Hatay'ın Hassa ilçesi Gökhan Hudut Karakolunda 25 Ekim 1994 yılında vatani görevini ifa ederken terhisine bir gün kala şehit edilen Piyade Er Nihat Özcan'ın ailesi şehitlik belgesi mücadelesinde yargıda Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensuplarına takıldı. Aile, FETÖ'nün 15 Temmuz'daki kirli yüzünü gördükten sonra zaman aşımına uğrayıp rafa kaldırı
Hatay'ın Hassa ilçesi Gökhan Hudut karakolunda 25 Ekim 1994 yılında vatani görevini yapan Batmanlı Piyade Er Nihat Özcan, terhisine bir gün kala şehit edilerek naaşı Suriye topraklarında bırakıldı. Özcan'a şehitlik belgesi verilmedi. Hukuk mücadelesi başlatan Özcan ailesi, yargıda FETÖ'cü hakimlere takıldı. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında 'sıkıyönetim mahkemeleri görevlendirme listesinde adı geçen askeri hakim Gani Çetintaş ve itiraz mercii askeri hakim Rıdvan Akay, davanın zaman aşımına uğradığı gerekçesini göstererek dosyayı kapatmıştı. İsmi zikredilen FETÖ'cü iki yargıç, darbede tutuklanınca aileye yeniden umut doğdu ve olur da yeniden FETÖ'cülere takılmamak için anne ve ağabey ayrı ayrı dava açtı. Davayı kazanan aile, 28 yıl sonra 'şehitlik belgesi'ni alarak şehitlerinin mezarına gitti.
Piyade Er Nihat Özcan'ın şehit edildiği günden bugüne 28 yıldır hukuk mücadelesi verdiğini hatırlatan ağabey Şeyhmus Özcan, 'Yılarca davamız devam etti, onlar sürekli kapattılar. Dava, Cumhurbaşkanlığımızın ve Milli Savunma Bakanlığımızın emriyle açıldı. Sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları Başkanlığınca açıldı. Tabi bunlar daha sonradan yine kapatıldı. 20 sene ile sınırlandırıp zaman aşımı diye kapattılar. Oysaki Türk Ceza Kanununun 66'ncı maddesinin 7'nci fıkrasında yurt dışında işlenen suçlar zaman aşımı uygulanmaz. Buna rağmen bu FETÖ'cü hakim ve savcılar 20 sene zaman aşımı diye kapattılar' dedi.
'Devletimiz temizlenmiş, hainler temizlenmiş ikimiz de davayı kazandık'
15 Temmuz FETÖ'nün darbe girişiminde sıkıyönetim mahkemeleri olarak suçüstü yakalanan Askeri Hakim Rıdvan Akay ve Askeri Hakim Gani Çetintaş'ın tutuklandıklarını hatırlatan Özcan, 'Annem ile birlikte istişare ettik. Halen de devletimizin içine gizlenmiş sinsi FETÖ hainler olabilir korkusuyla annemin adına ayrı avukat ile ayrı dava açtım ve kendi adıma ayrı bir dava açtım. Olur da karşımıza gizlenmiş sinsi hainler çıkarsa annemin açtığı dava kazanmasa benim açtığım dava kazanır diye hareket ettik. Allah'a çok şükür, demek ki devletimiz temizlenmiş, hainler temizlenmiş, ikimiz de davayı kazandık. Her zaman şunu diyoruz; bin canımız olsa gözümüzü kırpmadan bu vatan için feda ederiz. Allah, şehidimize teskere gününde çift şehitliği nasip etti' dedi.
'Son 20 yılda 2 bin 227 şüpheli ölüm var kışlalarda'
'Bugün de Allah, devletimizden razı olsun, ailemize çift şehitlik belgesi gönderdiler' diyen Özcan, 'Şu anda onun mutluluğunu yaşıyoruz. Allah devletimize zeval vermesin. Mesele Nihat Özcan değil. Milli Savunma Bakanımızın da daha önce açıklaması var. Son 20 yılda 2 bin 227 şüpheli ölüm var kışlalarda. Normal ölüm ve şehit hariç bu da ne demek oluyor? Demek yıllarca şerefli Türk ordumuza sızmış, gizli sinsi hainler bulunuyor. Birçok Nihat Özcan gibi kahraman şehitlerimizin ölümlerine sebep olmuşlar. Bunlar askeri yargı tarafından korunuyordular. Referandumdan sonra askeri yargı kaldırıldı ve Nihat Özcan olmak üzere şu an benim bildiğim yüzlerce bu şekilde mağdur olan Mehmetçiklerimiz tıkır tıkır yüce Türk milleti adına verilen kararlarla şehitliklerini alıyorlar. Bu ailelerimiz devletimize hep dua ediyorlar, hem de o gururu yaşıyorlar. Biz, bu acıyı yaşadık, 28 yıldır sabrettik, şükrettik, dua ettik, Allah mükafatını verdi. Şehidimiz aklandı şahadet belgelerimiz geldi ama şehidimizin ölümüne haksız sebebiyet verenler ve soruşturma dosyasını kanuna aykırı 20 sene zaman aşımı diye kapatan FETÖ'cü hakimler ve savcılar tutuklandılar. Yine kazanan biz olduk. Kaybeden o hainler oldu' diye konuştu.