TMMOB Mimarlar Odası Samsun Şubesi Geçmiş Dönem Başkanı ve Kent İzleme Komitesi Üyesi İshak Memişoğlu, 6 Şubat'ta yaşanan deprem felaketinin bir kez daha Türk halkının bilime inanması gerektiğini gösterdiğini belirtti. Memişoğlu, Samsun'da binlerce kaçak binanın güvenli yaşam alanlarına dönüştürülmesi gerektiğini söyledi.
6 Şubat'ta 10 ilimizde meydana gelen ve yüzyılın felaketi olarak nitelendirilen deprem Türkiye'yi birçok gerçekle yüz yüze getirdiği gibi, kent, kent yönetimi, inşaat, mühendislik, müteahhitlik, denetimler ve daha pek çok konuda mevcut uygulamalarını da tekrar gözden geçirmesi gerektiği konusunu tartışmaya açtı. Deprem anında birçok insanın yaşadığı evi veya binayı terk ederken, bazılarının ise güvenli olduğu binaya girmesi gibi birbirinden farklı refleksler bize neyi gösteriyor.
Bu felaket, ihmalin bir sonucudur!
Depremin doğal bir sonuç olduğunu ve kaderle ilgili bir olgu olmadığını belirten TMMOB Mimarlar Odası Samsun Şubesi Geçmiş Dönem Başkanı ve Kent İzleme Komitesi Üyesi İshak Memişoğlu, 10 ilde yaşanan felaketin sosyal, ekonomik ve ruhsal boyutlarının kaldırılamayacak kadar büyük olduğuna dikkati çekti. Yaşanan felaketin ardından bilimi ötelemenin, ona gereken önemi göstermemenin bedelinin yanı sıra; sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürdürebilmek için bilime olan ihtiyacın ne kadar mühim bir şey olduğunun bir kez daha test edildiğine dikkat çeken İshak Memişoğlu, "Bütün bunlar bilimi ve Türkiye'nin deprem gerçeğini öteleyen, bir takım aflarla ve barış adındaki uygulamalarla ertelemeye çalışanların sebep oldukları felaketlerdir" dedi.
Yaşanan onca felaketlerden ders alınmadığını belirterek bunu bir takım nedenlere bağlayan İshak Memişoğlu, Türkiye'de 6 Şubat deprem felaketinden sonra acilen yapılması gereken en önemli refleksin yaşadığımız bütün binaların can güvenliği açısından depreme dayanıklı olup olmadığının net bir biçimde tespit edilmesi gerektiği konusuna dikkati çekti.
Yaşadığımız binaların büyük bir bölümü kaçak
İmar afları ve imar barışı yöntemlerinin Türkiye için büyük risk oluşturduğunu kaydeden İshak Memişoğlu şunları söyledi; "Öncelikle yaşadığımız binaların güvenli olum olmadığın tespit etmemiz gerekiyor. Bu binaların büyük bir bölümü kaçak. Birinci öncelikli sorunumuz mevcut yapıların güvenli olup olmadığın tespit etmemiz gerekiyor. Mevcut iktidar, imar barışı veya affı ile şuursuzca çıkarılan kanunlarla ve yönetmeliklerle tehlikeye davetiye çıkarmıştır. Öncelikli konumuz bu binaları ele alarak, ya toptan yıkacağız ya da bunları güçlendireceğiz. Bunun için elbette her şeyi devletten beklemek doğru değil. Ancak devletin de öncü olması gerekiyor. Buna mecburuz ve bun biran önce yapmalıyız. Buna yönelik uyarılarımıza ve çabalarımıza maalesef bugüne kadar hiçbir karşılık alamadık."
Binaların insanlar için mezar değil güvenli yaşam alanları olarak inşa edilmelerinin yolunun imkansız olmadığını belirten İshak Memişoğlu, "Öncelikle bunun için bilime inanmak gerekiyor. Bilim ne tür bina yapıyorsanız bunun için size hangi yolu tercih etmeniz gerektiğini ve de bunun yöntemlerinin nele olduğunu sunuyor. Bize de sadece bunu takip etmek kalıyor" diye konuştu.
ÖZEL HABER - Samsunsonhaber