte artış görüldüğüne dikkati çeken Dr. Sema Aydoğdu, "Ölümcül virüsleri taşıyan keneden korunma yöntemlerinin başında pantolon paçalarını çorapların içine almak yer alıyor" dedi.

Yaz aylarının korkulu rüyası: Kene

Kene Mücadelesi ve Korunma Yolları

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığı bir hayvan hastalığı olmadığını belirten Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Sema Aydoğdu, "Hastalık Türkiye'de ilk olarak 2002 yılında dikkatleri çekmiş ve 2003 yılında kesin tanısı konmuştur. KKKA vakaları, hastalığın başlıca bulaştırıcısı olan kenelerin aktifleştiği dönemden başlayarak bahar ve yaz aylarında görülmektedir. İlk kez Tokat ili ve civarında dikkatleri çeken Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vakaları çoğunlukla İç Anadolu'nun kuzeyi, Orta Karadeniz ve Doğu Anadolu'nun kuzeyinde yoğunlaşmaktadır. Hastalık etkeni hayvanlarda bulunmakla birlikte herhangi bir belirtiye sebep olmamaktadır. Hastalık etkeni taşıyan kenelerin insanla teması durumunda, insanlarda hastalık görülmektedir. Hastalık özellikle havaların ısınmasına paralel olarak Mart-Ekim ayları arasında önemli bir halk sağlığı problemi olmaya devam etmektedir. Hastalık; virüslerin neden olduğu ateş, cilt içi ve diğer alanlarda kanama gibi bulgular ile seyreden kene kaynaklı bir enfeksiyondur. Hastalığın tedavisinde spesifik bir ilacın olmaması, etkinliği kanıtlanmış bir aşısının da bulunmaması, korunma önlemlerinin alınmasını ve hastalığın bulaştırıcısı olan kenelerle mücadeleyi ön plana çıkarmaktadır" diye konuştu.

Yaz aylarının korkulu rüyası: Kene

Hastalığın belirtileri nedir?

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi'nin belirtilerine değinen Uzman Dr. Sema Aydoğdu, "Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, aniden başlayan baş ağrısı, baş dönmesi, yüksek ateş, bel ağrısı, eklem ağrısı, karın ağrısı ve kusma gibi başlangıç belirtileri gösterir. Gözlerde, yüzde, boğazda kızarıklık ve damakta kırmızı lekeler yaygın olarak görülen belirtilerdir. Daha ileri evrelerde cilt altı kanamalara bağlı deride ciddi morarma, şiddetli burun kanaması ve enjeksiyon bölgelerinde kontrolsüz kanamalar görülür. Kanama deri ve mukoza dışında, iç organlarda da görülebilir. Hastalığın ikinci haftasında karaciğer, böbrek veya dolaşım bozukluğu ölümle sonuçlanabilir. Araştırmalara göre hastalığın neredeyse %50 oranında ölümle sonuçlanır" şeklinde konuştu.

Kene ısırdığında neler yapılmalı?

Vücuda yapışan kenenin derhal ve dikkatlice çıkarmanın büyük önem taşıdığına dikkati çeken Uzman Dr. Aydoğdu, "Bunun için vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna gitmek gerekir. Keneyi çıkarmak için önce eldiven giyilip işleme başlanır. Mümkün olduğunca derinden ve kenenin ağzına en yakın noktadan yakalamak, özellikle kafa ve ağız parçaları olmak üzere, kenenin hiç kalıntı bırakmadan çıkarılması için önemlidir. Bunun için temiz ince uçlu bir cımbız veya forseps kullanılır. Kene yavaş ve sürekli bir yukarı yönlü hareketle nazikçe çekilip kıvırmadan çıkarılır. Kene, asla çıplak elle tutulmamalı, cımbız veya elle sıkılmamalı veya kıvrılıp bükülmemelidir. Çıkarma işleminden sonra eller ve ısırık alanı sabun ve sıcak suyla yıkanır ve alkolle dezenfekte edilir. Keneyi çıkarmak için kesinlikle vazelin, tırnak cilası, nane yağı ya da sıcak kibrit gibi maddeler kullanılmamalıdır. Çünkü bu gibi maddeler kenede bulunan enfekte sıvıların cilde salınmasına neden olabilir. Kene yapıştığı yerden çıktıysa bir kaba koyarak derin dondurucuda saklanması, daha sonra görülebilecek herhangi bir belirtide kenenin doktor tarafından incelenmesi için önem taşır. Keneler doğada, çimenlerin arasında, ağaçlarda, çalılarda ve yaprak yığınlarının olduğu yerlerde olur. İnsanın vücuduna girebilmek için keneler alçak ve kısa boylu bitkiler, yapraklar, ağaç gövdeleri ve yere yakın diğer nesnelerin üzerine tırmanırlar. Ön bacaklarıyla nesneye uzanıp arka bacaklarıyla kavrarlar. Ayakkabı, pantolon ya da giysiden deriye ulaşarak güvenli bulduğu bölgede baş kısmından deriye saplanır. Bir kene, deriye saplandıktan sonra ise birkaç gün boyunca orada kalarak yavaşça kan emer" ifadelerine yer verdi.

 Kene Isırması Nasıl Anlaşılır?

  • Deride ortaya çıkan leke veya kenenin varlığını hissetmek,
  • Kenenin ısırdığını fark etmek,
  • Bazen kenelerin ısırdıkları konum, diğer böceklerin ısırıklarından ayırt etmeye yardımcı olabilir. Çünkü keneler en sık boyun, saç dipleri, kasık ve bacakları ısırır.
  • Kene ısırığı sıvı dolu değildir, oysa karıncalardan ve diğer böceklerden ısırıklar tipik olarak irin doludur.
  • Diğer böcek ısırıkları sayıca çok olabilir ve vücudun birden fazla bölgesinde görülebilir. Fakat keneler tipik olarak genelde bir kez ısırırlar ve başlarını derinin altına sokarlar

Samsun Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Uzman Dr. Sema Aydoğdu'nun, hastalıktan korunma ve kenelerle mücadele için sıraladığı tedbirler ise şu şekilde:

1- Tarla, bağ, bahçe, orman ve piknik alanları gibi kene yönünden riskli alanlara gidilirken, kenelerin vücuda girmesini engellemek maksadıyla mümkün olduğu kadar vücudu örten giysiler giyilmeli, pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalı ve ayrıca kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir.

2- Kene yönünden riskli alanlardan dönüldüğünde kişi kendisinin ve çocuklarının vücudunda (kulak arkası, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası dâhil) kene olup olmadığını kontrol etmeli, kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden çıplak el ile dokunmamak şartıyla vücuda tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir malzeme ile (bez, naylon poşet, eldiven gibi) çıkarmalıdır.

3- Kenenin uzaklaştırılmasından sonra eller su ve sabunla yıkanmalı, kenenin tutunduğu bölge tentürdiyot, kolonya veya deterjanlı su ile temizlenmelidir.

4- Kene tutunan kişiler, kendilerini 10 gün süreyle halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtiler yönünden izlemeli ve bu belirtilerden bir veya bir kaçının ortaya çıkması halinde derhal en yakın sağlık Eğer keneyi evde çıkarmaya çalıştıysanız ve kenenin baş, ağız ya da başka kısımları ciltte kaldıysa hemen bir sağlık kuruluşuna başvurmanız gerek

5- Hastalığa sebep olan mikrobun taşıyıcısı, saklayıcısı ve bulaştırıcısı olan keneler uçmayan, zıplamayan, yerden yürüyerek vücuda tırmanan eklem bacaklı hayvanlardır. Vücuda tutunan veya hayvanların üzerinde bulunan keneler kesinlikle çıplak el ile öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır. Keneler üzerine sigara basmak, kolonya, gaz yağı gibi maddeler dökmek kenenin kasılmasına sebep olarak vücut içeriğini kan emdiği kişiye aktarmasına sebep olacağı için yapılmamalıdır

6-Özellikle dağlık, ormanlık alanlarda hastalığın yaygın olduğu göz önünde bulundurularak çiftlik hayvanları, kene kaynağı olabilecek diğer yabani hayvanlardan ( yaban tavşanı, kirpi, domuz, deve kuşu ve bazı kuşlar ) uzak tutulmalıdır.

7- riskli bölgelerde mera hayvancılığı yapılan işletmelerde Mart-Ekim ayları arasında hayvanlar üzerinde mutlaka kene kontrolü ile tespiti halinde hayvanlarda ve ahırlarda kene mücadelesi yapılmalıdır.

 8- Görev nedeni ile risk grubunda yer alan kişiler, hayvan veya hasta insanların kan ve vücut sıvıları ile temastan kaçınmalı; temas edilecekse mutlak eldiven, önlük, gözlük, maske vb. koruyucu önlemler alınmalıdır.

ÖZEL HABER -SAMSUNSONHABER